34,9607
36,7501
2.982,20
Bilim insanları, İngiltere’nin güney batısındaki Somerset’te yaklaşık 4 bin yıl önce gerçekleşen vahşi bir saldırıda en az 37 kişinin yine insanlar tarafından öldürülüp yendiğini keşfetti.
İngiltere’de Bronz Çağı’ndaki “barışçıl” olarak kabul edilen bir zamanda tespit edilen bu olay, o dönem insanlar arasındaki en büyük şiddet vakası olarak kayda geçti.
Bilim insanlarının araştırmaları, 1970’lerde mağara araştırmacıları tarafından bulunan kemik örneklerine dayanıyor. Öldürülenlerin 15 metrelik bir kuyuya saldırganlar tarafından atıldığı düşünülüyor.
Katliamın nedeni ise gizemini koruyor. Bilim insanları bu saldırının “intikam isteği” nedeniyle yapılmış olabileceğini düşünüyor. Oxford Üniversitesi’nden Prof. Rick Schulting, saldırının etkilerinin kuşaklar boyunca sürmüş olabileceğini kaydediyor.
Saldırganların “cesetleri aşağılayarak mesaj vermek istediği” ve bu nedenle bir ritüelin parçası olarak cesetleri yemiş olabileceği değerlendiliriliyor.
Araştırmaya konu olan kemikler Charterhouse adı verilen bölgede Mendip Hills üzerindeki bir mağara sisteminde bulundu ve arkeologlar tarafından incelendi.
Araştırmacılar, erkek, kadın ve çocuklardan oluşan en az 37 kişinin öldürüldüğünü belirledi. Gençlerin, kurbanların yaklaşık yarısını oluşturduğu sanılıyor.
Taş aletler bu kemiklerdeki hasara neden olmuş.
Bronz Çağı’nda İngiltere’deki köyler yaklaşık 50 ila 100 kişi arasında insandan oluşuyordu. Bu nedenle uzmanlar saldırıda bir topluluğun neredeyse tamamen yok edildiğini düşünüyor.
İngiltere’de bu çağ Milattan Önce (M.Ö.) 2500-2000 yılları arasında başlayıp M.Ö. 800 yılına kadar devam etti. Bu dönemde taşın yerini bronzun almasıyla alet ve silah yapımında ve tarımda. yeni yöntemler keşfedildi.
Araştırmacıların keşfettiği bu saldırıda, kurbanların direnemediği ve muhtemelen hazırlıksız yakalandığı belirlendi.
Kemiklerdeki izler, saldırganların kurbanlarını taş aletlerle parçalara ayırdığını ve yüksek ihtimalle etlerini yediğini ortaya koyuyor.
Prof. Schulting, “Eğer bu izleri hayvan kemiklerinde görmüş olsaydık, onların kesilip yendiğini düşünürdük” diyor.
Saldırının nedeninin açlık olduğu ihtimali ise zayıf bulunuyor çünkü kurbanlardan geriye kalan parçalar, hayvan kemikleriyle birlikte bulundu. Yani bölgede yeterince gıda kaynağı mevcuttu.
Olay, bu çağda cesetlerin parçalanmasına ait ilk örnek olarak kayda geçti.
Bronz Çağı’nın bu evresinde kaynak yetersizliği nedeniyle gerilimlerin ortaya çıktığına yönelik kanıt pek bulunmuyor.
Tüm bunlar, bilim insanlarını, katliamın nedeni olarak bu topluluklar arasındaki ilişkinin bir nedenle çökmüş olmasını düşünmeye yöneltiyor.
Prof. Schulting, “Bu sıradışı bir olay. Bir insanı neredeyse yok etmenin bu türü, yani parçalara ayırmak, ancak öfke, korku ve hınçla yapılabilecek bir şeye benziyor” yorumunu yaptı.
Bir teoriye göre, böyle bir katliamın nedeni, kurbanların “daha önce korkunç bir şey yapmış” olması olabilir. Yani bunun bir “intikam saldırısı” olma ihtimali yüksek.
Kemiklerdeki sıyrıklar, etlerin parçalandığının işareti olarak görülüyor.
Çünkü uzmanlar bunun bir bireyin “manyakça” bir eylemi olmadığını, bir topluluğun bu katliamı gerçekleştirmek üzere bir araya gelip bu eylemi yaptığını kaydediyor.
Prof. Schulting belki de o döneme has bir “namus” kültürünün bu saldırıya neden olduğunu söylüyor ve ekliyor:
“O dönem eğer size yanlış yapıldığını düşünürseniz, bununla ilgili adım atmak sizin sorumluluğunuzdadır. Haliyle mahkemeye gidip başkasından bir şey yapmasını istemek mümkün değil. Bu vakada olaylar çığrından çıkmış ve toplumlar arasındaki denge mekanizmaları işlevini yitirmiş olabilir.”
Bu çağda çatışmalar yaşandığına dönük çok fazla veri olmadığı ve insanların da kendilerini korumak için kılıç ve benzeri silahlara ihtiyaç duymadığı biliniyor.
Uzmanlar bu keşif öncesinde bu çağda yaklaşık 10 kişinin vahşi saldırılar sonucu öldürüldüğünü belirlemişti.
Bunun bir seferlik bir saldırı olma ihtimali düşük ve bir ihtimalle artçı saldırılar da yaşanmış olabilir. Ancak bir noktada topluluklar içindeki “sakinleştirici” sesler baskın gelmiş ve normalleşme dürtüsü hakimiyet kurmuş olmalı.
Antiquity adlı akademik dergide yayımlanan bu araştırmaya öncelik eden Prof. Schulting, “Bu vaka barbar ve kanlı bir geçmişe sahip olduğumuzun işareti olarak görülmemeli” uyarısını yapıyor.
CERN evrene dair neyi anlamamızı sağladı? | Prof. Dr. Sertaç Öztürk anlatıyor… |