Atilla Yeşilada: Yükselmeye devam edecek

0

BEĞENDİM

0

TÜİK tarafından açıklanan kasım ayı enflasyon verisiyle birlikte milyonlarca memur ve emeklinin maaş hesaplamasında referans alacak rakam daha belirgin hale gelirken, yüzde 2,24 olarak duyurulan aylık enflasyon, beklentilerin nispeten üzerinde gelerek ekonomistlerde şaşkınlığa neden oldu. 

Bu duruma gerekçe olarak Kasım ayı gıda enflasyonunun yüzde 5,10’a ulaşması gösterilirken, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) bu ay itibarıyla faiz indirimine başlayıp başlamayacağı belirsizliğini korumaya devam ediyor. 

Mesele Ekonomi kanalına açıklamalarda bulunan Atilla Yeşilada, Merkez Bankası’nın yeni yılda faiz indirmemesi ya da 150 baz puanlık küçük indirimlere gitmesi halinde Türk lirasının değerinin yükselmeye devam edeceğini belirtti. Yeşilada, sürekli ve yüksek oranda faiz indirimi yapılması halinde Türk ekonomisinin bir felakete sürükleneceğini belirterek, şu uyarılarda bulundu:

‘FAİZ İNDİREBİLMEK İÇİN BİR SEBEP YOK’

Kimse ihracatın düşmesini beklemesin. İhracatçı hiç kar edemeyecek gelecek yıl. Bunu Türkiye ekonomisi 1,5 yıl kaldırır. Hiçbir ülke kalıcı olarak güçlü bir para birimiyle yaşayamaz. Her zaman bir çıkış stratejisi olmalı ama bizde bu yok. Anladığım kadarıyla işi Allah’a bıraktık. O da şu demek. Eğer enflasyon beklendiği ölçüde düşerse, gelecek yıl sonunda 21 sonra 14’e falan düşerse o zaman güçlü TL politikasının bir zararı kalmaz. Kullanmana da gerek duyulmaz. Zaten dışarıdan gelen sıcak para ve içerideki yatırımcının TL’ye güveninin artması, döviz talebini azaltır ve sorunun içinden kendiliğinden çıkarsın. 

‘150 BAZ PUANLIK İNDİRİMİN EKONOMİYE ZARARI OLMAZ’

Buna karşın enflasyonun gelecek yıl sonunda yüzde 30 küsur ya da öteki yıl daha da düşük olacağına dair hiçbir emare yok. Enflasyon beklendiği ölçüde düşmezse ve sıcak para bir noktada kesilirse ne olur? Merkez Bankası faizi yüksek kalırsa hiçbir şey olmaz. 90’lı yıllarda bunu gördük. Şimdi TCMB niyeti bozdu, inşallah faiz indirmez. 150 baz puanlık indirim yaparsa bir zararı olmaz. Şu andaki sıcak para stokları tamamen erise de Merkez Bankası’nın rezervleri TL’yi savunmaya yeter. 

Vatandaşın Türk lirasından hızla dövize dönebileceği bir senaryodan korkuyoruz. Bunun için de siyasi kriz yaşanması gerekir. En korktuğum şeylerden biri de İstanbul depremi elbette. Bir diğeri ise yine ‘NAS’ politikasına geri dönüş. Bir miktar faiz indirmekle, akıl dışı bir faiz oranıyla ekonomi yönetmek arasında çok büyük fark var. 150 baz puanlık bir indirim Türkiye’de finansal dengeleri değiştirmez.

‘MERKEZ BANKASI TÜRK LİRASINI GÜÇLÜ TUTACAK’

Enflasyonun çok hızlı düşmediği ama değerli TL’nin devam ettiği senaryo çok uzun yıllar sürebilir. Herkes sürekli yangın var diye bağırıyor ama etrafa bakıyorum kar yağıyor. Sıcak para hep gelir. Merkez Bankası’nda çok açık bir iletişim var. O da “Biz Türk lirasını güçlü tutacağız” diyorlar. Rakamlara bakınca da her türlü satışı karşılayabilecek bir rezerv var.

Ben, Merkez Bankası’nın faiz indirmesi için hiçbir neden görmüyorum. TCMB’nin kendi belirlediği prensipler içerisinde de faiz indirimine yer görmüyorum. Uzun süredir beklediğimiz mevsimsel etkiden arındırılmış enflasyon aylık 2,91 gelmiş durumda. Bunun yıllık bileşiği 36’ya denk geliyor. Tamam enflasyon düşüyor ama o kadar yavaş düşüyor ki, hedefe varmak 5 yıl sürer. Şöyle bir teori var ve bana da gayet makul geliyor. 

‘ERDOĞAN’I MEMNUN ETMEK İÇİN FAİZLER İNDİRİLEBİLİR’

Türkiye’deki para politikasını siyasetten ayırmak imkansız. Erdoğan’ın henüz faizlere karıştığı görüşünde değilim ancak o da tabana hesap vermek zorunda. Erdoğan’ın ekonomiye müdahale etmesini engellemek amacıyla, faiz politikasını bozmaması ve gazını almak için önden bir faiz indirimi yapılabilir. Ocak ayında da yaparsın ve sonra zamlardan dolayı bir enflasyon fırlar. Sonra iki üç ay beklersin ve yeniden indirmeye başlarsın. 

‘TÜRKİYE İÇİN FELAKET OLUR’

Faiz indirimine başlayıp, kesintisiz şekilde faizlerin sert şekilde indiği bir şey yapılacaksa felaket olur. Türkiye bunu kaldırmaz ve çok büyük psikolojik şoklar yaratır. Konut satışlarını gördük ve yakında tüketim alışkanlıkları taşıt ve diğer mallara da sıçramaya başlar. İnsanların tasarruf etmek için hiçbir gerekçesi kalmaz. Ekonomi para kaçtığı için değil ya da insanlar dolara döndüğünden değil, aşırı ısınıp enflasyon yarattığı için başka bir krize gireriz.