34,4956
36,1394
3.005,24
Necmi ÇELİK
Çelebi’nin kurulduğu dönemlerde “yer hizmetleri” kavramı bilinse de geniş bir farkındalığın olmadığını söyleyen Osman Yılmaz, “2003’te iç hat pazarının liberalleşmesiyle halkın bu hizmetlere olan ilgisi arttı. Bu gelişim, Çelebi markasının da bilinirliğini hızlandırdı. Çelebi’nin yurt dışı yatırımları da markanın sektördeki konumunu güçlendirdi.
Bugün Çelebi’nin merdiveni Türkiye’deki havaalanlarının yanısıra Macaristan, Hindistan, Almanya, Tanzanya ve en sonuncusu olarak da Endonezya’da hizmet veriyor. Çelebi’nin hikayesi, bir merdiven ve beş işçiyle başladı; bu simgeyi bugün de koruyoruz ve gururla temsil ediyoruz” dedi. Çelebi Hava Servisi Genel Müdürü Osman Yılmaz, Çelebi Global Pazarlama ve İletişim Müdürü Seda Acar’ın da katıldığı görüşmede DÜNYA Gazetesi’nin sorularını yanıtladı.
Çelebi’nin genel büyüme stratejisi nedir?
Türkiye’de yer hizmetleri konusunda pazarın yüzde 95’ini kapsıyoruz ve 31 havalimanında faaliyet gösteriyoruz. Ancak, Türkiye pazarı doygunluğa ulaştığı için büyümenin ağırlıklı olarak yurt dışında olacağını öngörüyoruz.
Türkiye’de lounge işletmeciliği gibi yeni alanlara adım atıyoruz; Diyarbakır ve Çukurova havalimanlarında lounge açtık. Öte yandan, Endonezya’da PTN adlı yerel bir firmayı satın alarak 26 havalimanında hizmet vermeye başladık. Benzer şekilde Tanzanya’da da büyümeye devam ediyoruz. Coğrafyaya göre değil, projelere göre yatırım yapıyoruz ve büyüme odaklarımız arasında Asya Pasifik ve Afrika bulunuyor.
Bu sektörün Türkiye büyümesi ile ilgili olarak neler söyleyebilirsiniz?
Türkiye’de 2024’ü yaklaşık 115 bin 500 uçuşla kapatmayı planlıyoruz. Bu sayıya Pegasus ile yapılan yeni anlaşmaların katkısı büyük; Pegasus’a Çukurova, Dalaman ve 1 Nisan itibarıyla Antalya’da hizmet vermeye başladık. Çukurova’da yaklaşık 6 bin 300 uçuş hedefliyoruz. 2025’te Antalya’da Pegasus’un uçak sayısının 19’dan 24’e çıkmasıyla toplam uçuş sayımızı 123 bine yükseltmeyi öngörüyoruz.
Yaklaşık yıllık 116 bin uçuş sayısıyla Çelebi, sektörde orta sınıf bir konumda diyebiliriz; ne en büyük ne de küçük. Ancak, Türkiye, Hindistan, Macaristan, Tanzanya, Endonezya ve Almanya gibi ülkelerde geniş bir varlık gösteriyoruz. Sektördeki en büyük oyuncular arasında olmasak da global pazarda hatırı sayılır bir yerdeyiz.
Çelebi’nin hikayesi 1958’de başladı
Çelebi Havacılık’ın stratejik hedefinde hangi pazarlar ön plana çıkacak?
Bu büyüme ve gelişimin ardında know how’ının katkısı önemli tabii ki. Örneğin Amerika çok olgun bir pazar. Yani orada kar marjları da çok düşüktür ve çok büyük bir pazar olduğu için yerleşik ve güçlü oyuncuları da çok. Sizin oraya know how falan götürme durumunuz yok.
Ama Endonezya’da bir firmayı satın alıp iyileştirip oradan çok büyük bir başarı hikayesi yaratabilirsiniz. O fırsatlar var. Keza Hindistan’ın da kendi içerisinde çok büyük bir gelişim gösterdiği esnada biz o pazara girdik. Onun için şu anda geldiğimiz noktada Hindistan’da 9 havalimanında hizmet veriyoruz ve orada da çok büyük bir pazarı kapsıyoruz. Çünkü hemen hemen en büyük şehirlerin tamamında varız.
Çelebi’nin 1958’den başlayan bir hikayesi var Biz kendi içimizde anlatırken de Çelebi’yi tanımla dediğimizde bizim ilk söylediğimiz şey burasının bir okul olmasıdır. Sektöre de çok fazla yönetici yetiştirebilecek kadar buranın bilgi birikimi ve çalışma kültürü var. Biz çok çevik ve cesur bir firmayız ve bu güç bizi buralara kadar itti diyebilirim. 1958’den bu yana gökyüzünün de yer hizmetlerinin de fotoğrafı çok değişti.
Çelebi rekabetçi üstünlüğünü nerede görüyor?
