34,3310
36,3547
2.841,71
TBMM’ye sunulan ‘Noterlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin içinde yer alan, ‘devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk suçları’ ile ilgili 16’ncı maddenin yeniden düzenlenmek üzere geri çekildiğini belirtti. Noterlik ile ilgili düzenlemelerin yer aldığı kanun teklifinin Genel Kurulda görüşülmeye devam edeceği, madde üzerinde yapılacak düzenlemelerin ardından teklifin yeniden Genel Kurul’a sunulabileceği kaydedildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, yasanın hayata geçmesi durumunda gazeteciler başta olmak üzere STK, bilim insanlarını, dernek ve vakıfları olumsuz etkileyeceğini söyledi.
“BU YASANIN KONUŞULUYOR DAHİ OLMASI TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK BİR TEHDİT”
CHP’li vekil Gökçe Gökçen, MİT hukuk müşavirinin Adalet Komisyonu’nda Türkiye’de uyuşturucu, insan kaçırma, şantaj, tehdit gibi suçların yatarının yeterli olmadığının ve bundan dolayı etki ajanlığı düzenlemesinin gerekliliğini iddia ettiklerini belirterek, “Ama bizim kanun açısından birincisi usule, ikincisi ise içeriğe itirazımız var. Usul itirazımız şu, torba kanunu olarak böyle bir şey yapamazsınız ikincisi etki ajanlığı gibi bir şey getiriyorsanız zaten bunun ceza hukukunun temel prensiplerine uygun olması gerekir. Etki analizi yapılır, açıklama yapılır yani böyle muğlak bir şekilde bu iş yapılmaz. İkincisi içerik açısından da ‘gazeteciler’ dediniz. Bu yasa sadece gazeteciler değil bilim insanlarını, konuşan bütün vatandaşları, dernekleri, vakıfları, sivil toplum örgütlerini, meslek örgütlerini kısaca iktidarı eleştirecek herkesi etkileyecek bir kanun teklifi bu. Bu yüzden Türkiye’de bunun konuşuluyor olması bile demokrasi açısından büyük bir tehdit. Bu yasa iktidarın bakış açısıyla Türkiye’nin demokrasiye layık olmadığını görülmesi anlamına geliyor. AK Partili milletvekilleri Gürcistan’la ilgili konuşurken bunun Gürcistan demokrasisi açısından büyük bir tehdit olduğunu söylüyorlar ama Türkiye’ye geldiğinde Gürcistan halkına yakıştırmadıkları bir şeyi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına dayatmaya çalışıyorlar. Bu yüzden temelden itirazımız var. Kanun teklifine bakılırsa ‘iç veya dış siyasal yararlar aleyhine’ diyor. İç yararı dış siyasi stratejik kararı kim belirleyecek? Mesela birkaç örnek verilirse şunu sorabilirim, Abdullah Öcalan’ı meclise çağırmak Türkiye’nin yararlarına uygun mudur aleyhine midir? Ya da Fethullah Gülen’e ‘gel bu hasretlik bitsin’ demek yarara uygun mudur aleyhine midir? Gazeteciler herhangi bir olayı araştırdığında yani gazetecilik yaptığında bu yasa geçerse kolayca ajan ilan edilebilirler” diye konuştu.
“BU KONUYU BİR PAZARLIK MESELESİ OLARAK GÖRMÜYORUZ”
Etki ajanlığı kanunu ilk konuşulduğu andan itibaren çok ciddi bir itiraz dile getirdiklerimi kaydeden Gökçen, sözlerine şöyle devam etti;
“Bu sadece sivil toplumla görüşerek veya sivil toplumla işbirliği içerisinde değil Parlamento’daki bütün yolları da işletiyoruz. Tam da bu yüzden Mayıs ve Haziran ayından itibaren yargı paketlerini dahil etmemelerini sağladık bugün de geri çekilmesini hem bizim grup başkanvekillerimiz, hukukçu milletvekillerimiz, adalet komisyonu üyelerimiz tabii ki de kamuoyunun da büyük bir tepkisiyle bir kazanım yaşandı. Ama bundan sonrasında ‘tekrar yumuşatıp getirelim ama aynı amaca hizmet etsin’ gibi bir niyetleri varsa biz bunun içerisinde asla olmayız. O yüzden biz bu konuyu bir pazarlık meselesi olarak görmüyoruz. Türkiye’de ifade özgürlüğüne, demokrasiye inanıyorsak o zaman vatandaşların konuşmasına, eleştirmesine karşı böyle sert tedbirler almak yerine o eleştirilerden faydalanmalarını bekliyoruz. Ayrıca şu anda iktidar Türkiye’nin son seçimlerdeki ikinci partisi. O yüzden bu kadar esaslı değişiklikler özellikle de Gürcistan halkına da layık görmedikleri Gürcistan halkına haksızlık olarak gördükleri bir şeyi Türkiye cumhuriyeti vatandaşlarına dayatmak için arkalarında da böyle bir halk meşrutiyete de yok zaten.“
“AMAÇLARI BAŞARIYA ULAŞAMAYACAK”
İktidarın bu yasaları getirmesindeki amacının parlamenter ve toplumsal muhalefeti dizayn etmek olduğunu söyleyen Gökçen, “Biz Türkiye’nin birinci partisiyiz ve tüm gücümüzle hem parlamentoda hem de hep yaptığımız gibi sokakta ve meydanlarda sivil toplum örgütleriyle işbirliği içerisinde mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu mücadele içerisinde hukuki yolların tamamen kullanılması da dahildir. Ama siyasi yollarında demokratik olmak koşuluyla kullanılması buna dahildir. O yüzden Cumhuriyet Halk Partisi olarak etki ajanlığı konusuyla ilgili görüşümüz çok net. İktidarın bu yasaları getirmesindeki amacı parlamenter muhalefeti hem de toplumsal muhalefeti dizayn etmek. Bunun için uzun bir süredir sokakları şeytanlaştırmak, gezi eylemlerinden itibaren hakkını kullanan insanların her birine davalar açarak toplumun tamamına bir mesaj vermek amaçlanıyor. Şimdiye kadar da birçok dava yoluyla, birçok yargısal süreç yoluyla, Esenyurt’ta kayyum yoluyla muhalefetin bastırılması ya da muhalefetin başka türlü anlatılması gibi bir niyetleri var. Siz bir eleştiriye sözde cevap veremiyorsanız haklılığınız bu şekilde kanıtlayamıyorsanız baskıya başvurursunuz ve demokrasiden uzaklaşmaya başlarsınız. İktidarın 22 yıldır politikası ‘ne kadar muhalefeti bastırabilirim, ne kadar muhalefeti yok edebilirim’ dertleri bu. Aykırı görüşlerin olmadığı bir ortamda kendi ağızlarından da itiraf ediyorlar iktidarların sonsuz kılma gibi amaçları var ama bu amaçları başarıya ulaşamayacak” ifadelerini kullandı.