34,8872
36,6457
3.012,22
Asıl adı Mehmet Behçet Gönül olan şair, vaizlik ve müftülük yapan Kastamonulu Mehmet Necati Gönül ile Geyveli Müderris Hafız İbrahim Hakkı Efendi’nin kızı Fatma Bedriye’nin oğlu olarak, 16 Nisan 1916’da İstanbul Fatih’te dünyaya geldi.
Çok yönlü bir karaktere sahip usta şair, henüz iki yaşındayken annesini bir hastalık sonucu kaybedince, anneannesi Emine Münire Hanım’ın yanına taşındı. Necatigil’in babası bir yıl sonra bir saray memurunun kızı olan Saime Hanım ile evlendi.
Çocukluk yıllarını anneannesinin evi ile babasının ve üvey annesinin yaşadığı ev arasında geçiren şair, 1923’te ilkokula başladı.
YETERSİZ BESLENME VE BAKIMSIZLIK NEDENİYLE HASTA OLDU
Behçet Necatigil, ilkokulun ilk 4 yılını Beşiktaş Cevri Usta Mektebinde okudu. Anneannesinin rahatsızlığının ardından, Singer firmasında müfettiş olarak Kastamonu’ya atanan babasının yanına giden Necatigil, son sınıfı ise Kastamonu Erkek Muallim Tatbikat Mektebinde tamamladı.
Usta şair, ortaokula 1927’de Kastamonu Lisesinde başladı. Yetersiz beslenme ve bakımsızlık nedeniyle başlayan adenit tüberküloz yüzünden öğrenimine ara vermek zorunda kalan Necatigil, tedavi için İstanbul’a geri döndü.
Necatigil, ortaokuldayken edebiyata ilgi duymaya başladı. Edebiyat öğretmeni, şair Zeki Ömer Defne’nin yazması konusunda destek verdiği usta kalem, kendi eliyle yazıp hazırladığı, “Küçük Muharrir” adlı dergiyi 26 sayı çıkardı.
Aynı yıllarda, Akşam gazetesinin haftalık “Çocuk Dünyası” sayfasına “Küçük Muharrir” imzasıyla şiir, fıkra ve hikaye yazan Necatigil’in bu çalışmaları 1933’e kadar sürdü.
Behçet Necatigil, 1931’de Kabataş Lisesinin ortaokul kısmına, ikinci sınıftan kaydoldu. Aynı okulda lise eğitimi de alan usta kalem, lisenin edebiyat kolundan 1936’da birincilikle mezun oldu.
Aynı yıllarda, Varlık Dergisi’nde eserleri okurla buluşan şair, 1936’da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne başladı.
İLK ŞİİR KİTABINI 1945’TE YAYINLADI
Necatigil, 1937’de “Deutscher Akademischer Austauschdienst” kurumunun davetlisi olarak, Berlin Üniversitesinde 4 ay dil eğitimi aldı.
Üniversite eğitimini 1940’ta birincilikle tamamlayan usta şair, Kars Lisesi ile rahatsızlanması nedeniyle kısa bir süre Zonguldak Çelikel Lisesinde edebiyat öğretmeni olarak görev yaptı.
Behçet Necatigil, Zonguldak’ta kaldığı dönemde, şair Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu ile Ocak gazetesi, Kara Elmas dergisi ve Değirmen mecmuasına yazılar yazdı.
İstanbul Pertevniyal Lisesinde 1943’te 2 ay görev yapan şair, Ankara Yedek Subay okuluna çağrıldı. Şair, İzmir’de levazım subayı olarak 30 Kasım 1945’te askerlikten tezkeresini aldı.
Necatigil, “Kapalı Çarşı” adlı ilk şiir kitabını 1945’te yayınladı, ertesi yıl da mezun olduğu Kabataş Lisesinde göreve başladı.
Bir yandan Alman Filolojisi eğitimi alan şair, öğretmenlik yaptığı lisede dersleri arttığı için filoloji eğitimini üçüncü sınıftayken 2 sertifika alarak yarım bıraktı.
