34,6064
36,3382
2.929,05
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (UNGA) bu hafta New York’ta 79. defa toplandı. Önceki başlayan ve bugün devam eden Genel Kurul’a eski Kamerun Başbakanı Philemon Yang başkanlık etti.
Dünyada her gün bir başka saldırı, katliam, savaş, doğal afet, eşitsizlik haberlerinin geldiği bir ortamda yapılan yıllık Genel Kurul şimdiye kadar BM’nin varlığının ve dünya meselelerine olan etkisinin en çok sorgulandığı oturum olabilirdi.
Başkanın açılış konuşmasından sonra gelenek gereği ilk olarak BM Genel Sekreteri, sonra sırasıyla Brezilya Başkanı ve daha sonra da ev sahibi ülke olarak ABD Başkanı konuştu.
BM Genel Sekreteri Antonio Gueterres çok zor bir sınavdan geçti… Başında olduğu organizasyondan herkesin barış beklentisi büyük. Ancak başta İsrail-Hamas-Hizbullah savaşı olmak üzere tamamen bir köşeye atılmış gibi duruyordu. Guterres açılış konuşmasında belirttiği gibi İsrail’in kendi başına buyruk bir şekilde ilerlemesine şiddetle karşı çıkıyor ama BM şu an tamamen etkisiz eleman haline gelmiş durumda. Nitekim Gueterres konuşurken İsrail’in BM Daimi temsilcisi salondan çıkmıştı.
Erdoğan BM’de konuştu: Ey İsrail’e destek verenler bu utancı daha ne kadar yaşayacaksınız; Netanyahu da Hitler gibi insanlığın ittifakıyla durdurulmalıdır
Öte yandan ABD başkanı Joe Biden başkan olarak son defa hitap ettiği kuruldaki konuşması bir veda niteliğindeydi. Biden Gazze ve Ukrayna’dan bahsederken diplomatik olmaya çalıştı ve demokrasiye bir şans daha verilmesini istedi. Kendi ülkesi ve Vietnam örneğini vererek geçmişte dişe diş kana kan savaşmış ülkelerin bile daha sonra işbirliğine gitmesinin olası olduğunu söyledi.
Bu yaz başkanlık yarışından çekilmesine değinerek “Bazı şeyler iktidarda kalmaktan daha önemlidir. Halklarınız gibi” sözleri salonda uzun uzun alkışlandı. “Asla unutmayın, biz burada halklarımıza hizmet için bulunuyoruz. Çünkü gelecek, halklarının özgürce nefes alması, özgürce düşünmesi, yenilikler geliştirmesi, eğitmesi, yaşaması ve korkusuzca ve açık bir şekilde sevmesi için tam potansiyellerini açığa çıkaranların olacak” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, NBC News’e konuştu: Hamas’a bir terör örgütü olarak bakmıyorum
Biden’ın konuşmasından sonra oturuma beş dakika ara verildi. Biden’dan hemen sonra ve tüm ülkelerin önünde birinci sırada konuşma sırası verilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Genel Kurul’da 14. kez Türkiye’yi temsil etti.
Erdoğan, konuşmasının neredeyse yarısını Gazze’de yaşananlara ayırıp “BM’nin kuruluş amacını gerçekleştirmeyi başaramadığını” vurguladı. BM Güvenlik Konseyi’ne hitaben “Bu kıyıma tanıklık etmenin utancını daha ne kadar taşıyabileceksiniz?” diye sordu.
İsrail’in “temel insan haklarını hiçe saydığı, her fırsatta uluslararası hukuku çiğnediği, etnik temizlik yaptığı, bir ulusa tam anlamıyla soykırım uyguladığı ve Filistin topraklarını adım adım işgal ettiğinden” bahsetti.
Erdoğan BM’de konuştu: Ey İsrail’e destek verenler bu utancı daha ne kadar yaşayacaksınız; Netanyahu da Hitler gibi insanlığın ittifakıyla durdurulmalıdır
Bununla birlikte “İsrail halkına karşı husumet ve düşmanlık beslemediğinin” altını çizip “sadece dini inançları nedeniyle Müslümanların hedef alınmasına nasıl karşı çıkıyorsa Yahudi karşıtlığına da aynı şekilde karşı olduğunu” anlattı. Türkiye’nin geçmişte İspanya’daki engizisyondan kaçan ve İkinci Dünya Savaşı’nda da zulme uğrayan Yahudiler’e kucak açtığından bahsetti.
