h Dolar 35,3480 % 0.01
h Euro 36,6157 % 0.01
h Altın (Gr) 3.008,55 %-0,08
a İmsak Vakti 02:00
İstanbul 13°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
  • DOLAR 35,3480h

    35,3316

  • EURO 36,6157h

    36,5854

  • Gram Altın -0,08h

    3.008,55

a

CHP’den DEM parti açıklanası

CHP Sözcüsü Deniz Yücel, MYK toplantısının ardından yaptığı basın açıklamasında, "DEM Parti heyeti ile CHP heyeti görüşecek mi?" sorusuna, "CHP heyetini, yarın DEM Parti heyeti ziyaret edecektir" dedi.

CHP’den DEM parti açıklanası
0

BEĞENDİM

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Merkez Yönetim Kurulu, Genel Başkan Özgür Özel başkanlığında CHP Genel Merkeizi’nde toplandı. Yaklaşık 5 saat süren toplantının ardından CHP Sözcüsü Deniz Yücel, MYK gündemine ilişkin basın açıklaması yaptı. Yücel’in açıklaması şöyle:

*2025 yılının ilk MYK toplantısını bugün gerçekleştirdik. Bugünkü toplantımızda toplumun tüm kesimlerini derinden etkileyen hayat pahalılığını, bu ekonomik kriz ortamında asgari ücretliye ve dar gelirliye, emekliye reva görülen artışları konuştuk. Yeni yılın milletimize öncelikle sağlık, mutluluk, huzur, barış ve refah getirmesini diliyoruz.

*2024 yılının son günlerinde işçiye, emekçiye 22 bin 104 liralık asgari ücreti reva gören AKP iktidarı, şimdi de memur ve emeklileri kaderine terk etti.

*Milyonlarca emekli ve memurun beklediği zam oranları, TÜİK’in aralık ayı enflasyonuna ilişkin yaptığı açıklama ile belli oldu. Buna göre 2025 yılında memur ve memur emeklisi yüzde 11,54, SSK ve BAĞ-KUR emeklileri ise yüzde 15,75 zam alacak.

“MİLLETİ CANINDAN BEZDİRDİNİZ”

*İktidarın baskısı altında, “şıracının şahidi bozacı” misali, AKP’nin yanlış ekonomi politikalarının destekçisi bir kurum haline gelen TÜİK, yine kimseyi şaşırtmadı. Aralık ayında, yani bu ülkede yaşayan emeklinin, memurun maaş zamlarının belli olacağı ayda, her ne hikmetse tüketici fiyat artışını aylık yüzde 1,03 olarak hesapladı.

*2 yılı aşkın bir süredir kesinleşmiş yargı kararına rağmen, enflasyon sepeti madde fiyat listesini açıklamayan TÜİK, yaptığı bu hukuksuzluktan utanmadığı gibi açıkladığı enflasyon oranından da hiç utanmadı.

*Sayın Mehmet Şimşek de, TÜİK’in açıkladığı bu gerçek dışı oranla, “son 19 ayın en düşük enflasyonu” diye övünmekten çekinmedi. Çok net bir şekilde ifade etmekte fayda görüyoruz: “İstikrar” safsataları ile halkı kandırdığını yada oyladığını zannedenler bu halkın en büyük düşmanıdır.

*Evet AKP iktidarı istikrarlı ama işçiyi, emekçiyi, emekliyi, dar gelirliyi enflasyona ezdirmede istikrarlı. Çocukları etten, sütten, yumurtadan; milyonları temel gıda maddelerinden mahrum bırakmakta istikrarlı.

*Evet istikrarlı; Halk yığınlarını yokluğa ve yoksulluğa mahkum etmekte istikrarlı. Market raflarında etiketler, neredeyse her gün değişiyor. Pazar tezgâhlarında etiketler bir önceki haftayı aratacak kadar hızlı artıyor. Kira artış oranı yüzde 58, yeniden değerleme oranı yüzde 44, ekmek fiyatları yüzde 25 artmış, neymiş, vatandaşın geçim sıkıntısını çözmek en büyük öncelikleriymiş.

