34,3321
36,4002
2.842,43
Başak Nur GÖKÇAM
Belçikalı araştırmacılar tarafından yapılan ve Hakemli Gıda Katkı Maddeleri ve Kirleticiler dergisinde yayımlanan yeni bir çalışma, ‘çevre dostu’ olarak lanse edilen kâğıt pipetlerin uzun ömürlü ve potansiyel olarak toksik kimyasallar içerdiğini tespit etti.
Bu analizin, Avrupa’da ilk kez, dünyada ise ikinci kez yapıldığı bildirildi. 39 farklı marka kâğıt pipetin test edildiği çalışmanın sonucuna göre pipetlerin çoğunda poli ve perfloraalkil maddeler (PFAS) olarak bilinen sentetik kimyasallar grubuna rastlandı. Kimyasalların ise yaygın olarak kâğıt bambudan yapılanlarda olduğu görüldü.
PFAS nedir?
Poli ve perfloraalkil (PFAS) olarak bilinen sentetik kimyasal grubu içinde 4 bin 700’den fazla kimyasal yer alıyor. Dış giyim, yapışmaz tava, ısı, leke ve suya dayanıklı ürünlerde kullanılan PFAS, hem insan hem de çevre için büyük tehdit oluşturuyor.
Parçalanması çok yavaş bir şekilde gerçekleşen bu kimyasallar, çevrede binlerce yıl varlığını sürdürebilme gücüne sahip. Bu nedenle de PFAS adlı kimyasal grubu, ‘sonsuz kimyasal’ olarak bilinmektedir. İnsan sağlığı açısından ciddi bir tehdit oluşturan PFAS’ın, karaciğer hasarı, tiroid, obezite, doğurganlık sorgunları, kolesterol ve kanser gibi pek çok sağlık sorununa yol açtığı biliniyor. Araştırmaya ilişkin değerlendirmede bulunan Temiz Atık Derneği Kurucusu Esra Kara, “Kâğıt pipetler, formunun bozulmaması için içine plastik konulan pipetlerdir. Yani tamamen kâğıt değildir. Zaten kâğıt olamaz çünkü şekli bozulur.
Ve bu kâğıt pipetler, sadece soğuk içeceklerde değil sıcak içeceklerde de tecih ediliyor. Sıcağa temas olduğunda da içindeki incecik plastik, küçük partiküller şeklinde vücuda alınıyor. Yani kâğıt pipet çevre dostu değil, tamamen sağlık düşmanı” dedi. Tek kullanımlık plastik atıkların önüne geçilmesi amacıyla plastik harici bir malzemeden farklı formda olan kâğıt, cam ve metal pipetlerin pazara sunulduğunun altını çizen Kara, “Bunların hiçbiri sağlıklı değil.
Örneğin 2019’da İngiltere’nin eski emekli jokeyi Elena Struthers, 60 yaşındayken, evinde düşme esnasında metal pipet kazası sebebiyle hayatını kaybetti. Bunun yanı sıra metal, hastalık taşıyıcılığı ile de bilinir. Cam pipetler de aynı şekilde kırılganlığı sebebiyle birçok kazaya neden olabilecek kadar tehlikelidir” diye konuştu.
En masumu plastik pipet
Kompozit atıkların, tüm atıklar içinde en işlevsizi olduğuna vurgu yapan Esra Kara, “Kâğıt pipetlerin hiçbiri masum değildir. Bizim kâğıt görünen malzemelerin direkt dönüşeceği algısını komple silmemiz şart. Çevreye atılan pipetlerin hepsi doğaya zarar ancak kullandığımız pipetleri düşünürsek en masumu plastik pipettir ve geri dönüşüme uygundur. Kağıt pipet ise yalnızca kağıttan yapılmadığı için geri dönüşemez. Pipet kullanımı için de yaş sınırına ihtiyaç var.
İçemeyecek olanlara pipet sunulabilir ama işletmelerde garsonların sormadan direkt pipet vermesini doğru bulmuyorum” dedi. 2 yıl önce kâğıt pipetin maliyetinin plastikten 8-10 kat daha fazla olduğunu hatırlatan Kara, “Kâğıdın maliyeti artsa da petrolün maliyetindeki artış nedeniyle pahalılık 5-6 kat düzeyine indi. Yine de kâğıt pipet hem daha maliyetli, hem de daha zararlı. Zaten öncelik o atığın çevrede olmayacağını sağlayacak bir bakış açısı. Bu nedenle bilinçlendirmeye yönelik eğitim şart. Bizim daha akılcı çözümlere yönelmemiz lazım” diye de ekledi.
Pipet kullanımından hızla vazgeçilmeli
Kâğıt ve bambu pipetlerinde PFAS’ın bulunmasının, bunların biyolojik olarak parçalanabilir olmadığını gösterdiğini belirten araştırmacı Dr. Groffen, paslanmaz çelik pipetlerde herhangi bir PFAS tespit etmediklerini belirtti. Bu nedenle de çelik pipet kullanımını ya da mümkünse pipetten kaçınılmasını önerdi.
2020 yılında tüm dünyada yasaklanmıştı
Canlı sağlığını bu denli tehdit eden PFAS adlı kimyasal, 2020 yılında küresel olarak yasaklandı. Fakat yapılan araştırmalar şunu gösteriyor ki yasağa rağmen üretimde kullanılmaya devam ediliyor. Üstelik daha sağlıklı olduğu düşünülen kâğıt pipetlerde. Vücutta uzun yıllar boyunca kalabilecek bu tehlikeli kimyasala ilişkin değerlendirmede bulunan araştırmacı Dr. Groffen, “PFAS’ın küçük miktarları, kendi başlarına zararlı olmasa da, vücutta halihazırda mevcut olan kimyasal yüke katkıda bulunabilir” dedi.