h Dolar 35,3504 % 0
h Euro 36,6188 % 0
h Altın (Gr) 3.007,29 %-0,12
a İmsak Vakti 02:00
İstanbul 12°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
  • DOLAR 35,3504h

    35,3278

  • EURO 36,6188h

    36,5829

  • Gram Altın -0,12h

    3.007,29

a

Avusturya’nın yükselen aşırı sağcı lideri Kickl kim?

Avusturya'nın yükselen aşırı sağcı lideri Kickl kim?

Avusturya’nın yükselen aşırı sağcı lideri Kickl kim?
0

BEĞENDİM

Avusturyalıların büyük bir bölümü muhtemelen şu konuda hemkirdir: Herbert Kickl kutuplaştırır. 56 yaşındaki Kickl, Avusturya Halk Partisi (ÖVP) kökenli Cumhurbaşkanı Karl Nehammer‘in deyimi ile bir “güvenlik riski”. Kickl’in diğer birçok siyasi rakibi de böyle düşünüyor.

Geçen Eylül ayında yapılan seçimlerde, Kickl’in ve genel başkanı olduğu aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi’nin (FPÖ), verdikleri oylarla müthiş bir zafer kazanarak sandıktan birinci parti olarak çıkmasını sağlayan 1,4 milyon seçmen ise muhtemelen farklı düşünüyor. FPÖ, söz konusu seçimde yüzde 28,8 oy alarak, ülkede “Ulusal Konsey” olarak adlandırılan Avusturya parlamentosunda en güçlü grubu oluşturdu. Güncel anketler ise partinin oy seviyesinin yüzde 35’lerde olduğunu ortaya koyuyor.

Yalnız adamdan “halkın başbakanına”

Seçimlerden sonra Avusturya’nın kamu yayıncısı ORF tarafından yapılan bir ankete göre, FPÖ seçmenlerinin çok büyük bir kısmı partiyi savunduğu siyasi fikirlerden dolayı tercih etmiş. Sadece yüzde 2’lik bir seçmen grubu ise, FPÖ’ye oy verme nedeni olarak Herbert Kickl’in başbakanlık adaylığına işaret etmiş.

1736195085084 71228030 906

Kickl Avusturya kamuoyunda, FPÖ genel başkanı olan selefleri ile kıyaslandığında, uzun süre arka planda kalan, daha az karizmatik biri olarak tarif ediliyor.

1968’de, Avusturya’nın en güneyinde yer alan Kärnten eyaletine bağlı Villach kentinde dünyaya gelen Kickl çok az röportaj veren bir isim. Geçmişi ise sadece ana başlıkları ile biliniyor: Evli ve bir erkek çocuk babası, Triatlon ve dağ sporlarına meraklı, dağ piyadesi olarak yaptığı askerliğinden sonra başkent Viyana’da beşeri bilimler eğitimine başlayan ancak mezun olamayan biri.

Günümüzde ise Kickl artık ülkesinin başbakanı ya da FPÖ’lülerin hiç çekinmeden kullandığı deyimle “Volkskanzler” (halk başbakanı) olmaya hazırlanan bir isim. (Almanya’da hüküm süren Nazi rejimi döneminde Adolf Hitler için bir süre “Volkskanzler” tabiri kullanılmış, 1939’dan itibaren ise sadece “Führer” kavramının kullanılmasına izin verilmişti)

FPÖ, 1938 yılında Avusturya’yı “Büyük Alman İmparatorluğu” sınırları içine alan Avusturya doğumlu Adolf Hitler ve savunduğu nasyonal sosyalist ideolojiyi benimsemediğini dile getiriyor.

İbiza Skandalı’ndan sonra küllerinden doğan anka kuşu

Kickl parti içinde sabırla, adım adım yükselmiş olan bir siyasetçi. Başta FPÖ’nün en önemli figürü olan ve 2008’de geçirdiği trafik kazasında ölen Jörg Haider’e danışmanlık yapan ve konuşma metinlerini kaleme alan, daha sonra iseFPÖ’nün bir başka genel başkanı Heinz-Christian Strache’nin genel sekreterlik görevini üstlenmiş olan bir isim. Strache hafızalara, siyasi kariyerine büyük darbe vuran İbiza Skandalı ile kazınmış biri. İspanya’nın İbiza Adası’nda, FPÖ’den başka bir isimle birlikte iki kişi ile bir araya gelen Strache’nin, gizli kamera ile çekilen görüntülerde rüşvet pazarlığı yaptığı görülmüştü.

2021’de ÖVP genel başkanlığına seçilen Herbert Kickl, İbiza Skandalı ile ilgili tartışmaları bitirmeyi başardı. Hem de dönemin ÖVP’li başbakanı Sebastian Kurz’un, kendi kabinesinde koalisyon ortağı üyesi olarak, İçişleri Bakanı sıfatıyla yer alan Kickl’in de söz konusu skandala karıştığını dile getirmesine rağmen. Kickl o dönem kendiliğinden istifa etmeyi reddetmiş ve modern Avusturya tarihinin, görevden alınan ilk bakanı olmuştu.

Göçmenlere karşı sert, AB’ye karşı kuşkulu, Putin’e karşı anlayışlı

Kickl, Avusturya İçişleri Bakanı olarak görev yaptığı 17 ay boyunca özellikle göçmenlere karşı takındığı sert tavrı ile isminden söz ettirdi. Bazen ilk kabul merkezindeki sığınmacılara dışarı çıkma yasağı getirerek (bunu “gönüllü gece istirahati” olarak tanımlamıştı), bazen de görülen ilk davanın ardından suçlu bulunan yabancıları, temyize gitmesine fırsat tanımadan sınır dışı etmeye çalışarak.