*Yahu geçim sıkıntısının sebebi, sizin yıllardır bu ülkeye dayattığınız akıl dışı ekonomi politikaları. Bir de kalkmış hiç utanıp, sıkılmadan geçim sıkıntısını çözmekten söz ediyorsunuz. Hayat pahalılığı ile bu milleti canından bezdirdiniz.

“KISITLAMANIN AMACI NE?”

*Ekonomi bilimiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan ekonomi politikalarınızla ülkeyi deneme tahtası haline getirdiniz. Bu ülkede sabahtan akşama kadar emek verip, alın teri döküp çalışıp didinen, insanca bir hayat yaşama hayali olan herkesin umudunu söndürdünüz. Bir ülke düşünün ki işçisi de, emeklisi de, memuru da, asgari ücretlisi de, esnafı da, çiftçisi de mutsuz. Halk mutsuz, vatandaş mutsuz.

*Kim mutlu? Sayın Erdoğan ve avanesi mutlu. Yandaş mutlu, ballı ihalelerin adresi olan 5’li çeteler mutlu. Günden güne genişleyen dar gelirli ve yoksul milyonlar, bir avuç insanın mutluluğuna kurban ediliyor. Türkiye’de yüksek enflasyon nedeniyle gıda fiyatları katlanarak artmaya devam ediyor.

*Memuru, özel sektör çalışanı ayırt etmeksizin enflasyon ve hayat pahalılığı herkesin sırtında bir yük. Emekçiler için hayatta kalmak her geçen gün daha da zorlaşırken SGK, iş yerlerinde işçilere verilen yemek kartlarına veya fişlerine ilişkin yeni bir genelge yayınladı.

*İşçiler kendilerine verilen yemek fişlerinin ancak 158 lirasını marketlerde kullanabilecek, eğer bu miktar geçilirse, geçen kısım için işveren SGK pirimi ödemek zorunda.

*Milyonlarca emekçi, bu yemek kartlarıyla, yemek molalarında karnını doyurmak yerine ev alışverişlerini yapıyor, evde çocuğuna belki ayda bir kere de olsa et, kıyma yedirebiliyordu. Bu yemek fişleri çalışanın hakkıysa çalışan bunu istediği gibi harcamakta özgür olmalı.

“VATANDAŞLARIN SABRINI SINIYORLAR”

*Çalışanın nerede ne kadar harcayacağını kısıtlamanın amacı ne? İster yemek yer, ister marketten alışveriş yapar evinde çocuğuyla yer. Millet zaten geçim sıkıntısı çekiyor, işyerinde aç duruyor, belki evden ekmek peynir götürüyor ama yemek fişini özellikle harcamayıp çocuklarının rızkı olarak görüyor.

*Bu maaşlarla kirasını faturasını dahi ödemekte zorlanan emekçilerin, bir de yemek fişlerine mi göz diktiniz? Yakında neredeyse aldıkları nefesten, soludukları havadan bile vergi isteyecekleri emekçilerimizin sırtındaki yükü hafifleteceklerine, yük üstüne yük bindiriyorlar. Vatandaşın omuzlarındaki geçim derdi sıkıntısını azaltacak düzenlemeler yapacaklarına, aksine vatandaşı köşeye sıkıştıran, çıkış yolu bırakmayan düzenlemeler yapıyorlar. Adeta vatandaşın sabrını sınıyorlar.

*AKP iktidarı bir yandan vatandaşı açlıkla, yoklukla, yoksullukla sınarken bir yandan da; bu adaletsiz ekonomik ve sosyal düzen içerisinde sosyal belediyecilik anlayışıyla, kendi öz kaynakları ve kıt imkanlarıyla halkı gözeten, vatandaşın hayatını bir nebze kolaylaştırmak için çalışan ve üreten CHP’li belediyelere çamur atıyorlar.

