Avrupa Güneş enerjisi pazarı %10 büyüme öngörüyor

0

BEĞENDİM

0

FARKLI TRENDLER ARASINDA HASSAS BİR DENGE ARANACAK

Avrupa PV pazarı, yenilenebilir enerjiye geçiş ve enerji güvenliğini artırma ihtiyacının etkisiyle 2024 yılında dikkate değer bir büyüme kaydetti. Güneş enerjisi, AB’nin iklim hedeflerine ulaşma ve fosil yakıt ithalatına bağımlılığı azaltma stratejisinin temel taşı olarak ortaya çıktı. Bu hedefler, mali teşvikler ve AB üye ülkeleri arasında yenilenebilir enerji hedeflerinin gözden geçirilmesi de dahil olmak üzere politika önlemleriyle desteklendi. Fotovoltaik kıta genelinde önemli bir öncelik haline geldi.

2024 yılında AB , artan enerji talebi ve yenilenebilir altyapıya artan yatırımın etkisiyle fotovoltaik tesisler için yeni bir büyüme ölçütü belirledi . İddialı iklim hedeflerinin benimsenmesi hızlandırıldı ve ulusal enerji planları ve AB düzeyinde teşvikler gibi destek çerçeveleri oluşturuldu. Ancak büyüme, gelişen ticaret dinamikleri ve fiyat baskıları gibi zorlukları da beraberinde getirdi. 2025 yılında piyasayı onlar belirleyecek.

PV modülü tedarik eğilimlerinin , stok seviyelerinin ve fiyatlarının 2025 yılında pazar gidişatını önemli ölçüde etkilemesi bekleniyor. Pazar gelişiminin teşvik edilmesi ile operasyonel zorlukların ele alınması arasında hassas bir dengenin kurulması gerekecektir. Uzmanlara göre bu da 2024-2025 anlamına geliyor. PV sektörünün gelişimi için kritik bir dönem .

ÇİN’DEN AB’YE FOTOVOLTAİK MODÜL SEVKİYATI

Ocak-Ekim 2024’te AB ülkeleri Çin’den yaklaşık 83 GW PV modülü ithal etti. 2024 yılının tamamına ilişkin ön veriler 100 GW’tan bahsediyorlar. Bu rakamlar büyük ölçüde 2023 yılı seviyeleriyle uyumlu. Bu, AB’nin Çin’de üretilen modüllere olan bağımlılığının devam ettiğini gösteriyor. Çinli üreticiler, AB pazarındaki hakim konumlarını korumak için ölçek ekonomilerinden ve maliyet avantajlarından yararlanıyor.

2023’ün sonunda olmasına rağmen ve 2024’ün başı arz fazlası durumu fark edildiğinden beri piyasa dinamikleri değişti. Talebin ithalatı yakalaması ve 2024 yılı için toplam 65 GWdc civarında olacak yeni kurulumların istikrarlı hızıyla desteklenen stok seviyeleri normalleşti.

Daha da önemlisi, kurulu hacimlerin üzerindeki kapasite fazlası, arz fazlası olarak değerlendirilmemelidir. Tedarik zinciri kesintilerine karşı koruma sağlamak için genellikle yıllık yeni kurulan kapasitenin yaklaşık %25-30’u kadar olduğu tahmin edilen güvenli düzeyde stok tutulur. Bu nedenle, 2023’te görülen arz fazlası durumunun esas olarak, pandemi sonrası kesintiler nedeniyle 2022’deki birikmiş talep nedeniyle bu yılın stok seviyeleri güvenli kabul edilebilir. Fiyat rekabeti güçlü kalsa da istikrar, distribütörlere bir miktar rahatlama sağladı.

Gelecekte Çin PV modüllerinin AB’ye akışını çeşitli faktörler etkileyebilir. 2024 seçimlerinden sonra ABD ticaret politikasındaki değişiklikler. küresel tedarik zincirlerini değiştirebilir ve potansiyel olarak Çin ihracatını yeniden yönlendirebilir. Ayrıca, artan hammadde maliyetleri ve Çin hükümetinin iç pazarları istikrara kavuşturmayı amaçlayan politikaları, üretimi veya ihracatı sınırlayabilir. Bu da küresel arz ve talep dinamiklerinin daha dengeli olmasını sağlayacaktır.