Bu süreçte her şey çok değişti. Ben Çelebi Hava Servisi’ne katıldığımda sadece 8 havalimanında varlık gösteriyorduk: İstanbul, Antalya, Dalaman, Bodrum, Adana, Ankara ve İzmir. Türkiye’de havacılığın liberalleşmesiyle hızlı bir büyüme yaşandı, ardından yurt dışında genişledik. Çelebi’nin rekabet gücünde kilit unsur, kurumsal kültürümüz. İşini liyakatla yapan, eğitimli kadrolardan oluşan bir firma olarak değerlerimize sıkı sıkıya bağlıyız. Bu aile kavramı da hep içselleştirdiğimiz bir unsur; burada herkes kendisini bir ailenin parçası olarak hisseder.
Bu, yalnızca bir söylem değil; davranışlarımızla da bunu destekliyoruz. Rekabette öne geçmemizi sağlayan önemli bir diğer unsur ise hızlı ve çevik kararlar alabilmemiz. Yatırım kararlarında kapsamlı değerlendirmeler yaparak hesaplanmış riskler alıyoruz. Bu, Çelebi’yi daha esnek ve büyümeye elverişli bir organizasyon yapısına kavuşturuyor. Ayrıca geniş bir coğrafyada faaliyet gösterebilecek deneyimli kadrolarımız olması da avantaj sağlıyor.
“Odağımızda sürdürülebilir büyüme var”
Çelebi’nin sürdürülebilirlik vizyonu nedir?
Bu geniş kapsamlı bir soru; birçok açıdan ele alınabilir. Çelebi olarak vizyoner bakış açımız gelecekte de bize fayda sağlayacaktır. Örneğin, sürdürülebilirlik konusuna şimdiden büyük önem veriyoruz; elektrikli ekipmanlara ve güneş panellerine yatırım yapıyoruz, dizel ekipmanlarımızın elektrikliye dönüşümünü sağlıyoruz. Sektörde henüz bu yönde bir zorunluluk olmasa bile, biz geleceği öngörerek hazırlık yapıyoruz. Bu yatırımların, gelecekte çevresel düzenlemelerle zorunluluk haline geldiğinde bize büyük avantaj sağlayacağını düşünüyorum.
Yarattığınız sinerji dış büyümelerle birlikte içeride çalışanlar için nasıl bir motivasyon sağlıyor?
İstihdam politikalarımız bu bağlamda çok etkili oldu. Türkiye’deki herhangi bir firmaya başvurduğunuzda, bu çeşitlilik sunan fırsatlar önemli bir avantaj yaratıyor.
Çalışanlarımıza sunduğumuz kariyer imkanları sadece Türkiye ile sınırlı değil; burada gelişip bir noktaya geldiğinizde, bir sonraki adımınız Hindistan, Macaristan, Almanya veya Tanzanya olabilir. Hatta ileride Avusturya ya da Güney Afrika gibi ülkelerde de fırsatlar doğabilir.Bu uluslararası hareketlilik, yetenekleri çekmek açısından oldukça cezbedici bir unsur. Bu sinerji, yetenek havuzunu zenginleştirirken, rakiplerimize karşı önemli bir avantaj sunuyor.
Ücretler, tercih edilme noktasında tek başına belirleyici bir faktör değil; daha çok bir paket olarak değerlendirilmekte. Ayrıca, “best practice” yani en iyi uygulamalar paylaşımımız da çok önemli. Bu sayede, Türkiye’de yaptığımız bir uygulama Hindistan için ilham kaynağı olabiliyor ve Macaristan’daki yenilikler, bizim için de faydalı bir örnek teşkil edebiliyor. Böylece, içerideki gelişim alanlarını yakalamak daha da kolaylaşıyor.
Çelebi Platinum Lounge hizmeti yaygınlaşacak
Lounge işletmeciliği sektörüne ilk kez 2006’da Macaristan’da adım attık. Bugün Macaristan’da üç lounge işletiyoruz ve bunlardan biri MasterCard Lounge olarak hizmet veriyor. Bu deneyim, lounge işletmeciliğinde yeni fırsatları değerlendirme imkanını bize sağladı.
Türkiye’de de bu konsepti uygulamak için birkaç yıl önce ‘Neler yapabiliriz, nerede fırsatlar yaratabiliriz?’ konusu çokça gündeme geldi. Ancak, Türkiye’deki havalimanları ve Türk Hava Yolları’nın kendi işlettiği lounge alanları olduğu için bu konuda adım atmamız zaman aldı. Diyarbakır Havalimanı, değerlendirdiğimiz fırsatlardan biriydi. Orada CIP lounge yapıp işletmeye başladığımızda başlangıç dönemi oldukça zorluydu. Ancak şu anda lounge operasyonumuz iyi bir seviyeye ulaştı; sürdürülebilir bir hale geldi. Şimdi benzer bir projeyi Çukurova Havalimanı’nda başlattık.
Çukurova Havalimanı’nda büyük bir fırsat görüyoruz. Havayollarıyla yapılan anlaşmalarla sınırlı kalmadan büyümeye odaklanıyoruz. 10 yıl içinde bu havalimanının yalnızca Adana’ya değil, geniş bir bölgeye hitap eden, büyük bir kapasiteye sahip bir merkez olacağını öngörüyoruz. Bu konsepti Türkiye’de, özellikle Anadolu’da uygulayabileceğimiz fırsatlar mevcut. Yeni inşaat projeleri ve büyümelerle bu alanlarda gelişme gösterebiliriz.