35,3569
36,4659
3.000,38
Nomupay Genel Müdürü, Sabancı Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ergi ŞENER
Yapay zekâ, bankacılık sektöründe uzun zamandır merakla beklenen bir devrim vaat ediyor. Ancak, McKinsey’nin Aralık 2024 tarihli raporu, bu vaadin gerçeğe dönüşmesi için bankaların deneme-yanılma aşamasını geride bırakıp, iş süreçlerini uçtan uca yeniden tasarlaması gerektiğini ortaya koyuyor.
Yapay zekânın (AI) potansiyeli, artık sadece otomasyon ve verimlilik artışıyla sınırlı değil. Sektördeki öncü bankalar, AI’ı gelir artırıcı bir unsur, müşteri memnuniyetini yükselten bir araç ve kurumsal dönüşümün temel taşı olarak görüyor. McKinsey’nin ‘Bankacılıkta Yapay Zekadan Değer Yaratmak: Kurumsal Yapıyı Yeniden Şekillendirmek’ raporu (Extracting value from AI in banking: Rewiring the enterprise), bu dönüşümün gerçekleştiği noktada bankaların sadece rekabet avantajı kazanmadığını, aynı zamanda iş modellerini de yeniden şekillendirdiğini gözler önüne seriyor.
Artık sadece deneme aşaması yetmiyor, zaman daralıyor
Rapor, bankacılık sektörünün AI’a yaptığı yatırımların hızla arttığını, ancak hala birçok kurumun deneme sürecinde takılı kaldığını vurguluyor. AI projelerinin büyük bir kısmı dar kapsamlı uygulamalar olarak kalıyor – chatbotlar, otomatik e-posta yanıtları veya belge özetleyiciler gibi. Ancak bu uygulamalar (Mc Kinsey’nin ifadesiyle), “izole projeler olarak kalırsa, anlamlı bir finansal dönüşüm sağlama potansiyeli sınırlı oluyor”.
Bu noktada bazı bankalar, sektördeki diğer oyunculara kıyasla fark yaratmaya başlamış durumda. Örneğin, bir banka, AI’ı yazılım geliştirici verimliliğini artırmak için kullanarak yüzde 40’a varan bir üretkenlik artışı elde etmiş. Ayrıca geliştiricilerin yüzde 80’i bu süreçte AI’ın işlerini kolaylaştırdığını belirtmekte. Yapay zekâ, müşteri etkileşimlerinde de proaktif çözümler sunarak müşteri bağlılığını artırıyor. Örneğin, bir banka mobil uygulaması üzerinden müşterilere anlık yatırım önerileri veya tasarruf tavsiyeleri sunan AI destekli bir sistem geliştirmiş.
Bir başka örnekte, büyük bir bankanın AI’ı müşteri ilişkilerini geliştirmek için nasıl kullandığı anlatılıyor. Banka, AI destekli kişisel yatırım tavsiyeleri sunarak müşterilerine daha hedefli finansal planlama önerileri sağlıyor. Küçük işletmeler içinse AI, problemli kredileri erken tespit edip önlem almayı mümkün kılıyor.
Benzer şekilde, dolandırıcılık tespitinde AI’nin yüzde 40 oranında daha erken tespit sağladığı görüldüğü uygulamalar da öne çıkmakta. Bu başarı örnekleri, AI’nin bankacılıkta operasyonel verimlilik ve güvenlik konularında nasıl kritik bir rol oynadığını gösteriyor.
