35,3363
36,6062
3.010,89
İleri yaşlarda ortaya çıkan her unutkanlık alzheimer işareti midir? Bu soruya kesinlikle ‘Evet’’ diyemeyiz. Zira belirtileri alzheimer ile parkinsona çok benzeyen ‘Adams hakim sendromu’ diğer adıyla ‘normal basınçlı hidrosefali’ de unutkanlıkla kendini gösteriyor. Beyin omurilik sıvısının beyinde birikmesiyle ortaya çıkan bu hastalığın çoğu zaman alzheimer ile karıştırıldığını belirten Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Miktat Kaya, ‘normal basınçlı hidrosefali’nin verdiği sinyalleri, doğru teşhis ve tedavi yollarını şöyle açıkladı:
Doç. Dr. Miktat Kaya
En yaygın belirtisi yürüme bozukluğudur
Normal basınçlı hidrosefali, beyin omurilik sıvısının beyinde birikmesiyle ortaya çıkan ve genellikle yaşlı bireylerde görülen bir hastalıktır. Bu hastalıkta, beynin vetriküllerinde (sıvı dolu odalarında) sıvı birikmesine rağmen kafa içi basınç normaldir.
Başlıca belirtileri arasında bilişsel fonksiyonlarda bozulma (unutkanlık, konsantrasyon sorunları), yürüme bozuklukları ve idrar kaçırma yer alır.
Bu nedenle uygun tanısal testler yapılmazsa alzheimer ve parkinson gibi hastalıklarla karıştırılabilir.
Yürüme bozukluğu: Normal basınçlı hidrosefali vakalarında en yaygın görülen belirtidir. Hastalar genellikle küçük adımlarla yürür ve adeta ayaklarını yerden kaldıramaz.
Denge sorunları ve yürüme zorlukları hastanın günlük aktivitelerini zorlaştırabilir.
İdrar kaçırma: Genellikle yürüme bozukluğuyla birlikte ortaya çıkar. Bu durum, hasta üzerinde sosyal ve psikolojik baskıya neden olabilir. Aniden idrar yapma isteği duyma ve kontrol edememe sık görülen belirtiler arasındadır.
Bilişsel bozukluklar: Hastalıkta hafıza kaybı, odaklanma zorluğu ve genel bilişsel işlevlerde yavaşlama da görülebilir.
Bu belirtiler, hastaların düşünme süreçlerini etkileyebilir ve zamanla Alzheimer ile karıştırılabilir. Ancak ‘Adams hakim sendromu’nda bilişsel bozukluklar genellikle daha yavaş ilerler.
NASIL TEŞHİS EDİLİR?
Normal Basınçlı Hidrosefali’nin tanısı, belirtilerin dikkatlice değerlendirilmesi ve beyin görüntüleme yöntemleriyle konur.
Beyin MR ve BT (Bilgisayarlı Tomografi) taramaları, ventriküllerdeki genişlemeyi ve sıvı birikimini tespit etmekte kullanılır. Ayrıca, lomber ponksiyon testi ile beyin omurilik sıvısının basıncı ölçülür ve semptomların düzelip düzelmediği gözlemlenebilir.
TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜ?
Erken tanı ve tedavi edilmediğinde hastalık ilerleyebilir. Ancak doğru bir teşhis ile cerrahi müdahale (şant yerleştirilmesi) hastaların yaşam kalitesini büyük ölçüde iyileştirebilir.
Şant, beyindeki fazla sıvıyı vücudun başka bir bölgesine, genellikle karın boşluğuna yönlendirir. Bu, beyin üzerindeki baskıyı azaltarak hastanın semptomlarının hafiflemesine olanak tanır.
Cerrahi müdahale sonrasında hastalar genellikle birkaç hafta içinde olumlu sonuç alabilir. Şant yerleştirilmesi, semptomları hafifletmek ve hastanın yaşam kalitesini artırmak için etkili bir yöntemdir. Şant ameliyatı sonrası iyileşme süreci, hastanın yaşına ve genel sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Çoğu hasta, yürüme bozukluklarında, bilişsel işlevlerde ve idrar kontrolünde belirgin bir iyileşme yaşayabilir.
Bununla birlikte, şantın zamanla tıkanması veya enfekte olması gibi komplikasyonlar gelişebileceğinden düzenli kontroller ve takip önemlidir.