34,5307
35,9992
3.004,42
Genellikle rutin jinekolojik muayeneler sırasında tesadüfen fark edilen miyomlar, en sık üreme çağı olan 25-45 yaş grubu kadınlarda görülüyor. Rahim içerisinde oluşan büyük veya çok sayıdaki miyomun gebe kalma sürecini olumsuz etkileyebildiğini belirten Kadın Hastalıkları, Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Nazlı Topfedaisi Özkan, ülkemizde her 5 kadından 1’inde görülen miyomların tedavisinde erken teşhisin önemini vurguladı. Miyomların rahmin düz kas tabakasından kaynaklanan iyi huylu tümörler olduğunu söyleyen Özkan, son yıllarda doğurganlık oranının azalması ve yüksek östrojen maruziyeti nedeniyle miyomların arttığını ifade etti.
21 yaşından itibaren yıllık jinekolojik muayenelerin ihmal edilmemesini isteyen Özkan, “Miyomların belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterirken, bazı kadınlarda hiç belirti görülmeyebiliyor. En yaygın belirti pelvik bölgede veya alt karın bölgesinde adet döneminde artan ağrı olurken, aşırı adet kanaması, uzun süren adet dönemleri, düzensiz adet döngüsü de belirtiler arasında gösterilebilir. Miyomlar büyüdükçe, idrar yoluna baskı yaparak idrar yapmayı da zorlaştırabiliyor” diye konuştu.
Rahmin iç duvarında bulunan miyomların çocuk sahibi olmayı engellediğine dikkat çeken Özkan, “Rahim içerisinde büyük veya sayıca çok fazla miyomlar, rahim boşluğunu tıkayarak kadınlarda gebe kalmasını zorlaştırabiliyor. Tüp bebek tedavilerinin başarı oranını da düşürebiliyor. Rahim iç duvarı ve yakınında bulunan miyomlar, rahmin normal şekilde genişlemesini ve gebeliği desteklemesini engelleyebilir. Bu durum da düşük riskini artırabiliyor” diye anlattı.
Çocuk sahibi olmak isteyen ve miyom şikayeti olan kadınlara işaret eden Özkan, önemli olan miyomun boyutu, konumu ve belirtileri olduğunu anlattı. Küçük miyomların hamileliği engellemediğini açıklayan Özkan, “Büyük ve semptomatik miyomlar sorunlara neden olabiliyor. Bazı durumlarda, büyük miyomlar doğum sırasında sorunlara neden olabilir. Özellikle miyomlar rahim ağzını veya bebeğin doğum kanalını tıkayarak normal doğumu engelliyor. Bu durumda sezaryen doğum gerekebiliyor. Miyomlar büyüdükçe, alt karın veya pelvik bölgede ağrıya neden oluyor. Ağrılar hamilelik sürecini zorlaştırırken, bazı durumlarda ise miyomlar rahimdeki gerilme ve baskı nedeniyle erken doğuma yol açabiliyor” şeklinde anlattı.
Tedavi için kullanılan yöntemlere işaret eden Özkan sözlerini şöyle sürdürdü: “Miyom semptomlarını hafifletmek için ilaç tedavisinin yanı sıra, kanama kontrolü amacıyla demir takviyeleri kullanılabiliyor. Gebe kalmak isteyen kadınlarda miyomlar cerrahi olarak çıkarılabiliyor. Miyomektomi adı verilen bu işlem, laparoskopik veya açık cerrahi şeklinde yapılıyor. Uygun hastalarda ise miyomları besleyen kan damarlarına embolizan maddeler enjekte edilerek miyomların büyümesi durdurulabiliyor.”