Bankacılıkta yapay zekânın öncelikli alanları
Bankalarda yapay zekâ dönüşümünden elde edilen değerin yüzde 70-80’i, belirlenen 25 alt uygulama alanının sadece 10 tanesinden geliyor. Barclays’in AI Playbook çalışmasında da yapay zekânın bankacılık ve finans sektöründe en fazla değer yarattığı bu alanlar aşağıdaki gibi sıralanıyor. Barclays’in analizi de benzer biçimde, bankaların AI dönüşümünden elde ettiği toplam değerin yüzde 70-80’inin aşağıdaki alanlarda yoğunlaştığını gösteriyor:
-Kredi değerlendirme ve risk yönetimi
-Dolandırıcılık tespiti
-Müşteri hizmetleri ve kişiselleştirilmiş öneriler
-Yatırım yönetimi
-Operasyonel verimlilik (back-office süreçleri)
AI herkes için erişilebilir
Barclays, yapay zekâ projelerinde sıkça karşılaşılan yanlış inanışları da raporunda çürütüyor. Bunlardan söz edecek olursak:
Mit: “AI uzak bir hayal.”
Gerçek: Genel yapay zekâ (AGI) hala gelişim aşamasında olsa da bugünün yapay zekâ çözümleri, pratik ve uygulanabilir durumda. Chatbotlar, otomatik kredi değerlendirme sistemleri ve dolandırıcılık tespiti gibi uygulamalar, bankaların kısa vadede verimliliğini artırmasına olanak tanıyor.
Mit: “AI için büyük bir bütçeye ihtiyacımız var.”
Gerçek: API tabanlı servislerle AI servislerine düşük maliyetle erişim mümkün. Küçük bankalar bile müşteri hizmetleri için AI tabanlı chatbotlar ve otomatik analiz araçları kullanarak büyük yatırımlar yapmadan dönüşüm başlatabilir. Bu noktalar, AI’ın demokratikleştiğini ve küçük-orta ölçekli bankaların bile büyük faydalar sağlayabileceğini ortaya koyuluyor.
AI Orkestrasyonu: Multiagent (Çok Ajanlı) sistemlerin gücü
AI’ın bankacılıktaki en heyecan verici evrimlerinden biri, multiagent sistemlerin yükselişi. Barclays raporuna göre, bu sistemler farklı görevleri üstlenen AI ajanlarının birlikte çalışarak karmaşık iş akışlarını otomatikleştirmesine dayanıyor.
Örneğin, bir kredi başvurusu sürecinde:
-Bir AI ajanı belgeleri toplar ve analiz eder.
-Bir diğer ajan müşteri bilgilerini doğrular ve dolandırıcılık riskini tespit eder.
-Bir başka ajan kredi teklifini oluşturur ve müşteriye sunar.
Bu multiagent sistemler, sadece verimlilik sağlamakla kalmaz, aynı zamanda kredi sürecinin hızlanmasını ve hataların minimize edilmesini sağlar. Barclays, bu orkestrasyonun gelecekte bankaların operasyonel yapısını kökten değiştireceğini öngörüyor.
AI’ı stratejik bir ortak olarak görmek
Sonuç olarak, AI artık bankalar için sadece bir teknolojik yenilik değil, stratejik bir dönüşüm aracıdır. McKinsey’nin ve Barclays’ın son raporları, bankaların AI’ı benimseme düzeyinde ciddi bir uçurum olduğunu gösteriyor. Bir grup banka AI’ı kurumsal dönüşümün merkezine koyarken, diğerleri hala dar kapsamlı projelerle sınırlı kalıyor.
Gelecekte bankacılık sektöründe liderliği elinde tutacak olanlar, AI’ı cesur bir şekilde benimseyen ve onu sadece bir araç değil, iş yapış biçimlerinin temel bir parçası haline getirenler olacak.
Başarılı bankaların sırrı: 4 kritik adım
Peki, fark yaratan bankalar neyi farklı yapıyor? McKinsey, öne çıkan bankaların dört kritik noktaya odaklandığını vurguluyor:
1.Vizyoner ve cesur bir bakış açısı
Başarılı bankalar, AI’ı yalnızca operasyonel verimlilik için bir araç olarak değil, gelir artırıcı ve müşteri deneyimini iyileştirici bir güç olarak görüyor. AI, bu kurumlarda maliyet azaltmanın ötesinde, gelir artıran ve rekabet avantajı sağlayan bir stratejik unsur olarak konumlanıyor.