Şair Necatigil, 1949’da ek ders vermek üzere göreve başladığı Sarıyer Ortaokulunda tanıştığı öğretmen Huriye Hanım ile evlendi. Çiftin, kızları Selma 1951’de, Ayşe ise 1957’de dünyaya geldi.
Nüfus kütüğündeki “Gönül” soyadını 1955’te değiştiren şair, resmi olarak Necatigil soyadını aldı.
Behçet Necatigil, 1960’ta atandığı İstanbul Eğitim Enstitüsünden 1972’de emekliye ayrıldı. İstanbul Üniversitesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler bölümü öğrencilerine 1979’da kompozisyon dersleri veren şair, bir kaynağa göre, Yıldız Teknik Okulunda da öğretmenlik yaptı.
Türk Dil Kurumu ve Türk-Alman Kültür Derneği üyesi olan Necatigil, 1979’un kasım ayında akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesine yatırıldı. Kısa bir tedavinin ardından, 13 Aralık 1979’da vefat eden Necatigil’in cenazesi, Şişli Camisi’nde kılınan namazın ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.
Usta edebiyatçının ailesi tarafından, adını yaşatmak amacıyla 1980’den itibaren her yıl, “Behçet Necatigil Şiir Ödülü” veriliyor. Beşiktaş Belediyesi de şairin 10 yılı aşkın yaşadığı ve çok sevdiği Camgöz Sokağı’nın adını Behçet Necatigil Sokağı olarak değiştirdi.
Necatigil’in kütüphanesi ve dergi koleksiyonu ise eşi tarafından 1987’de Behçet Necatigil Kitaplığı kurulması için Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Edebiyat Fakültesine bağışlandı.
EDEBİ HAYATI
Kendini sürekli geliştirip olgunlaştırmaya çalışan usta şair, felsefeyle şiiri birleştirerek edebiyata farklı bir soluk getirmeye çalıştı. Şiirlerinde hem Batı hem de Doğu kültürünü bir araya getiren Necatigil, Yılmaz Erdoğan’ın yazıp, yönettiği “Kelebeğin Rüyası” adlı filme de konu oldu.
“Yaşadığını yazmak” ilkesine sadık kalan Necatigil, kendi sanat hayatını şöyle anlatmıştı:
“Aile muhitimde şiirle, edebiyatla uğraşan hiç kimse yoktu. Kendi halime bırakılmıştım. Her şeyi kendim hazırlamam, kendim keşfetmem gerekiyordu. Bende şairlik, çocukluğumun hastalık ve yalnızlıklarına bir taviz olarak kendiliğinden belirdi. 1931 ile1933 arası Akşam gazetesinin Çocuk Dünyası sahifesinde ‘Küçük Muharrir’ imzasıyla manzum, mensur, hikaye, fıkra, şiir gibi bir sürü yazı neşrettim. Merhum İskender Fahrettin, telif hakkı olarak her yazıma bonbon veya bir büyük paket çikolata verirdi.
Bu çocukluk heves ve faaliyetleri 1933’te liseye geçmemle birlikte birdenbire değişiklik geçirdi. Necip Fazıl’ı ve Yedi Meşale şairlerini keşfettim. 1932 tarihli ‘Onların Şiirleri’ başlığını taşıyan Necip Fazıl’ın, Cevdet Kudret’in, Ziya Osman’ın, Yaşar Nabi’nin, Ömer Bedrettin ve Sabri Esad’ın şiirleriyle dolu olan hususi şiir defterim benim tek rehberimdi. Hele ilk gençliğimin ruhuma en yakın şairi Cevdet Kudret’in şiirlerinin üzerimde, 1933’ten itibaren bütün bütün tesiri görüldü.”
Şairin Yüksek Öğretmen Okulundan arkadaşı ve uzun yıllar dost olduğu Cahit Külebi de Necatigil hakkında, “Zayıf yapılıydı. Buna karşın çok çalışkan bir öğrenciydi. Ne zaman çalıştığı da görünmez, bilinmezdi. Üniversiteyi bitirdiğinde Türkoloji’de, Arap Fars Dilleri bölümlerinde, daha sonra da Alman Dili ve Edebiyatı bölümünde ısrarla asistanlık önerilerinde bulundular. O hiçbirini kabul etmedi. Şairliğini sürdürmek istiyordu.” ifadelerini kullanmıştı.
