35,0443
36,3826
2.922,88
HABER: Batuhan DÜKEL/ KAMERA: Dursun ALKAYA
(BARTIN)- CHP Genel Başkan Yardımcısı Volkan Demir, asgari ücret desteği kapsamının genişletilmesi gerektiğini belirterek “Bir ile 10 kişi arasında işçi çalıştıran esnaf, küçük işletme, mikro işletmeye çalıştırdığı işçi başına 6 bin lira, 10 ile 50 kişi arasında çalıştırana 3 bin lira, 50 ile 100 arası çalıştırana 2 bin lira, daha fazla çalıştırana bin 500 lira olmak üzere asgari ücret desteğinin kapsamını genişletin” dedi.
CHP Hazine ve Maliye Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe ile Ticaret Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Volkan Demir öncülüğündeki ekonomi heyeti, “Ekonomik Sorunların Var Bir Çaresi” sloganıyla Türkiye’nin farklı illerinde ekonomik sorunların çözümünü anlatıp vatandaşın sorunlarını dinlemeye devam ediyor.
Karatepe ve Demir’in öncülüğündeki ekonomi turunun beşinci haftasında ilk durak Zonguldak’tan sonra Bartın oldu.
CHP’nin Ticaret Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Volkan Demir ANKA Haber Ajansı’nın sorularını yanıtladı. Demir, Bartın’ın yaşadığı ekonomik sorunların neler olduğuna ilişkin soruya şu şekilde cevap verdi:
“Bartın’ın tüm Türkiye’yle ortaklaştığı sorunlar var, iş insanlarının, meslek örgütlerinin, emek örgütlerinin… Ayrıştığı sorunlar da var. Bartın ekonomisi de Türkiye ekonomisi gibi kur, enflasyon, faiz üçgeninde o cendereden çıkamamış ve sıkışmış vaziyette ve umutlarını kaybetmiş vaziyette. Yani bu enflasyonun düşeceğine olan inanç yok, faizin ineceğine olan inanç yok.”
“Makine kuracak teknisyen vize alamıyor”
İş insanlarının yüksek teknoloji ürünler ürettiğini ve yurt dışına ihraç ettiğini ancak teknisyenlerin yüksek teknoloji ürünleri kurmak amacıyla vize alamadıkları için yurt dışına gidemediklerine de değinen Demir şunları kaydetti:
“Ama bugün özetleyin derseniz, size şöyle söyleyeyim. Biz iş insanımıza ne diyoruz? Üretim yap, üret, üret, üret… Yüksek teknolojili üret. İş insanımız yüksek teknolojili üretiyor. Satabilme yeteneğini gösteriyor. Yurt dışına, ihracatını yapıyor. Fakat makineyi kurmaya giderken, o teknolojik ürünü kurmaya giderken iki tane
teknisyenine vize alamıyor. Türkiye’nin geldiği nokta bu. Dolayısıyla vize alamayan bir ülkede ihracat yap, yüksek teknolojili üret, yurt dışına sat bunlar aslında vatandaşın derdini dert edinmeyen siyasi düşünceler. Vatandaşın derdi başka. Hükümete talebimiz gelsinler, sahaya insinler, dolaşsınlar rahatlıkla bizim gibi. Dolaşsınlar, vatandaş ne diyor, iş insanı ne diyor, emek dünyası ne diyor, serbestçe soru sordursunlar kendilerine ve gerçek dertlerini öğrensinler. Sat, ihracat yap, yüksek teknolojide ürün yap, bu ezberi bozsunlar, vize alamıyor vatandaş. Makine kuracak teknisyen vize alamıyor. Günün özeti bu. Geldiğimiz nokta burası. “
“Topladıkları vergileri vatandaşa doğru aktarsınlar ki ülke biraz mutlu olsun”
Demir, 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’ndeki kaynakların dağılımı hakkında da şunları söyledi:
“Şimdi bütçenin 3-4 tane rakamını söyleyeyim size. Yaklaşık 14 trilyonluk bir bütçe var. 12.8 trilyon gelir öngörülmüş. Bunun 11.139 milyarı vergi gelirleri öngörülmüş ve 1.950 milyar faiz ödeyeceğiz. Bütçenin özeti bu. 2023’ten farklı mı değil, 2024’ten farklı mı değil, dolaylı vergilerle vergi toplayıp yine yandaşlara aktaracak bir bütçe düzeni. Dolaylı vergiler dediğimiz ne? Vatandaşın hepimizin şurada esnafın gördüğü, emekçinin girdiği dükkanlarda ödediği vergiler. Bunlarla vergileri toplayacaklar. Daha sonra bu kaynakları geçtiğimiz yıllarda nereye aktardılarsa aynı yerlere aktaracaklar. Dolayısıyla Türkiye’nin hep söylediğimiz gibi kaynak bulma sorunu yok. Biz iyi bir ülkeyiz, zengin bir ülkeyiz. Türkiye’nin şu anda iki tane büyük sorunu var. Bir, kaynaklarını nereye harcayacağına yanlış kararlar vermiş. İki, ülkenin maalesef umudu kaybolmuş. Umut lazım bu insanlara. Umutlarını kaybetmişler. Dolayısıyla bizim acilen hükümete tavsiyemiz hazır meclisteyken şu bütçede kaynakların nereye harcanacağı tercihlerini biraz görüş alarak biraz farklılaştırsınlar. Kaynakları vatandaşa doğru aktarsınlar. Topladıkları vergileri vatandaşa doğru aktarsınlar ki ülke biraz mutlu olsun.”