2.Uçtan uca dönüşüm
AI projeleri genellikle dar kapsamlı başlıyor, ancak lider bankalar tüm iş süreçlerini baştan sona dönüştürüyor. Örneğin, yalnızca bir chatbot geliştirmek yerine, bankanın müşteri edinme, kredi değerlendirme ve risk yönetimi gibi tüm alt süreçleri AI ile entegre ediliyor. McKinsey’nin analizi, bu tür uçtan uca dönüşümlerin en büyük finansal getiriyi sağladığını gösteriyor.
3.Çok ajanlı (multiagent) sistemler
Modern bankalar, birden fazla AI ajanının birlikte çalıştığı sistemler geliştirerek karmaşık iş akışlarını otomatikleştiriyor. AI ajanları sahtecilik tespitinden kredi onayına kadar farklı alanlarda çalışabiliyor.
4.Sürdürülebilirlik ve ölçeklenebilirlik
AI projeleri başlatıldıktan sonra, bu projelerin sürdürülebilir olması büyük önem taşıyor. McKinsey, bu noktada ‘AI kontrol kulesi’ (AI control tower) kavramını öneriyor. Bu kule, AI projelerini merkezi bir şekilde koordine ederek, geliştirilen uygulamaların bankanın diğer bölümlerinde de kullanılmasını sağlıyor.
Bankalar, büyük dönüşümlerin zaman alacağını bilse de kısa vadede hızlı kazançlar sağlayabilecek alanları hedefleyerek AI’ın etkisini daha erken gösterebilir. Bu ‘quick win’ (hızlı kazanım) projeler, banka içinde AI’a olan güveni artırır ve daha geniş çaplı dönüşümlerin önünü açar.
AI projeleri geliştirirken, şeffaflık ve etik kurallar da mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. AI kontrol kulesi yalnızca iş süreçlerini değil, regülasyonlara uygunluk ve etik kurallar açısından da projeleri denetlemelidir. Barclays de bu yaklaşımı bir yönetişim çerçevesi olarak belirtiyor ve bankaların AI projelerinde veri şeffaflığına odaklanması ve önyargıyı minimize etmesi gerektiğini belirtiyor. Özellikle kredi değerlendirme ve müşteri öneri sistemlerinde insan denetimi (human-in-the-loop) mekanizmalarının yer alması, AI’nin adil ve doğru çalışmasını sağlıyor.
AI’ın bankalarda rolü evriliyor
Raporlar, gelecekte bankalarda AI’ın çalışanlarla iş birliği içinde nasıl çalışması gerektiğini de detaylandırıyor. Ayrıca çok modlu konuşma deneyimleri ve müşteri/ çalışan davranışını simüle eden dijital ikizler gibi yeni gelişim alanları da belirtiliyor. AI, yalnızca iş süreçlerini değil, iş gücünün rolünü de dönüştürüyor. Bankalar, AI destekli eğitim programları ve çalışanların AI ile uyum içinde çalışabileceği bir kültür inşa etmeliler. Örneğin, AI koçları (AI copilots) çalışanlara satış sırasında anlık rehberlik sunarak performansı artırabilir.
Yapay zekayı bölümlere ayrılmış ve kopuk projeler yerine, tüm organizasyonda net bir vizyon ve yatırım getirisi (ROI) ile ele almak faydalı olacaktır. Tek bir modelin her sorunu çözmesini beklemek yerine, karmaşık iş akışlarını otomatikleştirmek için çoklu ajan sistemlerini kullanmak etkili olacaktır. Bu yaklaşımlar, yapay zekanın işletmelerin merkezine konumlandırılmasına ve gerçek anlamda dönüşüm yaratılmasına katkı sağlayacaktır.