34,3621
37,0337
2.974,85
Google’ın her saniye 6,3 milyon aramaya yanıt verdiği tahmin ediliyor. Bu, günlük 9 milyara denk geliyor.
İnternet trafiğinin büyük bir bölümü Google Aramalar üzerinden başlıyor ve insanlar nadiren karşılarına çıkan ilk beş bağlantıdan ötesine tıklıyor.
Google Aramalar’da linkleri sıralayan sistem, dünya deneyimimiz konusunda devasa bir güce sahip.
Bazı uzmanlar Google’ın inandığınız şeyleri papağan gibi size tekrarladığını düşünüyor. Bu durum ön yargılarınızı ve toplumsal bölünmeleri derinleştiriyor olabilir.
ABD’deki South Florida Üniversitesi’nde Doç. Dr. Varol Kayhan, “Hangi bilgiyi bulabileceğimiz konusunda Google’ın insafına kalmış durumdayız” diyor.
‘Ön yargı makinesi’
İnternet sitelerinin Google’da daha iyi performans göstermesi için çalışan Dragon Metrics şirketinin Dijital Pazarlama Müdürü Sarah Presch, “Google’ın tüm görevi insanlara istedikleri bilgiyi vermek ama bazen insanların istediklerini düşündükleri bilgi aslında en işlerine yarayanı olmayabiliyor” diyor.
Presch bundan birkaç sene önce Google sonuçlarıyla ilgili bir sorunu fark ettiğini söylüyor.
“Google’ın hararetli tartışmalara nasıl yaklaştığını incelemeye başladım. Ve birçok durumda sonuçlar şok ediciydi.”
Bunların bazıları Google’ın belirli sağlık sorularını ele alma biçimiyle ilgili. Google’da bir arama yaptığınızda, internetten bilgileri çekip, arama sonuçlarının en üstünde hızlı bir özet sunuyor.
Presch, “kahve ve hipertansiyon arasındaki bağ” aramasında özetin Mayo Clinic’ten bir makaleyi alıntılayarak, “Kafein tansiyonda kısa süreli ancak dramatik bir artışa yol açabilir” sözlerini öne çıkardığını gördü.
Google kafein ve yüksek tansiyon ilişkisiyle ilgili sorgulara tezat yanıtlar veriyor.
Ancak “kahve ve hipertansiyon arasında bir bağ yoktur” diye aradığında, özetler aynı Mayo Clinic makalesindekin tezat bir bölümü alıntılayarak, “kafeinin tansiyon üzerinde uzun vadeli bir etkisi yoktur ve yüksek tansiyon riskinin artmasıyla arasında bağ kurulmamıştır” özetini okudu.
Benzer bir durum Presch, “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) şekerden kaynaklanmaktadır” diye aradığında da olmuştu. Google’ın özetleri aynı makaleden iki tezat yanıtı öne çıkarıyordu. (Gerçekteyse DEHB’nin şeker tüketiminden etkilendiğini gösteren çok az kanıt var ve kesinlikle bozukluğun sebebi değil.)
Presch, “Google, insanların ne aradığını esas alarak ilgili metinden bölümleri çekti ve onlara okumak istediklerini gösterdi. Büyük bir önyargı makinesi” diyor.
Google ise kullanıcıların aradığı bilgilere göre, onlara önyargısız sonuçlar sağladığını söylüyor.
Bir Google sözcüsü, “Bir arama motoru olarak Google, girdiğiniz arama sorgusuyla ilgili yüksek kaliteli sonuçları ortaya çıkarmayı amaçlar. Web’deki farklı görüşlere açık erişim sağlıyoruz ve insanlara buldukları bilgiyi ve kaynakları değerlendirebilecekleri kullanışlı araçlar veriyoruz” diyor.
‘Son derece basitleştirilmiş, Google’ın büyüsünün kaynağı bu’
Bir bakıma doğrulama yanlılığı da böyle devreye giriyor: İnsanlar kendi görüşlerini destekleyen kanıtları arıyor ve bunlara karşı çıkanları reddediyorlar.
