34,9475
36,7578
2.981,09
T24 Haber Merkezi
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bakanlığının bütçe görüşmelerinde kendisiyle ilgili gündeme getirilen “laiklik” tartışmasına ilişkin; 2008’de Anayasa değişikliğinin ardından CHP’li milletvekillerinin AYM’ye yaptığı başvuruyu hatırlatarak; “CHP milletvekillerimiz, 2008 yılında CHP’nin AYM’ye yaptığı başvurudaki ifadelerin altına hala imza atıyor mu?” diye sordu. Tekin, “Diyorsunuz ki, ‘Üniversitelerde öğrencilere başörtüsünü serbest kılarsanız, eşitlik ilkesinden hareketle öğretim üyeleri de başörtüsüyle derse girmek isterlerse ne yapacaksınız?’ Hala öyle mi düşünüyorsunuz? Sizin laiklik anlayışınız buysa sizinle aynı yerde değilim” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçelerinin görüşmeleri devam ediyor. Yürütme adına Genel Kurul’a hitap eden Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Başörtüsü yasağıyla genç kızlarımızı üniversite kapılarından geri çeviren zihniyet”
Adaletsiz katsayı uygulamalarıyla Anadolu’nun evlatlarının yollarını kapatan, başörtüsü yasağıyla genç kızlarımızı üniversite kapılarından geri çeviren, millî ve manevi değerlerimize sırt çeviren; antidemokratik dayatmalarla milletimizin inançlarını baskı altına almaya çalışan ve kendi kültürüne yabancılaşmış zihniyet, tarih önünde mahkûm edilmiştir. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki o günler artık geride kalmıştır. AK Parti iktidarlarının kümülatif birikimleri eşliğinde devam eden demokrasi yolculuğumuz boyunca her türlü yasakçı anlayışla mücadele edilmiş ve tüm baskıcı yaklaşımlar tarihin tozlu raflarına kaldırılmıştır. Bu dönemde milletimizin bütün renklerini ve inançlarını kucaklayan “vicdanlara hürriyet, inançlara serbestiyet” tanıyan özgürlükçü bir laiklik anlayışı benimsenmiştir. Yasakçı zihniyet tasfiye edilirken, inanç ve düşünce hürriyetini devletin teminatı altına alan ve bireylerin vicdanlarını özgürleştiren bir düzen inşa edilmiştir.
“İrfanla taçlanmayan bir diploma yalnızca bir belgeden öteye gidemez”
2025 yılına dair öncelikli temalarımızdan biri olarak ele aldığımız Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, yalnızca bir eğitim reformu değil; milletimizin tarihî ve manevi mirasını çağın gerekleriyle harmanlayan bir gelecek tasavvurunun tezahürüdür. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, eğitim yoluyla şahsiyet inşasını esas alan, sadece bilgiye ulaşan değil; bilgiyi hikmetle yoğurup erdemle hayata geçiren bir nesil yetiştirme idealine dayanmaktadır. Bizler, eğitimde yalnızca akademik başarıyı değil, bütüncül bir anlayışla insanı her yönden kuşatan bir terbiyeyi esas alıyoruz. Çünkü şahsiyet olmadan bilgi, derinlik kazanmayan bir yüzeyden ibaret kalır; irfanla taçlanmayan bir diplomaysa yalnızca bir belgeden öteye gidemez. Bu yüzden Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, öğrencilerimizi yalnızca akademik anlamda başarılı bireyler değil; ahlakıyla, duruşuyla ve irfanıyla topluma yön verecek öncü nesiller hâline getirmeyi hedeflemektedir.”
“Sizin laiklik anlayışınız buysa sizinle aynı yerde değilim”
Bakan Tekin, eğitimde laiklik tartışmalarına ilişkin de CHP sıralarına dönerek şunları söyledi:
“Bazı milletvekillerimiz beni durup dururken Türkiye’de laiklik tartışması açmak ile eleştirdiler. Durup dururken laiklik tartışması falan başlatmadım. 14 Kasım günü Plan ve Bütçe Komisyonu’nda milletvekillerimizin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’yle ile laiklik arasında bir eşgüdüm göremediklerine dair eleştirilerini ben cevaplamaya çalıştım. Komisyondaki bu konuşmamız esnasında sorulara cevap verdiğimiz için başka bir ortamda bu eleştiriyi cevaplandırdım.
Durduk yere başlatmadım bu tartışmayı. Bugün Cumhur İttifakı olarak tanımladığımız iki büyük siyasi partimiz; bir Anayasa değişikliği yaptılar. 411 milletvekilinin TBMM’de onayıyla Anayasa’nın 10 ve 40. maddelerinde bir değişiklik yapıldı. ‘Kimse kılık kıyafetinden dolayı yükseköğretim ve eğitim hakkında alıkonulamaz’ dedik. CHP milletvekilleri, AYM’ye başvurdular. CHP milletvekillerimiz 2008 yılında CHP’nin AYM’ye yaptığı başvurudaki ifadelerin altına hala imza atıyor mu? Diyorsunuz ki, ‘Üniversitelerde öğrencilere başörtüsünü serbest kılarsanız yarın eşitlik ilkesinden hareketle araştırma görevlileri, öğretim üyeleri de başörtüsüyle derse girmek isterlerse ne yapacaksınız?’
Hala öyle mi düşünüyorsunuz? Eğer sizin laiklik anlayışınız buysa sizinle aynı yerde değilim. Başörtüsüyle kamusal hayatta yer almak, eğitim-öğretime katılmak Anayasa’mıza aykırı mıdır, değil midir? Diyorsunuz ki, ‘Başörtüsüyle insanlar eğitim-öğretime katılırsa Anayasa’mızın ikinci maddesindeki laiklik ilkesi ayaklar altına alınmış olur.’ Diyorsunuz ki, ‘Önemsiz bir teferruat olan kılık kıyafet.’ Bu ifade size neyi anımsatıyor? Başötüsüyle ilgili ‘önemsiz bir teferruattır’ ifadesini kim söylemiştir? Sizin bugüne kadar yaptığınız yasakçı zihniyetlerin hepsinden ülkemizi kurtarmaya çalışıyoruz.”
CERN evrene dair neyi anlamamızı sağladı? | Prof. Dr. Sertaç Öztürk anlatıyor… |