FİYAT EĞİLİMLERİ VE AZALAN MALİYETLER

Çinli üreticilerin agresif fiyatlandırma stratejileri, Güneş modülü fiyatlarını 2024’te rekor düşük seviyelere itti. Düşen fiyatlar, kurulum maliyetlerini düşürerek proje geliştiricilere ve son kullanıcılara büyük fayda sağlarken, aynı zamanda tedarikçiler üzerinde de önemli bir baskı oluşturarak sektörün uzun vadeli sürdürülebilirliğine ilişkin endişeleri artırdı.

Bu hızlı fiyat erozyonu dünya pazarının dinamiklerini değiştirdi. Rekabeti artırdı ve tedarik zinciri boyunca üreticiler için mali zorluklar yarattı. Özellikle Almanya, 2024 yılında modüllerin pazar payında önemli bir değişiklik gördü: standart modüllerin payı %79’dan %26’ya düşerken, yüksek verimli modüllerin payı %17’den %74’e çıktı.

Avrupalı ​​şirketler fiyat trendlerinden çok etkilendi. Çinli üreticilerin ürettiği ucuz modüllerle rekabet edemeyen birçok Avrupalı ​​firma faaliyetlerini durdurmak zorunda kaldı. 2024 yılında çok sayıda iflas ve fabrika kapanışı saydık. Devasa üretim kapasitelerine ve devlet sübvansiyonlarına güvenen Çinli üreticiler pazara hakim olmaya devam ediyor. Avrupalı ​​üreticiler için bu koşullar, kârlılığı giderek erişilemez hale getiriyor.

Fiyatlandırma ortamı modül fiyatlarını o kadar düşürdü ki birçok üretici üretim maliyetlerinin altında satış yapıyor. Bu da mali kayıpları daha da artırıyor. Bu piyasa koşullarını ele almak amacıyla, Çin Fotovoltaik Endüstrisi Birliği (CPIA) dahil olmak üzere Çinli düzenleyiciler ve endüstri birlikleri, taban fiyatın belirlenmesi gibi önlemler önerdi. Uygulanması durumunda, daha fazla fiyat kaybının önlenmesi ve sektöre istikrarın yeniden kazandırılması amacıyla modüller için bir minimum fiyat tabanı oluşturulacak.

Avrupa pazarları açısından fiyatlarda hafif bir artış, yerli üreticilere en azından kısmen rekabet gücünü yeniden kazanma fırsatları sunabilir. Bazı üreticiler Avrupa’da PV üretimine başlama planlarını zaten duyurdular.

SENARYOLAR VE STRATEJİK HUSUSLAR

İyimser senaryoda, güçlü politika uygulamaları ve ağ altyapısını modernleştirmeye ve izin süreçlerini düzene sokmaya yönelik koordineli çabalar, önemli bir büyümeyi teşvik edebilir. Bu durumda AB’deki Güneş enerjisi kurulumları 2025’te %10 oranında artacak. Stabilize edilmiş modül fiyatları, değer zinciri boyunca karlılığı artıracaktır. Bu, yatırımcıların güvenini güçlendirecek ve Avrupalı ​​üreticilerin rekabet güçlerini yeniden kazanabilecekleri bir ortam yaratacaktır.

Daha ılımlı bir senaryoda, kademeli iyileştirmeler ve devam eden ithalat bağımlılığı istikrarlı ancak daha az etkileyici bir büyümeye yol açabilir. Modül fiyatları, daha düşük kurulum maliyetlerinin kullanıcılara ve geliştiricilere fayda sağlayacağı baskı altında kalmaya devam ediyor.

Bununla birlikte, hammadde kıtlığı veya kısıtlayıcı ticaret politikaları gibi dış faktörlerin mevcut tedarik zinciri sorunlarını daha da kötüleştirmesi halinde, sınırlı bir kalkınma senaryosuna da ulaşılabilir. Bu, tesislerin durmasına ve daha yüksek maliyetlere yol açacaktır.

Politika yapıcıların odak noktası, ağın modernleştirilmesi ve izinlerin verilmesindeki idari gecikmelerin azaltılması olmalıdır. Aynı zamanda hedefe yönelik teşvikler ve kamu-özel ortaklıkları yoluyla yerli üretimin desteklenmesi de önemli. Küresel tedarik zincirlerini istikrara kavuşturmak ve adil rekabeti teşvik etmek için uluslararası diplomasi kritik önem taşıyacak.