34,5328
35,9929
3.009,10
Başak Nur GÖKÇAM
Dünya, iki ayrı dönüşümden aynı çember içinde geçiyor. Bunlardan biri yeşil, diğeri ise dijital dönüşüm. Birbirini tamamlayan ve bir o kadar da destekleyen bu iki sürece uyum sağlama çabası ise muazzam. Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından yapılan tahminlere göre dünya çapında 5 işten 2’si yapay zekâdan etkilenecek.
Microsoft’un verilerine göre ise 2 şirketten 1’i, yapay zekâ adaptasyonundaki en büyük engelin yetkin işgücü olduğunu söylüyor. Yine Microsoft’un raporuna göre 5 şirketten 3’ü de yapay zekâya uyum için çalışanlarına yeni yetkinlikler kazandırma hazırlığı içinde.
İş dünyasının yapay zekâya olan adapte sürecini değerlendiren Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) Başkanı Faruk Eczacıbaşı, “Şimdiye kadar görmüş olduğumuz en büyük kırılımı yaşıyoruz. Bu süreç internetle başlamıştı, şimdi ise yapay zekâyı konuşuyoruz.
Bu hızlı dönüşüm, bütün öngörüleri tepetaklak etti. Özellikle son iki yıl içinde herkes dünyaya farklı bakmaya başladı. Ben yapay zekâyı bir arkadaşım, hatta danışmanım olarak görüyorum. Ve şu bir gerçek ki kullandığım zaman önünde sonunda dolaşıp gelinen nokta benim mantığım. Ben kullanırken, iki farklı yerden bilgi toplayıp, mümkün olduğu kadar birbirini eşleştirerek kullanmayı tercih ediyorum” dedi.
Bu yoldan ilk kez geçmiyoruz
İnsanlığın yapay zekâya olan ön yargısına ve mesleklerin yerini alacak olma korkusuna ilişkin de konuşan Faruk Eczacıbaşı, “Dünya bu yoldan ilk kez yapay zekâ ile geçmedi. Buharlı makine, elektrikli dönem, internet gibi birçok dönemde benzer şeyler yaşandı. Örneğin 1860’lı yıllarda ABD’de New York için yapılan bir ankette New York’un 1900’lü yılların başında altı milyon at varlığı nedeniyle pislikten öleceği konuşulurdu. Fakat 1900’lü yıllarda otomobil geldi şimdi ise at filan kalmadı.
Gelecek için yapılan varsayımların çoğunluğu genelde o günkü koşullarla hesaplanıyor. Evvelsi gün 2 idi, bugün 3 oldu, demek ki yarın 4 olacak hesabıyla yapılıyor fakat böyle değil. Kırılım dediğimiz şey birdenbire tüm öngörüleri alt üst ediyor. Ben şuna inanıyorum; küresel bir pusula olmadan bu işin oturtulmasında biraz zorlanacağız. Çünkü bizim beyinlerimiz taş devrinden gelme, kurallarımız orta çağdan gelme, teknolojimiz ise tanrısal. Bu nedenle biraz zorlanabiliriz fakat devinim hızlanarak gerçekleşmeye devam edecek” dedi.
Güneş enerjisi efektif kullanılmalı
Yapay zekânın çevreye olan etkisine yönelik de konuşan ve yapay zekânın harcadığı enerji nedeniyle eleştirilmesi durumuna ilişkin de yorum yapan Faruk Eczacıbaşı, “Dünyanın enerjisinin yüzde 1.6’sı yapay zekâ üzerine gidiyor. Bu çok çok büyük bir rakam. Hatta bu oranın gelecekte iki katından da daha fazlasına gitmesi bekleniyor.
Fakat diğer taraftan dünyaya güneşten gelen enerji şu anda bizim kullandığımız enerjinin bin katı civarında. Bizim buradaki yüzde 1.6’yı mantıklı bir şekilde kanalize ederek, güneşten gelen enerjiyi daha efektif kullanmamız için araştırmalara harcamamız gerekiyor. Buradaki temel odak noktası tek başına rakamlarla konuşmaktan ziyade, doğru noktalara kanalize olmayı başarmaktan geçiyor” diye konuştu.
Önemli olan ‘ne için’ kullanıldığı
Yapay zekânın gelişmesiyle birlikte büyük bir rekabet ortamı içine girildiğinin altını çizen Eczacıbaşı, “Bunlar neticede araç ve araçlar ne için kullanılırsa, gelecek oraya gider. O yüzden tek bir taraftan bakmak yerine, yapay zekâyı doğru amaçlar için araç olarak kullanmamız lazım. Bunun için de belli bir vizyon gerekiyor” dedi.
Bundan sonraki süreçte farklı düşünmeye ihtiyaç olduğunu belirten Eczacıbaşı, “Artık endüstri toplumunun bunu aştığı düşüncesindeyim ama dünyanın önemli bir kısmının bu düzeye gelmesi için örneğin Afrika’nın birçok ülkesinin endüstri döneminden geçmesi lazım. Yani yalnızca geleceği ve çevresel zorunlulukları getirerek hareket edecek olursak, o zaman bütün bir döngüyü daha fazla bozmuş oluruz. Dediğim gibi artık farklı düşünmeye ihtiyaç var. Dünyanın başka kesimlerini, birlikte düşünmemiz lazım. Tek yönlü bakışla hareket edilmez” diye ekledi.