Erdoğan, konuşmasının sonunda “aile değerlerine yapılan saldırıları” da kınadı. Buna örnek olarak gösterdiği geçtiğimiz ay yapılan Paris Olimpiyatları’nın geçit törenini de eleştirdi. BM nezdinde kurulan “Ailenin Dostları Grubu”nu takdir edip “Aileyi, insanı ve yaradılışı diğer üye devletler ile işbirliği halinde savunmaktan geri kalmayacağız” dedi.
Erdoğan’ın konuşmasının yankıları
Konuşmasının başından itibaren Gazze’yi “kadınlar ve çocuklar için dünyanın en büyük mezarlığı” haline dönüştürmekle suçladığı İsrail’i çok sert bir dille eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözleri kurulda özellikle Arap asıllı dinleyicilerden büyük destek ve alkış aldı.
İsrail Başbakanı Netanyahu’nun hükümeti için “cinayet ağı” ifadesini kullandı. “70 yıl önce Hitler’i durduran insanlık ittifakına benzer bir ittifaka şimdi de ihtiyaç duyulduğunu” savundu.
İsrail’in BM Daimi Büyükelçisi Danny Danon, İsrail’i eleştiren BM Genel Sekreteri Gueterres’inkinde olduğu gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması sırasında da salonda değildi.
Gün içinde kısa bir basın toplantısı yapan Danon, İsrail’in savaştaki tutumuna yönelik farklı konuşmacıların eleştirilerini reddedip Erdoğan tarafından Netanyahu için yapılan Hitler benzetmesi için “hayal bile edilemez” ve “utanç verici” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın kalan zamanda kısaca değindiği diğer konular: Suriye’de hala süregelen güvenlik sorunu; Irak’ın yeniden inşası ve terör örgütü PKK’nın yarattığı güvenlik bunalımı; İran ile güçlendirilen ilişkiler ve ortak hareket planı; Türkiye ve Ermenistan arasında normalleşen ilişkiler; Balkanlar’daki ülkelerin toprak bütünlüğünün korunması; Ege Denizi’nde uluslararası denizcilik kanunları çerçevesinde özgürlük ve güvenlik ortamının sağlanması için Yunanistan ile işbirliğine gidilmesi; KKTC’nin tanınması ve federasyon fikrinin terkedilerek yerine iki devletli çözümün kabul edilmesi; Libya’da durumun stabilize hale gelmesi için çaba gösterilmesi; çatışmaların birinci yılını doldurduğu Sudan ve Afrika-Türkiye ilişkileri; Türkiye’nin ASEAN, Şangay İşbirliği Örgütü, Pasifik Adaları Forumu ve BRICS gibi farklı oluşumlara dahil olma niyeti; Orta Asya’daki devletler ile kurulan Türk Devletleri Teşkilatı; Afrika’daki En Az Gelişmiş Devletler için Türkiye’de kurulan BM Bilgi Bankası; iklim değişikliği sorununu hiçbir devletim tek başına çözemeyeceği ve Kasım’da Bakü’de yapılacak COP29 İklim Değişikliği Zirvesi’nin önemi; yükselmekte olan İslam karşıtlığı ve yabancı düşmanlığı, BM’nin bu konuyla mücadele etmek için özel temsilci atamasının gerekliliği… |
Diğer izlenimler..
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Yıldız Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ana salonda izledi.
AKP İstanbul Milletvekili Rümeysa Kadak’ın da aralarında olduğu bir grup ise oturumu diğer dinleyicilere ayrılan balkondan takip etti. Çıkışta Cumhurbaşkanı’nın konuşmasını nasıl buldukları sorulunca “enerjik ve heyecan verici” cevabını verdi.
Cumhurbaşkanı’nın konuşmasında bu kadar farklı konulara ve bölgelere değinmesi ise gruptaki biri tarafından “Türkiye’nin büyük bir ülke olması ve dünyanın her yerinde söz sahibi olmasıyla” açıklandı.
Genel Kurul’la eş zamanlı yapılan ve dikkat çeken bir diğer etkinlik ise “Summit of The Future” (Gelecek Zirvesi) idi. Etkinliğin teması ise “Leave No One Behind” (Kimse Geride Kalmasın).
Bu zirvede oybirliği ile kabul edilen anlaşma çok taraflılık, iklim değişikliği, eşit haklar, göç, yapay zek’a ve siber güvenlik gibi pek çok farklı konuda devletlerin önümüzdeki on yıl için verdikleri bir taahhüt olarak kayda geçti. Ancak bu taahhütlerin şimdiye dek hiç yerine getirilmediği konuşulmadı.
Atlantik, Pasifik ve Karayipler gibi yerlerdeki ada ülkelerinin bazılarının konuşmalarında iklim değişikliğinin en az sorumlusu olan ama bundan en fazla etkilenenler olduklarını defalarca yinelediler.