Ancak bu çalışmada bile araştırmacılar bulgularının Google algoritmalarının sorunsuz olduğu sonucunu desteklemediğini söylediler.
Arama motorlarının doğrulama yanlılığına etkisi üzerinde çalışan Varol Kayhan, inanışlarımız hatta siyasi kimliklerimizin internette ne gördüğümüzü kontrol eden sistemlerin hükmünde olduğunu söylüyor.
Google’a karşı yakın zamanda ABD’de açılan tekelcilik davasında, çalışanların, arama motorunun kullandığı bazı teknikleri tartıştığı şirket içi yazışmaları ortaya çıkmıştı.
Bir Google mühendisi, şirkette 2016 yılında yapılan bir sunumunda, “Belgeleri anlamıyoruz ‘mış gibi’ apıyoruz. Günde milyarlarca kez insanlar bizden bir sorguyla ilgili belgeleri bulmamızı istiyor… Bazı temel şeylerin ötesinde belgelere neredeyse hiç bakmıyoruz. İnsanlara bakıyoruz. Bir belge olumlu tepki alırsa bunun olumlu olduğunu düşünüyoruz. Tepki olumsuzsa, muhtemelen kötü olduğunu düşünüyoruz. Son derece basit; Google’ın büyüsünün kaynağı bu.”
Bir Google sözcüsü bu dökümanların eski olduğunu ve bugün kullandıkları sistemin çok daha sofistike olduğunu belirtiyor.
‘Arama motorundan’ ‘cevap motoruna’: Google düzeltilebilir mi?
Google, kahve ve tansiyon ilişkisi dahil farklı aramaların sonuçlarında, daha aşağı sürüklerseniz, internetteki geniş yelpazede görüşleri yansıttığını söylüyor.
Elbette sonuç sayfasında aşağı indikçe insanların bu bağlantılarla etkileşime geçme şansı da azalıyor. Google’ın özetler sunması bu olasılığı daha da düşürüyor.
Uzun bir süredir gözlemciler Google’ın bir arama motorundan, “sizi dış kaynaklara yönlendirmek yerine şirketin sorunuzu doğrudan yanıtladığı” bir “cevap motoruna” dönüştüğünü söylüyorlar.
Bunun en belirgin örneği, Google’ın soruları yapay zekayla yanıtladığı AI Overviews’ın (Yapay Zeka Özetleri) tanıtılmasıydı. Bu özellik sayesinde şirketin deyimiyle “artık aramaları Google’a bırakabilirsiniz.”
Arama motorları üzerinde çalışan AloAsked şirketinin kurucusu Mark Williams-Cook “Geçmişte Google size başkasının yazdığı şeyleri gösteriyordu ama artık kendi cevabını veriyor. Bu, tüm bu sorunları daha da artırıyor çünkü artık Google’ın doğru cevap için tek bir şansı var. Bu zor bir hamle.”
Yine de Google’ın bu sorunları çözebilecek teknik beceriye sahip olsa bile, tam olarak nasıl müdahale etmesi gerektiği net değil. Belirli bir inancı destekleyen bilgiye erişmek istiyor olabilirsiniz ve böyleyse Google aslında bunu size vererek değerli bir hizmet sunuyor olabilir.
Kayhan, birçok kişinin, dünyanın en zengin ve en güçlü şirketlerinin gerçeğin ne olduğu konusunda karar vermesi fikrinden rahatsız olduğunu belirtiyor.
“Bunu düzeltmek Google’ın işi mi? Google’ın kendisini düzelteceğine güvenebilir miyiz? Bundan da öte, düzeltilebilir mi? Bunlar zor sorular ve kimsenin yanıtlayabileceğini sanmıyorum. Kesin olarak söyleyebileceğim tek şey yeterince çabalamadıkları” diye ekliyor.
Şirin Payzın, Evren Balta, Soli Özel ve Barçın Yinanç değerlendirdi: İkinci Trump dönemi ABD, dünya ve Türkiye için ne anlama geliyor?
|