*22 yıldır tek başına iktidardalar; memleketin dört bir yanı pahalılıktan inim inim inliyor; ama onlar vatandaşın derdine derman olmak için çalışacaklarına bizim belediyelerimizi karalama peşindeler.

“CHP’Lİ BELEDİYELER ÇÖZÜM ÜRETMEYE DEVAM EDECEK”

*CHP’li belediyeler vatandaşa, kent lokantalarında uygun fiyata, kaliteli yemek yiyebilme fırsatı sunuyor, bu ülkenin umudu olan gençlerimiz için yurt yapıyor, yarınlarımız, geleceğimiz olan çocuklarımız için kreş açıyor. Merkezine halka hizmeti koyduğumuz belediyecilik anlayışımız, vatandaşımızı memnun ediyor, işte bundan rahatsız oluyorlar.

*Vatandaşın CHP’li belediyelerin hizmetlerinden memnun olmasını hazmedemiyorlar. Çünkü; iktidarlarını kaybetmekten korkuyorlar. Çünkü tek adam yönetiminin değişmesinden; saraylardaki saltanatlarından ve şatafatlarından mahrum kalmaktan korkuyorlar. Çünkü yıllardır yedikleri kul hakkının hesabını vermekten korkuyorlar.

*AKP’nin belediyelerimizi her türlü kuşatma hamlesine rağmen, CHP’li belediyeler halk için çalışmaya, vatandaşın derdine derman olacak çözümler üretmeye devam edecekler. Burada ufak bir parantez açmakta fayda var.

*Hafta sonu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sıcak ve konforlu salonlarda bazı konuşmalar yaptı. Halkın gerçek gündeminin yakınından bile geçmeyen konuşmalarının yarısı “Fetih masalları”, yarısı da “Cumhuriyet Halk Partisi’ne attığı iftiralardı.

“HATA PAYI YÜZDE 84”

*AKP’nin yandaşlarına akıttığı ballı ihaleler ortaya çıkınca; çareyi Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’e ve Genel Başkan Yardımcılarımıza sataşmakta, onları suçlamakta buldu. İftira atmakla kabahatlerinin kapatılacağını zannedenlere birkaç hatırlatma yapmakta fayda görüyoruz.

*Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, memlekete yapılan her hizmeti değerli ve önemli buluruz. Sizin görmezden geldiğiniz bizimse gözettiğimiz tek kriterimiz var, o da “kamunun üstün yararı. Rakamlar ortada, “Hazine garantili” Yap İşlet Devret ve Kamu Özel İş birliği Projeleri ile yıllardır kamuyu zarara uğratan bir AKP iktidarı var.

*Bakın Ulaştırma ve Altyapı Gölge Bakanı, Genel Başkan Yardımcımız Ulaş Karasu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Gölge Bakanı, Genel Başkan Yardımcımız Deniz Yavuzyılmaz çok önemli açıklamalar yaptılar.

*2024 yılında Çanakkale Köprüsü geçiş garantisi verilen araç sayısı 16 milyon 425 bin, geçen araç 2 milyon 684 bin 738 hata payı yüzde 84. Hazineden şirkete ödenen garanti tutarı 281 milyon Euro.

*Sadece bu akla ziyan projeler değil bir de yandaşlar için “uygun” hale getirdiğiniz ihaleler var. Ankara-Samsun Hızlı Tren Projesi kapsamında inşa edilecek Delice Çorum hattı kısmı. Neresinden tutsanız elinizde kalıyor.

*İhaleyi önce 27 Aralık günü olarak planladılar ve ilan ettiler. İhaleyi alacak şirket günler önce ortaya çıkınca ihalenin göstermelik olduğu belli oldu. Bu sefer ihale gününü 31 Aralık olarak ilan ettiler. Şirketin ismi değişti ama kendisi değişmedi.

“YOLSUZLUĞU HİZMET DİYE PAZARLAYANLARA KARŞIYIZ”

*Üstelik senenin son günü ihaleye çıkarak yandaş şirketin, işçilik ücretlerini 2024 yılına göre yapabilmesini de sağladılar. Adrese teslim şekilde yandaş müteahhitlere yangından mal kaçırır gibi yılın son günü altın tepside ihale verdiler. Tamamı kamu zararı. Vatandaşın parasıyla yandaşların cebini doldurdular.