2019 yılında yapılan Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde ise Kickl, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni tanımayacağını ifade ederek ORF’de çıktığı bir yayında, kelimesi kelimesine “Ben hâlâ siyasetin hukuku değil, hukukun siyaseti takip etmesi gerektiğine inanıyorum” demişti.

FPÖ’nün ideolojik olarak sahip olduğu Avrupa Birliği’ne (AB) mesafeli durma tavrı Kickl tarafından da benimseniyor. AB’yi geçmişte “burnu büyük ve kendini beğenmiş” olarak tarif eden Kickl’in genel başkanı olduğu FPÖ’nün parti programında, AB kurumlarının sahip olduğu yetkilerin kısıtlanması ve Schengen Bölgesi içinde bir “Avusturya Kalesi” oluşturulmasından söz ediliyor.

FPÖ bu çizgisi ile, Almanya’da yükselişte olan aşırı sağcı Almanya için Alternatif’ten (AfD) bu konuda biraz daha ılımlı bir yerde duruyor, zira AfD, Almanya’da 23 Şubat’ta yapılacak olan erken genel seçim öncesinde, bir kez daha AB’den ayrılma fikrini ortaya koymuş durumda.

Diğer birçok konuda ise FPÖ ile AfD aynı çizgiyi savunuyor. Örneğin her iki parti, kitlesel sınır dışı planları lehine bir hava yaratabilmek için “Remigration” (tersine göç) kavramını sahipleniyor. Bunun yanında partisinin İslam karşıtı sloganlarını sürekli tekrarlayan Kickl, 2016 yılında aşırı sağcı grupların bir araya geldiği bir etkinlikte konuşma yapmıştı. Partisi FPÖ’nün yıllar önce kullandığı seçim sloganı “Daham statt İslam” (İslam yerine evimiz) da Kickl’e atfediliyor. Yine AfD’lilerin yaptığı gibi Herbert Kickl de, korona pandemisi döneminde aşı karşıtlarına ve komplo teoricilerine yakın durmayı tercih etmişti.

1736195312982 71227014 906 1

Rus doğal gazı ve Batı’ya karşı suçlamalar

FPÖ ile AfD’yi yan yana getiren bir diğer konu da, Rusya tarafından saldırıya uğrayan Ukrayna’ya yapılan silah yardımlarına karşı çıkmaları. Savaşın birinci yıl dönümü olan 2023 yılının Şubat ayında, Avusturya meclisinde konuşan Kickl, savaşla ilgili olarak “ABD ve NATO’nun provokasyonlarının da olduğu uzun bir geçmişten” söz etmiş, savaşın çıkmasında her iki tarafın (Rusya ve Batı) suçunun olduğunu savunmuştu. Avrupa’nın Rusya’ya yaptırımlar uygulamasına da karşı çıkan Kickl ayrıca, partisi FPÖ’nün Rus doğal gazını, enerji tedariği güvenliği açısından “önemli bir katkı olarak görmeye devam ettiğini” dile getirmişti.

2016 yılında, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in partisi “Birleşik Rusya” ile bir dostluk anlaşması imzalayan FPÖ, bugünlerde bu ilişkiyi önemsiz göstermeye çalışıyor. Güvenlik uzmanı Alman siyasetçiler ise, geçen Eylül ayında yapılan Avusturya seçimlerinden önce, FPÖ’nün herhangi bir şekilde iktidarda yer alması halinde Avusturya ile var olan istihbarat alanındaki iş birliğinin gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etmişti. Alman ordusundan emekli bir subay olan, ana muhalefet partisi Hristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) güvenlik politikaları uzmanı ve milletvekili Roderich Kiesewetter, yaptığı bir konuşmada FPÖ’yü, “Rusya’nın Avrupa’daki Truva Atı” olarak nitelendirdi.

Kickl yönetiminde bir Avusturya Orban’ın Macaristanı’na benzer mi?

Herbert Kickl’i eleştirenler, onun olası başbakanlığında Rusya dostu bir başka lider olan Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ı örnek alacağını ve belki de Avusturya’yı, Macaristan örneğinden yola çıkarak yeniden şekillendireceğini ifade ediyor. Orban ile iyi ilişkiler içinde olan Kickl, Çekya’nın eski başbakanı Andrej Babis’in de katılımıyla, geçen yaz Viyana’da bir araya gelmiş ve üç komşu ülke lideri, AB parlamentosunda “Avrupa için Vatanseverler” adlı bir grubun kurulmasını kararlaştırmıştı.

Kickl’in partisinin sandıktan birinci olarak çıktığı Eylül ayındaki seçimlerin ardından, diğer partiler bir araya gelerek FPÖ’ye karşı bir cephe oluşturmuş, ÖVP Genel Sekreteri Christian Stocker de, mecliste yaptığı bir konuşmada FPÖ grubuna dönerek “Kimse sizi istemiyor!” demişti.

Ancak hafta sonunda, hükümeti kurma görevinde başarısız olan ÖVP Genel Başkanı ve Avusturya Başbakanı Karl Nehammer’in her iki görevden istifa edeceğini duyurmasının ardından, yapılacak kongre ile yeni bir genel başkan seçilene dek ÖVP’nin geçici genel başkanı olan Stocker, FPÖ ile ÖVP arasında yürütülecek olan koalisyon görüşmelerinde yer alacağını bildirdi.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

HIZLI YORUM YAP