“Söylediklerimize kıyılarda köşelerde yer veriliyor”
Türkiye’deki yapay zekâ gündemine ilişkin de değerlendirmede bulunan Eczacıbaşı şöyle devam etti: “Gündeme bakacak olursanız hiçbir yerde neredeyse yapay zekâyok. Biz bir şeyler söylemeye çalıştığımızda kıyılarda, köşelerde bir şekilde geçiyor. Her yer Silikon Vadisi değil. Sokaktaki vatandaş nasıl bakıyor? Asıl mesele bu. Şu an hem biz hem de dünya kendi sorunlarıyla öyle bir boğulmuş durumda ki… Ayrımınına vardığımızı düşünmüyorum.”
Moda için sürdürülebilirlik konuşulmamalı
Sürdürülebilirlik kavramının son zamanlardaki kullanımına yönelik de eleştiride bulunan Faruk Eczacıbaşı, “Sürdürülebilirlik, mevcut kaynakları gelecek nesillere aktarabilmek üzerine odaklı bir şey iken günümüzde bir moda haline geldi. Bizim bu minnacık gezegeni, çocuklarımızın torunlarının torunlarına nasıl taşıyacağımızı konuşmamız lazım.
Biz de bu amaçla TBV olarak erken aşama teknoloji odaklı etki girişimlerine yatırım yapan yeni nesil yatırım fonu olarak da tanımladığımız Founder One sürdürülebilirlik fonunu kurduk. Bu sayede nitelikli yatırımcıları büyüme vadeden erken aşama girişimleri ile buluşturuyoruz. Amacımız yüksek getiri ve toplumsal faydayı yaratmayı sağlamak” dedi.
Eğitimde radikal değişim lazım
Yapay zekânın eğitimdeki yerine ilişkin de eleştiride bulunan ve gençlere tavsiyelerde bulunan Eczacıbaşı, “Eğitim konusunda çok radikal bir değişiklik yapılması gerektiğini düşünüyorum. Şunu hep söylerim; eğitim çuval doldurmak değil, ateş yakmaktır. Unutmayın ki tüm bilgiler sizin avcunuzun içinde. Bu bilgileri kendinize değer yaratmak için nasıl kullanabileceğinizi öğreten bir eğitim sistemine ihtiyacınız var.
Sizin kendinizi bulmanız, gelecekte kendinizi bu gezegen üzerinde nasıl, hangi varlıklarla, hangi kimlikle, hangi becerilerle var olmasını sağlayacak bir düzene ihtiyacımız var. Siz gençlerin de bu noktada asıl odaklanması gereken şey ‘sağduyu’ diyebilirim. Sağduyunuzu geliştirmek, oluşturmak için uğraş vermek gerekiyor ” dedi.
Faruk Eczacıbaşı yapay zekâyı nasıl kullanıyor?
Yapay zekâyı arkadaşı olarak tanımlayan Faruk Eczacıbaşı, “Konuşma hazırlığında ve veri toparlamada hatta özellikle yabancı dil metinlerinin kontrol edilmesi için çok kullanıyorum. Bir şey sormak için hemen kullandığımı söyleyebilirim. Ben çok fazla bilgi toplayan bir insandım hatta girip bilgisayarıma baksanız bir sürü makale, rapor, derleme verileri bulursunuz. Fakat yapay zekânın hayatımıza girişiyle tüm bunlar birden bire anlamsızlaştı. Artık verilerimi onun yardımıyla derleyip, topluyorum” dedi.
Nostalji tuzağına düşmeyelim
“Benim çocuğum doktor, öğretmen, mühendis olacak” talebinin artık değişmesi gerektiğine vurgu yapan Faruk Eczacıbaşı, “Diploma verme uğraşından çıkılması gerekiyor. Sizin gelecek yapmanız gereken kendinizi doğru tanımak ve doğruya odaklanmak. Şunu unutmayın sizin elinizdeki güç sizin tahmin ettiğinizden çok daha fazla. Biz de Türkiye Bilişim Vakfı olarak o pusulayı doğru belirlemeyi amaçlıyoruz. Bu süreçte birbirimize çok şey öğrettiğimizi düşünüyorum. Nostaljinin tuzağına düşmeyelim ve geleceğe açılalım. Artık vakit geleceği düşünme vakti” diye konuştu.
Uzmanlar iklim çözümleri için buluştu
2024 yılının Nobel Fizik Ödülü’ne layık görülen Geoffrey Hinton’ın kurucusu olduğu Vector Enstitüsü ile İklim Değişikliği için Yapay Zekâ Birliği projesini hayata geçiren Türkiye Bilişim Vakfı, dün İstanbul Modern’de Çevre için Yapay Zeka Konferansı’na ev sahipliği yaptı. Dünyanın dört bir yanından yapay zekâ uzmanları ve iklim STK’ları konferansta bir araya gelerek ortak projeler üretti. Konferansta İklim Değişikliği için Yapay Zekâ Birliği’nin iklim çözümleri geliştirmek adına Amerika, Kanada, İsviçre, Kırgızistan ve Türkiye’den iş birliği yaptığı iklim STK’ları yer aldı.