*Bu nedenle ülkedeki fabrikaları, limanları tek tek satan, halkın cebinden alıp, yandaşın cebine aktaran, vatandaşa geçmediği köprünün, kullanmadığı havalimanının parasını ödeten bir iktidardan “hizmet” tavsiyesi alacak değiliz.

*22 yıllık iktidarı boyunca defalarca Kamu İhale Kanunu değiştirip, sağladığı istisna ve muafiyetlerle kanunu yandaşa “uygun” hale getiren, halk açlıkla sınanırken, kamunun kaynaklarını 3-5 şirkete peşkeş çeken, yolsuzlukları ülke sınırlarını aşan, vatandaş yoksullaşırken, kendisini ve çevresini zenginleştirme derdine düşenler bir kez daha duysun diye söyleyelim: Biz memlekete hizmete değil, yolsuzluğu hizmet diye pazarlayanlara karşıyız.

*Yeni yıla girmeden önce 2007 yılında kurulan Yunus Emre Vakfı ile ilgili çok ciddi iddialar gündeme geldi. Bu vakıf AKP iktidarları döneminde kurulan sayısız vakıftan biri. “Türkiye’nin uluslararası alanda bilinirliğini, güvenilirliğini ve itibarını artırmak” vizyonu ile kurulduğu söylenen bu vakıfın misyonu ise “Dünyanın her yerinde Türkiye ile bağ kuran ve Türkiye’ye dost insan sayısını artırmak” imiş… “Anlaşılan o ki vizyonu da, misyonu da kâğıt üzerinde kalmış…”

*Görünen o ki; Vakfın misoyonu olarak ifade edilen Yurt dışında bağ kurma meselesi, vakıf yöneticilerinin yurt dışına kaçmaları içinmiş. Sözde kamu yararına kurulan bu vakıfta sahte belgelerle yüz milyonlarca liralık yolsuzluk yapıldığı tespit ediliyor.

*Bu vakıf aracılığıyla Suriye’ye yardım kisvesi altında naylon faturalar kesilerek büyük soygun yapıldığı ortaya çıkıyor. Konuyla ilgili başlamış olan bir soruşturma var. Şüphesiz yolsuzluk iddiaları tüm yönleriyle araştırılmalı.

*Ama burada çok önemli iki husus daha var. Soygunu yapan bürokrat göz göre göre Almanya’ya kaçmış ve orada iltica talebinde bulunmuş. Son 20 gün içinde Aile Bakanı’nın eşi ve MHP Genel Başkan Yardımcısının oğlu kurumdan istifa ettirilmiş.

*Bu kişiler bu soruşturmanın neresindeler? Şüpheliler hakkındaki suçlamalara bakar mısınız? “Görevi kötüye kullanma”, “Zimmet”, “Nitelikli dolandırıcılık” ve “Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama

MEB’İN İMZALADIĞI PROTOKOLLER

*Bakın Değerli arkadaşlar bu ülkede, Tweet attığı için sorgulanan insanlara yurt dışı yasağı var, ama naylon fatura düzenleyenler elini kolunu sallayarak Almanya’ya gidiyor. Vatandaşın cebinden ödediği vergilerle, sözde (!) kamu yararına kurulmuş vakıflar üzerinden devleti soyanlardan, kamuyu zarara uğratanlardan hesap sorulmalıdır.

*Soyulan Yunus Emre Vakfı değil, vatandaşımızdır. Laiklik karşıtı uygulamaları ve skandallarla anılan Milli Eğitim Bakanlığı bu kez de; Hizbullah ve Hüda-Par’a yakınlığıyla bilinen bir vakıf ile protokol imzaladı. Domuz bağı ile Gaffar Okkan cinayeti ile özdeşleşmiş bir örgüt olan Hizbullah ve Hüda-Par ile ilişkisi bulunan gerici bir vakıfla iş birliği yapan Milli Eğitim Bakanı da laik ve çağdaş eğitime açılan savaşın bir diğer cephesidir.

