34,5388
35,9424
3.000,79
(ANKARA)- CHP İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu, “kuyu tipi” cezaevlerindeki insanlık onuruna yakışmayacak kötü muamele ve işkencelere kulak tıkamanın bir insanlık suçu olduğunu belirterek, Adalet Bakanlığı’na “Bu suça ortak olmayın ve kuyu tipi hapishaneleri kapatın” çağrısı yaptı.
“Kuyu tipi” olarak nitelendirilen S ve Y tipi hapishanelerin kapatılması için imza kampanyası başlatan Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nden (TAYAD) aileler, CHP İzmir Milletvekili ve İnsan Hakları Komisyonu üyesi Rıfat Nalbantoğlu’nu ziyaret ederek cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri, işkence ve kötü muameleleri anlattı. Başlattıkları imza kampanyasında toplanan imzaları teslim etmek için 30 Eylül’de İstanbul’dan yola çıkan aileler, yollardaki durdurma, arama ve alıkoymalar nedeniyle ancak üç günde Ankara’ya gelebildiklerini, yüksek güvenlikli diye adlandırılan hapishanelerde yatan tutuklu ve hükümlülerin adeta sessiz sedasız ölüme mahküm edildiklerini belirterek, söz konusu cezaevlerini “morg ve ölüm evi” olarak nitelendirdi.
“Tek bir amacımız var, o da insan haklarına, hukuka ve adalete uyulmasıdır”
Sadece ‘kuyu tipi’ cezaevlerinde değil, gözaltı merkezlerinde, karakollarda ve diğer cezaevlerinde de kötü muamele ve hak ihlallerinin sıkça yaşanmaya başladığına vurgu yapan Nalbantoğlu, “Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Dokümantasyon Merkezi’nin verilerine göre, 2023 yılında hapishanelerde işkence ve kötü muameleye uğradığını iddia eden mahpus sayısı 594 kişidir. Hapishanelere girişten itibaren çeşitli nedenlerle (çıplak arama, kelepçeli muayene, ayakta tekmil vererek sayım gibi) uygulanan kaba dayak, her türden keyfi muamele ve keyfi disiplin cezaları, hücre cezaları, sürgün ve sevkler yakın tarihte görülmedik boyutlara ulaşmıştır. Yine aynı verilere göre, 2023 yılında hapishanelerde en az 20 mahpus hastalık, intihar, şiddet, ihmal gibi gerekçelerle yaşamını yitirmiştir. 2024 yılının ilk beş ayında ise aynı gerekçelerle yedi kişi yaşamını yitirmiştir. Tek bir amacımız var, o da insan haklarına, hukuka ve adalete uyulmasıdır” dedi.
İşkencenin bu boyutta olmasının en temel nedeninin cezasızlık kültürünün varlığı olduğunu kaydeden Nalbantoğlu, “Bizler hem insan olarak hem de CHP’li İnsan Hakları Komisyonu üyeleri olarak İçişleri ve Adalet Bakanlığı nezdinde bu durumu sürekli gündeme getiriyoruz. Tek bir amacımız var, o da insan haklarına, hukuka ve adalete uyulmasıdır. Aksi durumda hangi makamda olursa olsun buna seyirci kalanlar insanlık suçu işlemekle suçlanacaklar ve tarihin tozlu sayfalarında yer alacaklardır” ifadelerini kullandı.
“‘İşkenceye sıfır tolerans’ diyenlerin sözlerini tutmalarını bekliyor”
TAYAD’ın imza kampanyasına destek veren Nalbantoğlu, cezaevinde yapılan ve aileler tarafından kendisine hediye edilen bilekliğin çok değerli ve anlamlı olduğunu belirterek bilekliği Meclis’teki makam odasına astı. Cezaevlerinde yaşanan sorunların hem komisyonda hem de önergelerle TBMM Genel Kurulu’nda takipçisi olduklarını belirten Nalbantoğlu “‘İşkenceye sıfır tolerans’ diyenlerin sözlerini tutmalarını bekliyor ve ‘kuyu tipi’ cezaevlerinin derhal kapatılmasını talep ediyoruz” diyerek çağrıda bulundu.