35,6238
36,9030
3.117,65
Tarihi değeri olan eşyalara ödenen uçuk paralar, daima ilgi çekici olmuştur. Ancak bu sefer farklı; önemi büyük olan bu müsvedde kağıdına tam 508 bin dolar (yaklaşık 18 milyon TL) ödendi…
Müzayedelerde ufak eşyalara ödenen paralar, daima gündem olmuştur. Ancak insanlar; hayran oldukları kişilerin saç teline bile servet ödemeye hazır. Lafın gelişi de değil; daha önce efsanevi müzisyen Elvis Presley’ye ait saçları içeren bir kavanoz saç, 72 bin 500 dolara alıcı bulmuştu. Fransa’nın eski imparatoru Napolyon Bonapart’ın şapkasına ise bir müzayedede tam 1.9 milyon euroya sahip olunmuştu.
Dünyanın en nadir posta pullarından biri olarak kabul edilen “Bir Cent Mavi Guyana Pulu”, bundan 11 sene önce 9.5 milyon dolara alıcısına kavuşmuştu. Picasso’nun çocukluk çizimi ise 9 sene önceki bir müzayedede 10 bin dolara satılmıştı.
Bu kez de ABD’nin Tenesse eyaletinde gerçekleştirilen müzayedede ünlü sanatçı Bob Dylan’ın 1973 yılında yazdığı ve müzik tarihine geçen ‘Mr. Tambourine Man’ şarkısının müsveddeleri, açık artırmaya çıkarıldı. 83 yaşındaki müzisyenin daktiloyla yazdığı müsvedde, 508 bin dolara (yaklaşık 18 milyon TL) alıcı buldu.
Bob Dylan’ın meşhur ‘Mr. Tambourine Man’ şarkısının sözlerinin Türkçe çevirisi ise şöyle:
baksana sayın bay tefçi, bana bir şarkı çalsana
ne gidecek yerim ne de uykum var
baksana sayın bay tefçi, bana bir şarkı çalsana
çal da, elma şekeri sabahlarda peşinden gelebileyim
biliyorum, akşamın imparatorluğu kuma dönüştü,
beni ayakta kör kör bekletirken ve uykusuzken
ellerimden kayıp gidiverdi
ayaktayım ama hala, bu ne biçim bitkinlik?
üstelik gidecek bir kimsem yok,
ve hayal kuramayacak kadar ölü bu tarihi sokak
baksana sayın bay tefçi, bana bir şarkı çalsana
ne gidecek yerim ne de uykum var
baksana sayın bay tefçi, bana bir şarkı çalsana
çal da, elma şekeri sabahlarda peşinden gelebileyim
beni sihirle sallanan gemine alsana sayın tefçi
elim ayağım boşanmış, hiçbir şey hissetmiyorum
ayaklarımın ucu uyuşmuş, basamıyor ki
ama botumun topukları bildiğin serseri kurşun gibi
hazırım nereye dersen gitmeye
hazırım kendi gösterime dönüşmeye, dans büyünü yoluma ser
söz, geçeceğim üstünden
baksana sayın bay tefçi, bana bir şarkı çalsana
ne gidecek yerim ne de uykum var
baksana sayın bay tefçi, bana bir şarkı çalsana
çal da, elma şekeri sabahlarda peşinden gelebileyim
güneşin ortasından, manyakçasına, gülüşler, dönüşler, sallanmalar duyabilirsin şaşırma
kimseyi hedef almaz, merak etme, firari onlar kaçıyorlar
çünkü gökyüzünde yüzleşeceğin parmaklıklar yoktur
ve eğer zamanla tefine doğru, kafiye makaralarının
belirsiz sıçrama izlerini duyarsan, endişelenme, o sadece arkadaki kılıksız palyoçodur
ve ben olsam önemsemezdim
gördüğün gölge sadece onun takip ettiği gölgedir
baksana sayın bay tefçi, bana bir şarkı çalsana
ne gidecek yerim ne de uykum var
baksana sayın bay tefçi, bana bir şarkı çalsana
çal da, elma şekeri sabahlarda peşinden gelebileyim
sonra beni aklımın duman halkalarında kaybet sayın bay tefçi.
zamanın sisli kalıntılarının aşağısına, donmuş yaprakların çok ötesine,
rüzgarlı kumsalların korkmuş, perili ağaçlarına doğru kaybet
evet, denizin gölgesinde, sirk kumlarıyla çevrelenmişken,
tüm anılarım ve kaderim dalgaların derinliklerinin gömülüyken,
ve bir elim özgürce selam gönderir halde elmas gökyüzünün altında dans ederken
izin ver, unutayım yarına kadar bugünü
baksana sayın bay tefçi, bana bir şarkı çalsana
ne gidecek yerim, ne de uykum var
baksana sayın bay tefçi, bana bir şarkı çalsana
çal da, elma şekeri sabahlarda peşinden gelebileyim