34,1805
36,7451
2.926,59
Recep ERÇİN
Donald Trump’ın ABD’nin 47. Başkanı seçilmesinin ardından izleyeceği ekonomi politikalarının Türkiye ile daha önce belirlenen 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefinde mesafe kat edilmesini sağlayabilir.
Trump görevde olduğu 2019 yılında Ticaret Bakanı Wilbur Ross’u eylül ayında Türkiye’ye göndermiş ve iki ülke ticaretinin artırılması için bir dizi anlaşma yapılmıştı. O tarihten sonra Türkiye ile ABD arasındaki ticaret hacminin yıldan yıla hızla artması dikkat çekti. Türkiye ve ABD arasında 100 milyar dolar ticaret yapılmasına ilişkin hedef Donald Trump ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2018 yılı Aralık ayında yaptıkları görüşme sonrası gündeme gelmişti.
Dış ticarette korumacı eğilim
Trump’ın ilk döneminde iktisat çevrelerince ortaya atılan Trumponomicsyani Trump ekonomisi kavramı “Önce ABD” söylemi üzerine şekilleniyor. Dünya Ticaret Örgütü’nü işlevsiz hale getiren, gümrük duvarlarını keyfi yükselten, içerideki üreticilerin baskıları ile anti-damping soruşturmaları sonucu ithalatı kısıtlayan, geniş bir altyapı yatırımı ihtiyacını gündeme taşıyan, Çin ile ekonomik rekabeti öncelikli tutan, Avrupalı üreticileri ABD’de yatırım yapmaya zorlayan, ABD dışına çıkmış Amerikan sermayesini ülkeye geri getirmeye çalışan bir profil çizen Trumponomics esasen bundan da fazlasını içeriyor.
The Economist dergisinde bu yıl temmuz ayında yayınlanan makalede, “Trump’ın Amerika’ya yapılan tüm ithalatlara yüzde 10 evrensel tarife ve Çin yapımı mallara yüzde 60 vergi koymayı hedeflediği” belirtildi. Makalede, “Bay Trump Amerika öncelikli ticaret politikalarının tüm yelpazesini yerine getirirse küresel çapta bir düşüş olacağından şüphe yok” ifadesi dikkat çekerken Cumhuriyetçiler içerisinde buna karşı çıkacak temsilcilerin olacağı da not edildi.
Trump seçim öncesi dolara olan bağımlılıklarını azaltmayı planlayan ülkelerin de ceza olarak yüzde 100 oranında gümrük vergisiyle karşı karşıya kalacağını da söyledi. Şayet bunu hayata geçirirse başta BRICS ülkeleri olmak üzere milli paralarla ticaretini artırmak isteyen Türkiye de hedefe konabilir.
FT’nin makalesinde yer alan bilgilere göre Trump başta Çin olmak üzere yüzde 60’lık gümrük vergileri getirmesi durumunda ülkede hanehalkının maliyetleri artacak. Bu da Başkan Trump’ın daha ilk yılında onaylanma oranlarını radikal biçimde aşağı çekebilir. Öte yandan önceki dönem Trump’ın kampanyasında ekonomi danışmanı olarak yer alan Laffer, Trump’ın ülkeleri müzakere masasına oturtmak ve ticarete yönelik kendi engellerini kaldırmayı kabul ettirmek için gümrük tarifesi politikasını kullandığını FT’ye belirtti.
TİM: İhracat her yıl çift haneli büyümeli
Peki Türk iş dünyası bilhassa da ihracatçılar ikinci Trump döneminde neler bekliyor? İkinci Trump dönemine ilişkin beklentilerini açıklayan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, “Aramızda mesafe uzak olmasına rağmen ABD, Türkiye’nin en önemli ticari ortaklarından biri konumunda bulunuyor. 2023’te yaklaşık 15 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiğimiz ABD ile dış ticaret hacmimiz 31 milyar dolar düzeyine ulaşmıştı.
Bu yılın 10 aylık dönemindeki ihracatımız ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9,2 artışla 13,4 milyar dolara çıktı” mesajı verdi. “Küresel talebin yavaşladığı bir dönemde ABD’ye ihracatta yakaladığımız artışı önemli görmekle birlikte yeterli bulmuyoruz” diyen Gültepe, şunları aktardı: “Ülkelerimiz arasında 100 milyar dolarlık ticaret hacmini yakalayabilmemiz için ABD’ye ihracatımızı her yıl çift haneli oranlarda büyütebilmeliyiz. Biz Donald Trump’ın başkanlığıyla birlikte ülkelerimiz arasında siyasi ve ticari ilişkilerin yeni bir ivme kazanacağını ve 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefine giden yolun kısalacağını ümit ediyoruz.”