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun belirleyeceği asgari ücret hakkında da değerlendirmelerde bulunan Demir, şunları söyledi:
“Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun, Sayın Bakan da dahil, her üyesine saygı duyduğumu belirtmek isterim. Ama şuradaki her vatandaşa sorduğunuzda asgari ücreti bu komisyonun tespit etmeyeceğini çok iyi biliyor. Asgari ücreti tespit edecek iki kişi Sayın Şimşek ile Sayın Cumhurbaşkanı. En son bir rakam açıklayacaklar. Şimdi bu rakam kamuoyunun beklentisinin altında kalacak. Bizim asgari ücretteki net beklentimiz vatandaşın ücretli kesimin maruz kaldığı enflasyondur. O da yüzde 78’tir. Bizim beklentimiz Cumhuriyet Halk Partisi olarak genel başkanımızın da açıkladığı üzere 30 bin lira altında yokuz diyoruz.”
Asgari ücrete yapılan desteğin kapsamının genişletilmesi gerektiğini vurgulayan Demir, sözlerine şöyle devam etti:
“Ancak şuradaki esnafa sorduğumuzda bu asgari ücret Türkiye’nin geldiği ekonomik
durumda öyle bir hal aldı ki alana az verene çok. Alanı mutlu etmeyen, vereni de çok yoran bir noktaya geldi. Dolayısıyla biz de diyoruz ki devletin bütçesinde var. İşte kaynak dağılımından bahsettik biraz önce. Devletin bütçesinde var. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun bütçesinde var. Artacak primlerin bir kısmını siz esnafa, KOBİ’ye, mikro işletmeye ve iş insanına, ihracatçıya teşvik olarak vereceksiniz. Nasıl vereceksiniz? Dedik ki bir ile 10 kişi arasında işçi çalıştıran esnaf, küçük işletme, mikro işletmeye çalıştırdığı işçi başına 6 bin lira, 10 ile 50 kişi arasında çalıştırana 3 bin lira, 50 ile 100 arası çalıştırana 2 bin lira, daha fazla çalıştırana 1500 lira olmak üzere asgari ücret desteğinin kapsamını genişletin diyoruz. Bu kaynağın da yerini gösteriyoruz, nerede olduğunu da söylüyoruz.
İkincisi enflasyon rakamlarına çok güveniyorlar ki bu sene dört kere değiştirdiler. Madem enflasyonu tek haneli rakamlara indirmeyi planlıyorlar. Enflasyon tek haneli rakama indirene kadar emek kesiminin iş kesimini rahatlatsınlar. SGK işçi primini yüzde 10’a düşürsünler. Tek haneye düştüğümüzde tekrar yukarı çıkarsınlar ama şu anda buna ihtiyaç var.
“60 bin lira net maaş alan ücretlinin yıl sonuna kadar vergi dilimi hep yüzde 15 olsun”
Üçüncüsü de, bugün gelir vergisinde ücretli çalışanlar için birinci vergi dilimi 110 bin lira. Yani net 50 bin lira alan birisi ikinci ayda ikinci vergi dilimine geçiyor. Yoksulluk sınırında olan birisi yılda 240 bin lira vergi ödüyor. Üçüncü yani 35’lik vergi diliminden vergi ödemeye başlıyor. Bizim talebimiz şu; birinci vergi dilimini zaten hiç dokunmasalardı geçtiğimiz 10 yılda 415 bin lira olacaktı. Birinci vergi dilimini yoksulluk sınırı dahilinde yüzde 15’ten çıkarmayın. Yani 60 bin lira net maaş alan ücretlinin yıl sonuna kadar vergi dilimi hep yüzde 15 olsun. Aksi takdirde ne olur biliyor musunuz? Sayın Şimşek sahaya insin, sanayi bölgelerine gelsin. Kayıt dışılık artar. Herkes düşük ücretten bordro gösterir, açıktan para ödemeye başlar. Kayıt dışılık artar. Bunu istemiyoruz. Herkesin rekabetini güzel yapmasını istiyoruz. Dolayısıyla da Sayın Şimşek’e buradan tavsiyemizdir. Birinci vergi dilimini yoksulluk sınırı dahilinde ücretli kesim için yüzde 15’ten fazlaya çıkartmasınlar.”