34,5913
36,3070
2.920,27
İngiltere merkezli ilaç şirketi AstraZeneca Covid aşısının çok nadir görülen bir yan etkiye neden olabileceğini ilk kez mahkeme belgelerinde kabul etti.
İlaç şirketi, Covid aşısıyla ilgili toplu bir davada birden çok iddiayla karşı karşıya.
Bazı davacılar yakınlarını kaybettiklerini, bazılarıysa aşının ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını iddia ediyor.
Araştırmalar, AstraZeneca’nınkiler de dahil olmak üzere Covid aşılarının milyonlarca hayat kurtardığını gösteriyor.
Şirkete karşı ilk yasal süreç Nisan 2021’de aşı olduktan sonra kan pıhtısı nedeniyle beyin hasarına uğrayan ve çalışamayan iki çocuk babası Jamie Scott tarafından başlatılmıştı.
Birleşik Krallık Tüketiciyi Koruma Yasası kapsamında başlatılan davada, aşının bireylerin beklediğinden daha az güvenli olması nedeniyle “kusurlu” olduğu iddia ediliyor.
AstraZeneca iddialara karşı çıkıyor ancak Şubat ayında İngiliz Yüksek Mahkemesi’ne sunduğu yasal bir belgede Covid aşısının “çok nadir durumlarda TTS’ye neden olabileceğini” kabul etti.
Davadaki avukatlar, TTS’nin Trombositopeni Sendromlu Tromboz anlamına geldiğini ve aşılamanın ardından meydana geldiğinde VITT (Trombositopeni ile Aşıya Bağlı İmmün Tromboz) olarak da adlandırıldığını söylüyor.
TTS/VITT, tromboz (kan pıhtılaşması) ve trombositopeninin (düşük trombosit sayısı) aynı anda nadiren görüldüğü bir sendrom.
Avukatlar, bu durumun felç, beyin hasarı, kalp krizi, akciğer embolisi ve uzuvların kaybedilmesi gibi ölüm riski olan sonuçlar doğurabildiğini söylüyor.
Tromboz aşılanmamış kişilerde de birçok farklı biçimde görülebilir. Nadir görülen TTS/VITT sendromu ise yalnızca aşılamadan sonra ortaya çıkan tromboz için geçerli.
Davacı Scott’ın avukatları, AstraZeneca’nın Mayıs 2023’te kendilerine gönderdiği bir yanıt mektubunda, “Aşının büyük ölçekte TTS’ye neden olduğunu kabul etmiyoruz.” dediğini BBC’ye doğruladı.
Ancak Şubat ayında Yüksek Mahkeme’ye sunulan yasal belgede AstraZeneca, “AZ aşısının çok nadir durumlarda TTS’ye neden olabileceği kabul ediliyor. Nedensel mekanizma (nasıl gerçekleştiği) bilinmiyor” ifadelerini kullandı.
Şirket, davacılardan TTS olarak bilinen tromboza neden olan başka bir faktör olmadığını kanıtlamalarını istiyor.
Açıklamada, “TTS, AZ aşısının (veya herhangi bir aşının) yokluğunda da ortaya çıkabilir. Her bir vakadaki nedensellik bilirkişi konusu olacaktır.” ifadeleri yer aldı.
Scott ile birlikte bu davadaki 51 davacıyı temsil eden Avukat Sarah Moore, bu durumun AstraZeneca’nın pozisyonunda önemli bir değişime işaret ettiğini söylüyor.
BBC’ye konuşan Leigh Day Hukuk Bürosundan Sarah Moore, “Bu genel nedenselliğin önemli bir kabulüdür; yani AstraZeneca aşısının özellikle TTS ve VITT’ye neden olabileceği gerçeğinin.
“Resmi savunmalarda bu konudaki tutumlarını değiştirmeye karar vermeleri önemli” diyor.
Salı günü BBC’ye bir açıklama yapan AstraZeneca, Covid aşısının TTS ve VITT ile ilişkisi konusundaki iddialara yanıt vermedi.
Şirketin açıklamasında, “Klinik araştırmalardaki kanıtlara ve gerçek dünya verilerine bakıldığında, AstraZeneca-Oxford aşısının kabul edilebilir bir güvenlik profiline sahip olduğu sürekli olarak gösterilmiştir ve dünya çapındaki düzenleyiciler, aşılamanın faydalarının son derece nadir potansiyel yan etkilerin risklerinden daha ağır bastığını sürekli olarak belirtmektedir.” ifadeleri kullanıldı.
Dünya Sağlık Örgütü, Haziran 2022’de AstraZeneca aşısının “18 yaş ve üzeri bireyler için güvenli ve etkili” olduğunu söylemişti.
7 Nisan 2021’de İngiltere’nin Aşılama ve Bağışıklama Ortak Komitesi, “çok az sayıda insanda son derece nadir kan pıhtılaşması görüldüğünün bildirilmesinin ardından” 30 yaşın altındaki yetişkinlere AstraZeneca’ya alternatif aşıların verilmesini tavsiye etmişti.
AstraZeneca aşı kutuları ve şişeleri üzerindeki etiketlerin bu tavsiyeyi yansıtacak şekilde değiştirildiğine dikkat çekiyor.
Tavsiye 7 Mayıs 2021’de, aşı için yaş sınırı 40 olacak şekilde değiştirildi.
AstraZeneca BBC’ye yaptığı açıklamada, “Bugüne kadar dünya çapında 30’dan fazla dava geri çekildi, iptal edildi veya AstraZeneca lehine kararlarla sonuçlandı” dedi.
Jamie Scott’un eşi Kate Scott daha önce BBC’ye, “Jamie’ye 250’den fazla rehabilitasyon seansı uygulandı. Yeniden yürümeyi, yutkunmayı ve konuşmayı öğrenmesi gerekiyordu. Hafıza sorunları vardı” demiş ve eklemişti:
“Her ne kadar çok ilerlemiş olsa da, artık başka bir Jamie’nin olduğu ve kendini geliştirmeye devam edeceği noktadayız. Bilişsel sorunları… konuşma zorluğu … şiddetli baş ağrıları var, körlük çekiyor.
“(İngiltere) hükümetinin aşı zararı ödeme planında reform yapmasına ihtiyacımız var. Sistem etkisiz ve adil değil… Adil tazminat (istiyoruz).”