ASKON: Saygı ve güven ilişkisi tesis edilmeli
Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON), Genel Başkanı Orhan Aydın, öncelikle ABD ile Türkiye arasındaki güven ve saygı ilişkisinin yeniden tesis edilmesi gerektiğini belirtti. “NATO müttefikimiz ABD ile ayrı bir hukukumuzun olması gayet normal olmakla birlikte, son dönemlerde İran, Suriye, Kıbrıs, Gazze ve Türkiye’nin iç siyasetine müdahil söylemler nedeni ile ABD ile olan ilişkilerde güvensizlik problemi tesis edilmiştir” diyen Orhan Aydın, şunları söyledi:
“Trump’un ilk başkanlığı döneminde de bu güvensizliği ziyadesi ile hissetmiştik. ABD ile dengeli bir ticaret partnerliğimiz var. Lakin dünyanın en büyük ekonomisi ile aradaki bu ticari hacim günümüz koşullarında çok düşük bir miktardır. ABD ile aramızdaki ikili ticaret hacminin 100 milyar dolara çıkarılması yönünde ortak hedef mevcuttur. Bu hedefin gerçekleşebilmesi müttefiklik duygusunun arıtılarak, dış ve iç politikada birbirimize saygı ve güven duyarak gerçekleşebileceği aşikardır.”
Çelik sektörü: Muafiyetleri kaldırırsa lehimize olur
ABD ile ticarette en kritik sektörlerden biri çelik. Amerikalı üreticilerin anti-damping iddiaları üzerine soruşturmalarla boğuşan ve belli dönemlerde ticari engellerle karşılayan çelik sektörünün ikinci Trump döneminden beklentilerine yönelik DÜNYA’ya konuşan Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Uğur Dalbeler, ABD politikasında çeliğin özelinde çok büyük bir değişiklik olacağını düşünmediğini söyledi. Dalbeler, “Korumacılık devam edecek hatta beklentinin daha da artacağı yönünde olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
“Yine 232 vergisini uygulamaya koyan oydu” hatırlatması yapan Uğur Dalbeler, “Muafiyet tanımayacağını söylemişti. Miktar sınırlaması karşılığında yüzde 25 vergiyi Meksika,Brezilyave Japonya’dan kaldırdılar. Bu Türkiye için büyük bir dezavantaj yaratmayı sürdürüyor. Şimdi tekrar muafiyetlerin hepsini kaldıracağını söylüyor. Bu eğer bu şekilde olursa o zaman Türkiye’nin bir şansı olabilir. Çünkü herkese eşit uygulanırsa Türkiye eşitler içerisinde kendine bir alan yaratabilir” şeklinde konuştu.
Özyeğin: ABD ile enerji, savunma ve dijitalde işbirliği yapılabilir
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye- ABD İş Konseyi (TAİK) Başkanı Murat Özyeğin, Türkiye ile ABD arasındaki ikili ekonomik ilişkilerin, tamamlanan başkanlık seçimiyle birlikte daha da ivme kazanacağını söyledi. Türkiye ile ABD arasındaki ticari ilişkilerini geliştirmek adına yeni ve önemli fırsatlar doğacağını kaydeden Özyeğin,”Özellikle enerji, savunma sanayii ve dijital teknolojiler gibi alanlarda geliştirilecek iş birliklerinin, Türkiye ekonomisine katkıda bulunacağı ve Türk-Amerikan ilişkilerini daha da güçlendireceği görüşündeyim. Bu çerçevede, TAİK olarak Türkiye-ABD arasındaki ekonomik ilişkileri daha da ileriye taşımak ve 100 milyar dolarlık ticaret hedefimize ulaşmak için çalışmalarımızı artırarak sürdüreceğiz” dedi.
“Yeni dönem başladı”
DEİK Başkanı Nail Olpak da “Ülkelerin siyasi ilişkileri ticaretimizin önünün açılması açısından önemli, ancak ikili ticaretler ülkelerin siyasi gündemiden bağımsız olarak da devam edebilmeli. ABD-Türkiye ekonomik ilişkileri açısından da yeni bir olumlu dönemin başlamasını ve Trump döneminde ortaya koyulan 100 milyar dolar ticaret hedefi için karşılıklı birlikte daha çok çalışmayı bekliyoruz”diye konuştu.
İhracatçılar, ABD’nin vergileri kaldırmasını bekliyor
İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB)Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu, Trump’ın seçim propagandasında söylemiş olduğu en can alıcı noktanın savaşların durdurulması olduğunu belirtti. Tecdelioğlu, “Yani hem kuzeyimizde hem de güneyimizdeki savaşların durdurulmasını heyecanla beklediğimiz için öncelikle bu konu başlığında girişimde bulunması bence dünya adına en fayda sağlayan çalışma olacak. Bunun Türkiye’nin ihracatına da pozitif etkileri olacağına inanıyorum. Bir de ABD için Trump zamanında konulan 100 milyar dolar ihracat hedefi konusu var. Bu hedefin tekrardan güncellenmesi ilişkilerimizi, Serbest Ticaret Anlaşmalarımızı canlandıracaktır. Alüminyumda var olan vergiyi geçen hafta kaldırdılar. Bunun devamı olarak 100 milyar dolar hedefinin güncellenmesi bizim için faydalı olur” dedi.
”Biz işimizi yapmazsak gelen-giden fark etmez”
PAGEV 3. Başkan Yardımcısı Burak Önder, Trump’ın seçilmesinin bu bize yarar’ ya da ‘anlayışına mesafeli olduğunu söyledi. Önder, “Şahsi düşüncem kişilerden bağımsız olarak; reel politiğin sonucu ABD ve Türkiye kendi çıkar ve menfaatleri üzerinden hareket edecektir. Satış ve pazarlama konusunda kendimizi geliştiremezsek Trump gelmiş ya da gelmemiş çok da fark etmez” ifadelerini kullandı.