34,5733
36,2773
2.993,77
CUMA HUTBESİ KONUSU– Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 28 Eylül Cuma tarihli hutbesi resmi internet sitesinden yayınlanarak erişime açıldı. Cuma namazına gidecek olan vatandaşlar, arama motorlarında “Cuma hutbesinin konusu ne?” ve “28 Eylül Cuma hutbesi konusu” gibi cümleleri araştırıyor. Pekala, 28 Eylül Cuma hutbesinin konusu ne? İşte “Peygamberimiz, İman ve İstikamet” başlığıyla yayımlanan Cuma hutbesinin ayrıntıları…
PEYGAMBERİMİZ, İMAN VE İSTİKAMET
Muhterem Müslümanlar!
Bir gün sahâbe-i kirâmdan biri, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’e gelerek “Ya Resûlallah! Bana İslam’la ilgili o denli bir şey söyle ki öbür hiç kimseye soru sorma muhtaçlığı hissetmeyeyim” dedi. Bunun üzerine Allah Resûlü (s.a.s) ona şöyle buyurdu: قُلْ آمَنْتُ بِاللّٰهِ ثُمَّ اسْتَقِمْ “Allah’a iman ettim de, sonra da dosdoğru ol.”
Aziz Müminler!
Yüce dinimiz İslam’ın gönderiliş gayesi, faziletli insanların oluşturduğu ülkü bir toplum inşa etmektir. Tüm yaratılmışların itimat ve huzurla yaşayabileceği bir dünya kurmaktır. Cenâb-ı Hak, akıl ve iradeyi bizlere bunun için lütfetmiştir. Hidayet rehberi kitapları, hak ve hakikatin temsilcileri olan peygamberleri bunun için göndermiştir. Bununla birlikte Aziz Rabbimiz, yürüyeceğimiz dosdoğru yolu da bize göstermiştir. Bu yol, Rabbimize hakkıyla iman etmek ve istikamet üzere bir ömür sürmektir.
Değerli Müslümanlar!
İman, Rabbimize içtenlikle kul olmaktır. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in örnekliğinde bir hayat yaşamaktır. İman, insanı özgürleştirir. Onu en yanlışsız yola, sırât-ı müstakîme iletir. İman, beşere yaratılış gayesini ve sorumluluklarını öğretir. Ona kimlik ve kişilik kazandırır.
İmanın gereği istikamettir, yani kişinin özüyle kelamını bir kılmasıdır. Olduğu üzere görünmesi, göründüğü üzere olmasıdır. İstikamet, insanın hayatını Kur’an-ı Kerim’e ve Peygamberimiz (s.a.s)’in sünnetine nazaran şekillendirmesidir. Allah ve Resûlünün isteğini herkesten ve her şeyden üstün tutmasıdır.
Kıymetli Müminler!
İstikamet, imanımıza, ibadetlerimize, ahlakımıza, hâsılı hayatımızın her ânına ve her alanına yansıdığı surece gerçek manasına kavuşur
İmanda istikamet, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamaktır. Tevhid ve vahdeti kuşanmaktır. فَاسْتَقِمْ كَمَٓا اُمِرْتَ “Emrolunduğun üzere dosdoğru ol.” ayetine samimiyetle bağlanmaktır.
İbadette istikamet, vefat bize gelinceye kadar kulluk görevlerimize sadık kalmaktır. İbadetlerimizi sırf Allah’a has kılmak; her türlü riya ve gösterişten arındırmaktır.
Aziz Müslümanlar!
Ahlakta istikamet ise, إِنَّمَا بُعِثْتُ لِأُتَمِّمَ صَالِحَ الْأَخْلَاقِ “Ben hoş ahlakı tamamlamak için gönderildim.” buyuran Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in örnek ahlakını rehber edinmektir. Ülfet ve muhabbeti, nezaket ve zarafeti aile hayatımıza hâkim kılmaktır. Palavra ve hileye, zulüm ve haksızlığa asla tevessül etmemektir. Kul ve kamu hakkını ihlal eden davranışlardan kaçınmaktır. Elimizden, lisanımızdan, konutumuzdan, işimizden, hâsılı hayatımızın her alanından haram ve günah olan her şeyi uzak tutmaktır.
Değerli Müminler!
Bizler, imanda istikameti, ibadette samimiyeti, ahlakta dürüstlüğü Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’den öğrendik. Sevgi ve saygıyı, hürmet ve muhabbeti, bir ortada kardeşçe yaşama kültürünü ondan öğrendik. Anne ve babaya itaat etmeyi, eşimize sadakat göstermeyi, çocuklarımıza merhametle muamele etmeyi, komşumuzun hakkını gözetmeyi bize o öğretti. Allah katında üstünlüğün sadece takvada olduğunu, insanların tarağın dişleri üzere eşit kabul edildiğini ondan öğrendi tüm insanlık. Ne memnun, Rabbimizin emrettiği, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in yaşayarak öğrettiği istikamet üzere bir ömür sürenlere. Ne keyifli, sırât-ı müstakîme pürüz olan kin, nefret, düşmanlık ve haset üzere makus his ve fikirlerden arınanlara. Hutbemi Rabbimizin istikamet sahibi müminleri müjdelediği şu ayet-i kerime ile bitiriyorum: “Şüphesiz Rabbimiz Allah’tır deyip sonra da dosdoğru olanlara hiçbir kaygı yoktur, onlar asla üzülmeyeceklerdir.”