*İmzalanan protokol sayesinde bu gerici vakıf, ilkokul 4. sınıf ile 12. sınıf arası tüm okullardaki 10-18 yaşlarındaki 10 milyon öğrenciye, MEB’in onayıyla erişebilecek. Bu vakfın yönetim şemasına bakıldığında; vakfın çocuklarımıza temas etmesi konusundaki endişemiz anlaşılacaktır.

*Vakfın başkanı olan şahsın; Hizbullah örgütünün yasadışı medrese faaliyetlerini yürüttüğüne dair ciddi iddialar var. Vakıf başkan yardımcısı ise 2011 yılında düzenlenen Hizbullah operasyonunda gözaltına alınıp tutuklanmış. Vakfın bir başka Yönetim Kurulu Üyesi, Hüda-Par’ın Genel İdare Kurulu Üyesi. Bütün dünya yapay zekâyı nasıl kullanırız diye konuşuyor, bunun için milyonlar harcıyor, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Milli Eğitim Bakanlığı ise tarikat bağlantılı vakıflarla protokol imzalama derdinde.

*MEB’in Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı cemaatlerle yaptığı tüm protokol ve anlaşmalar ivedilikle iptal edilmelidir. Bu protokollerde imzası bulunanlar ile ilgili soruşturma açılmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı illa bir protokol imzalamak istiyorsa, TÜBİTAK gibi köklü kurumlarla işbirliği halinde olmalıdır.

*Neden TÜBİTAK ile bir protokol imzalanmıyor, neden bilim temelli eğitim desteklenmiyor da karanlık zihniyete hizmet ediliyor? Tüm bu sorular, yetkili ağızlardan tatmin edici bir şekilde cevaplanmalıdır. Daha bugün bir başka protokolün yapıldığını da öğrendik. MEB, Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı ile de protokol imzalamış. Protokol kapsamında; Ülkü Ocakları okullarda kurs açabilecek, etkinlik düzenleyebilecekmiş.

*Ülkü Ocakları ile MEB iş birliği halinde çalışacakmış. Devlet okullarında artık eğitim öğretim dışında her şey var. Aklın ve bilimin ışığındaki eğitim ve öğretimin yerini, cemaat ve tarikat zihniyeti alıyor. Laik, çağdaş eğitim yok, siyasi partilerin uzantıları var.

*Hiçbir çocuğumuzu ve gencimizi, aydınlık geleceğimizi tarikat ve cemaatlerin eline bırakmayacağız, günlük siyasi heves ve çıkarlarınıza kurban etmeyeceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi, laik, çağdaş ve bilimin ışığındaki eğitimin bekçisi olmaya devam edecektir.

“BUNLARIN DERDİ SURİYE’DEN PARA KAZANMAK”

*Suriye’de Golani’nin başında bulunduğu HTŞ yönetiminin yaptığı atamalar söylemlerle çelişmektedir. Uluslararası basına ılımlı mesajlar veren, cübbesini sarığını çıkarıp takım elbise giyinip kravat takan Golani; Türkiye’nin de arananlar listesinde bulunan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir teröristi tuğgeneral atadı.

*Bu atamadan daha vahim olan durum bu teröristin bir mahkeme kararı olmadan, İçişleri Bakanlığı’nın arananlar listesinden aniden çıkarılmasıdır. Peki buradan İçişleri Bakanı Sayın Ali Yerlikaya’ya soralım: Bu terörist Mehmetçik’e mi kurşun sıkmıştı, yoksa bombalı eylem mi düzenlemişti? Bu kişiyi arananlar listesinden hangi gerekçeyle çıkardınız? Sokak ortasında kadınları infaz ettiren bir kişi adalet bakanı, IŞID’li bir terörist Suriye İstihbarat Başkanı olarak atanıyor.