BATILI ŞAİR VE YAZARLARIN ESERLERİNİ TÜRKÇEYE KAZANDIRDI
İlk şiirlerinde açık ve yalın bir söyleyiş kullanan Necatigil, mısralarında yoğunlukla ev, aile, aşk, hastalık, yalnızlık ve ölüm kavramlarını işledi. Şiiri hayat bilgisine dönüştürmeye çalıştığı belirtilen usta edebiyatçının eserleri, Yenilik, Yeditepe, Türk Dili, Yeni Dergi, Yeni Edebiyat, Cumhuriyet, Milliyet-Sanat gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı.
Necatigil, şiirlerinin yanı sıra Knut Hamsun başta olmak üzere Rainer Marie Rilke, Hermann Hesse, Thomas Mann, Miguel de Unamuno, Stefan Zweig ve Heinrich Heine gibi Batılı şair ve yazarların çok sayıda eserini Türkçeye kazandırdı.
Edebiyat öğretmenliği tecrübesi dolayısıyla okullar için edebi şahsiyetler ve eserlerle ilgili el kitabı tarzında sözlük ve antolojiler de hazırlayan Necatigil, “Eski Toprak” adlı kitabıyla 1957 Yeditepe Şiir Armağanı’nı, “Yaz Dönemi” kitabıyla da TDK 1964 Şiir Ödülü’nü aldı.
Necatigil’in vefatından sonra bütün şiirleri, oyunları, yazıları ve konuşmaları Hilmi Yavuz ve Ali Tanyeri tarafından “Bütün Eserleri” adıyla 1981’de yayına hazırlandı. Kitap “Bütün Yapıtları” başlığıyla 1995’te Yapı Kredi Yayınları’nca yeniden yayınlanmaya başlandı.
Türkiye’de radyo oyun yazarlığının da öncüsü olan şair, Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nden bazı bölümlerin ve şair Ali Ruhi Bey’in hayatının radyo oyunu olarak yazılmasını sağladı.
Kendi şiir anlayışını “toplumcu realist” diye tanımlayan Necatigil, hiçbir edebi gruba katılmadı. Hayatı boyunca şiirin ideolojiden uzak tutulması gerektiğini savunan şair, orta halli ve yoksul insanların sosyal ve ekonomik problemleriyle kendini özdeşleştirdi.
Behçet Necatigil, bütün şairlerin şiirinde üç temel dönem yaşadıklarını söyleyerek, bu dönemleri de şöyle sıraladı:
“Sırasıyla ‘gurbet burcu, hasret burcu, hikmet burcu’. İlkinde şair ne yazdığının ve nasıl yazdığının farkında değildir, taklitler yapar, daha çok aşktan söz eder, karşısına iyi veya kötü örnekler çıkabilir. Bu dönem rastgele ve acemice yürüyüş dönemidir. İkinci dönem özentiden, taklitten ve bocalamadan çıkış dönemidir. Şair hasret burcunda kendi kendisi olduğu bir döneme geçmektedir. Hikmet burcunda ise hakikatlerle yüzleşmiş, neyin gerçekleşip neyin gerçekleşemediğini yaşayarak görmüştür. Eserlerinde nutuk, ideoloji ve hamaset geride kalmıştır.”
63 yıllık ömrünü edebiyata ve özellikle de şiire adayan usta edebiyatçının eserlerinden bazıları şunlar:
“Çevre (1951), Evler (1953), Eski Toprak (1956), Arada (1958), Dar Çağ (1960), Yaz Dönemi (1963), Divançe (1965), İki Başına Yürümek (1968), En/Cam (1970), Zebra (1973), Kareler Aklar (1975), Sevgilerde (bütün şiirlerinden seçmeler, 1976), Beyler (1978), Gece Aşevi (1967), Üç Turunçlar (1970), Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (1960), Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü (1971).”