34,5505
36,0836
2.992,61
CUMA HUTBESİ KONUSU – Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 18 Ağustos Cuma tarihli hutbesi resmi internet sitesinden yayınlanarak erişime açıldı. Cuma namazına gidecek olan vatandaşlar, arama motorlarında “Cuma hutbesinin konusu ne?” ve “18 Ağustos Cuma hutbesi konusu” gibi cümleleri araştırıyor. Pekala, 18 Ağustos Cuma hutbesinin konusu ne? İşte “Ahiret: Ebedi Yurdumuz” başlığıyla yayımlanan Cuma hutbesinin ayrıntıları…
AHİRET: EBEDİ YURDUMUZ
Muhterem Müslümanlar!
Geçici olan şu dünyada hepimiz birer yolcuyuz. Rabbimizin takdir ettiği kadar bir ömür sürüp, sonra da ebedi olan ahirete göç edeceğiz. Ahiret, dünyada yapıp ettiklerimizin karşılığını bulacağımız ebedi yurdumuzun ismidir. Ahirete iman ise altı iman aslından biridir.
Aziz Müminler!
Kıyamet kesinlikle vuku bulacak, dünya hayatı bütün cazipliği ve cazibesine karşın bir gün sona erecektir. Bütün beşerler mahşerde Cenâb-ı Hakk’ın huzurunda toplanacak, günahlarımız ve sevaplarımız Mîzan ismi verilen şaşmaz terazide tartılacaktır. Amel defterimiz önümüze açılacak, اِقْرَأْ كِتَابَكَۜ كَفٰى بِنَفْسِكَ الْيَوْمَ عَلَيْكَ حَس۪يباًۜ “Kitabını oku! Bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin kâfi.” denilecektir. Dünyada iman edip salih amel işleyenler ve hoş ahlakı düstur edinenler, Allah’ın rahmetine nail olacak ve cennete gireceklerdir. Bu hayatta sorumluluklarını ihmal edenler ise karşılığında cehennemde cezalarını çekeceklerdir.
Kıymetli Müslümanlar!
Ahirete iman, dünya hayatımıza taraf vermelidir. Hesap şuuru, bizi kötülüklerden alıkoymalı, yeterliliklere yönlendirmelidir. Ebedi bir hayat kanısı, özümüzle, sözümüzle ve yaşantımızla bizi yeterli bir insan, ülkü bir mümin kılmalıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır: “Allah’a ve ahiret gününe iman eden, komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret gününe iman eden, konuğuna ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe iman eden, ya hayır söylesin ya da sussun!”
Değerli Müminler!
Ahirete iman eden mümin, kendisiyle, ailesiyle, etrafıyla, canlı cansız bütün yaratılmışlarla barışık yaşar. Onun elinden ve lisanından hiç kimseye ziyan gelmez. O, bir diğerinin malına, canına, iffet ve onuruna kastedemez.
Hesap gününe inanan mümin, eşine güzel davranır. Evlatlarından şefkat ve merhameti esirgemez. Anne-babasının duasını almanın ve isteklerini kazanmanın çabasında olur. Akraba ve komşularının hakkını gözetir. Yetime, fakire, dara düşene el uzatır.
Ebedi hayata iman eden mümin, kötülüklerden uzak durur. Kin, ihtiras, haset ve düşmanlık üzere olumsuz hislerle hareket etmez. Kul ve kamu hakkı yemez. Karına haram bulaştırmaz. Huzuru ve memnunluğu, mal ve mülkte, makam ve mevkide, şan ve şöhrette değil, Allah’a imanda, ibadetlerin hazzında ve ahlakın hoşluğunda arar.
Aziz Müslümanlar!
Bu dünyada ne ekersek ahirette onu biçeceğiz. Dünyada uygunluk ismine ne yaparsak ahirette onu göreceğiz. Dünyada hayır ve sadaka ismine ne verirsek ahirette onu bulacağız. Öyleyse dünya hayatının süreksiz hevesleri bize ahireti unutturmasın. Rabbimizin, “Ey insanlar! Elbet Allah’ın vaadi gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın…” uyarısı aklımızdan çıkmasın. Ahirette bizi mahcup edecek her türlü kelam ve davranıştan sakınalım. Unutmayalım ki, Rabbimiz, bizleri yaptıklarımızdan ve yapma imkânına sahip olduğumuz halde yapmadıklarımızdan da hesaba çekecektir.
Hutbemi bir ayet mealiyle bitiriyorum: “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve herkes, ahirete evvelden ne göndermiş olduğuna baksın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Elbet Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”