*Erdoğan, Suriye’nin yeniden inşası konusunda bakanlarına talimat verdi. Ulaştırma bakanı hemen ön incelemesini tamamladı ve Şam ve Halep Havaalanlarını, kara yollarını, demir yollarını onaracaklarını ya da yeniden yapacaklarını söyledi. Hemen arkasından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Suriye’nin % 60’ndan fazlasında elektriğin olmadığını ve elektrik altyapısını yine bizim tarafımızdan inşa edileceğini ifade etti.

*Suriye’nin yeniden imar edilmesi için ilk etapta acil olarak 80 milyar dolara ihtiyaç olduğu hesaplanıyor. Birçok Avrupa ülkesinin yaptırım uyguladığı Suriye’ye; AKP iktidarı bu yatırımları kimin parasıyla yapacak? Tabiki asgari ücretliden, emekliden, esnaftan, çiftçiden ve üreticiden kıstığı paralarla yapacak.

*Karşılığında ne olacak? Tabiki 5’li çeteye ve onların yavru müteahhitlerine iş bağlayacaklar. Bunların derdi Suriye’nin yeniden ayağa kalkması yada Türkiye’de yaşayan milyonlarca Suriyelinin geri dönmesi değil. Bunların derdi Suriye’den para kazanmak.

SURİYELİ ÇAĞRISI

*Esad düşer düşmez koştur koştur, nefes almadan Suriye’ye koşan İbrahim Kalın Emevi Camii’nde namaz kıldı. Fotoğraflarını kendi sosyal medyasında paylaşıp şovunu yaptı. Ardından Dışişleri Bakanı Hakan Fidan yine aynı şekilde gidip Golani’yle kucaklaştı. Kasiyun Dağı’nda beraber çay içtiler.

*Peki, sormak lazım; HTŞ’nin Türkiye’de okuyan; Dışişleri Bakanı Şeybani neden ilk resmi ziyaretini Türkiye’ye değil de Suudi Arabistan’a yapıyor? Neden Türkiye’ye gelmeden önce Ortadoğu turuna çıkıyor? Suriye’yle ilgili en önemli konu: Türkiye’de bulunan Suriyeliler.
AKP ve Erdoğan Suriyelileri ülkelerine göndermek istemiyor.

*Milletimiz bunu çok iyi anlamalı ve irdelemeli! Çok etnik kökenin, çok dinin, çok mezhebin bir arada yaşadığı ve kuruluşundan günümüze kadar gerilim, savaş, çatışma kıskacında olan Suriye ulus devlet olamamış ve yıkılmıştır.

*54 yıldır diktatörlükle yönetilen, şimdi de cihatçı selefi bir gurubun otorite kurmaya çalıştığı Suriye’de kısa ve orta vadede umut görünmemektedir. Suriye’deki bu umutsuz durumu Türkiye’de yaşayan Suriyeliler de görüyor ki ülkelerine geri dönmüyorlar. HTŞ’nin; El-Kaide, El-Nusra ve IŞID genlerinden arınacağını düşünmek en hafif tabirle saflıktır.

*AKP ve Erdoğan’a geçen hafta yaptığımız çağrımızı yineliyoruz. Derhal Türkiye’deki Suriyelilerin geri dönmesi için bir planlama yapın ve takvim açıklayın.

*Suriye’de yaşanan savaş nedeniyle 13 yıldır en büyük çileyi, Suriye halkından sonra biz çektik; en büyük bedeli biz ödedik. Bu milletin bu yükü daha fazla taşımaya tahammülü yok.

DEM PARTİ İLE GÖRÜŞME

Açıklamanın ardından bir basın mensubu Deniz Yücel’e “DEM Parti heyeti ile CHP heyeti görüşecek mi?” diye sordu. Yücel soruya, “CHP heyetini yarın DEM Parti heyeti ziyaret edecektir. CHP heyetine Genel Başkanımız Özgür Özel başkanlık edecek ona CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen ve Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın eşlik edecek” yanıtını verdi.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP