34,5388
35,9424
3.000,79
T24 Sağlık
10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü’nde konuşan psikiyatri uzmanı Dr. Cengiz Arca, “İnsana düşen bir tek görev varsa bu ıstırabı fark etmektir. Her ıstırabın bir ismi olmak zorunda değildir. Anlamak ve yanımızdaki kişiye kapsayıcı bir tutum sergilemek yapabileceğimiz en kıymetli şeydir” dedi.
Ruh sağlığını öncelik haline getirmek için sebebimiz hiç de az değil. Ruh sağlığı sorunu yaşayan insan sayısı azalmıyor, artıyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 2022 verisine göre dünya çapında 280 milyondan fazla insan depresyonla mücadele ediyor. Buna anksiyete bozukluğu ve diğer hastalıklar da eklenince sayı 970 milyon, kabaca bir milyar kişiye ulaşıyor.
Covid-19 pandemisinin ardından ruh sağlığı sorunları belirgin bir artış gösterdi, öte yandan ergen, genç ve genç yetişkinlerdeki sıkıntılar alarm verici boyutta. Bu durum ruh sağlığı hizmetlerine erişimin önemini bir kez daha vurguluyor. Buna rağmen düşük ve orta gelirli ülkelerde ruh sağlığı harcamaları hâlâ oldukça sınırlı.
Psikiyatri uzmanı Dr. Cengiz Arca, 10haberin’in ruh sağlığıyla ilgili sorularını yanıtladı. Arca, şunları söyledi:
“Yas, depresyon değildir”
“Anlamak ve yanımızdaki kişiye kapsayıcı tutum sergilemek yapabileceğimiz en kıymetli şey”
İnsana düşen bir tek görev varsa bu ıstırabı fark etmektir. Her ıstırabın bir ismi olmak zorunda değildir. Anlamak ve yanımızdaki kişiye kapsayıcı bir tutum sergilemek yapabileceğimiz en kıymetli şeydir. Bir hastalığın varlığı ya da yokluğu hakkında kısa sürede verilen kararlar, insanların yeterince anlaşılmadıklarını, önemsenmediklerini hissettirebilir ve bu yaşanan acıyı katlayabilir.
“Her türlü sosyal olayı psikiyatri terminolojisi ile açıklamak damgalamayı artırıyor”
Her türlü sosyal olayı psikiyatri terminolojisi ile açıklamak ne yazık ki bir alışkanlık haline geldi. İnsanlar bir şeyleri iyi yapmak isteyebilir; illa ki mükemmeliyetçilik olması gerekmez. İnsanlar bazı davranışlarında tutarsız olabilir; bu onları bipolar yapmaz. İnsanlar bazı konularda şüphelenebilirler; bu onları şizofren yapmaz. Bu durum, bu hastalıklardan muzdarip insanları yaralamakta ve damgalamayı artırmaktadır.
“Sadece bir reels videosu izlendiği için yeme bozukluğu olmaz, semptom alevlenir”
Tarım toplumuna geçiş, sonra da sanayi devrimi, insan yaşamında büyük değişimler yarattı. Bu dönemeçlerin ardından bazı hastalıkların görülme sıklığının arttığı düşünülüyor. Sosyal medyanın hayatımıza girişi daha yeni sayılır. Elbette etkisi vardır, ancak bir kişide biyolojik açıdan bir zemin yoksa sadece bir reels videosu izlediği için bir yeme bozukluğu olacağını düşünmüyorum. Ancak psikiyatrik hastalıklarda kişi çevresinde olup bitenlere son derece duyarlıdır. İnternette karşısına çıkan bazı şeyler semptomlarını alevlendirebilir.”
Son olarak, “Çalışmalar, eğitim düzeyi yükseldikçe ruh sağlığı hizmetine erişimin arttığını gösteriyor” diyen Arca, “İnsanların ruh sağlığı hizmetlerine ulaşımının ucuz ve daha kolay sunulması yetmiyor. Ruh sağlığı konusunda ve genel anlamda iyi bir eğitimin verilmesi gerekiyor” ifadelerini kullanarak sözlerini noktaladı.
“Yunanistan’da Müslüman, Türkiye’de gavur tohumu”; Kayıp bir kuşağın hikâyesi ‘Mübadele’ |