34,5327
35,9675
3.004,50
Son yıllarda, internet fenomenlerin – diğer adıyla “influencer”ların – kendi hayatlarına son verdiği trajik hikayeler giderek yaygınlaştı. Bu endişe verici trend, bu kişilerin dijital dünyada karşı karşıya kaldığı benzersiz baskılar hakkında pek çok soruyu gündeme getiriyor. Büyük takipçi kitleleri ve halk tarafından görünür olmaları nedeniyle genellikle başarılı ve mutlu olarak algılansalar da, sahnenin arkasında çok daha karanlık bir gerçek olabilir.
İNTERNET ŞÖHRETİNİN KARANLIK YÜZÜ
Influencer olmak dışarıdan bakıldığında oldukça cazip görünebilir. Birçok fenomen, önemli gelir, seyahat fırsatları ve tanınma gibi ayrıcalıkların tadını çıkarıyor. Ancak, bu ayrıcalıkların ciddi dezavantajları da vardır. Sürekli içerik üretme, her zaman gündemde kalma ve takipçilerle etkileşimde bulunma ihtiyacı, tükenmişlik, stres ve yorgunluğa yol açabilir.
Fenomenlerin karşılaştığı en büyük sorunlardan biri, her zaman mükemmel bir hayat sunma baskısıdır. Ürettikleri küratörlük edilmiş ve idealize edilmiş içerik, genellikle onların yaşadığı mücadeleleri ve güvensizlikleri gizler. Instagram gönderileri ve YouTube videolarının arkasında, fenomenler kaygı, depresyon veya yetersizlik duygularıyla boğuşuyor olabilirler. Bu sürekli mükemmellik talebi, zamanla zihinsel sağlıklarını aşındırarak bazılarını intihara sürükleyebilir.
SİBER ZORBALIĞIN ETKİSİ VE TROLLEME
Çevrimiçi fenomenler arasındaki intihar vakalarının artışına katkıda bulunan önemli bir diğer faktör siber zorbalıktır. Influencerlar sık sık sert eleştiriler, nefret yorumları ve çevrimiçi trolleme ile karşı karşıya kalır. Bazıları bu tür olumsuzluklarla başa çıkmayı öğrenirken, diğerleri günlük olarak maruz kaldıkları bu eleştiri yağmuruna karşı koymakta zorlanır. İnternetin anonimliği, insanların ceza almadan acımasız yorumlar yapmasına olanak tanır ve fenomenler için bu, yıkıcı bir duygusal etkiye neden olabilir.
Çevrimiçi taciz, özellikle izole ya da desteksiz hisseden bir fenomenin özgüvenine ve zihinsel sağlığına ciddi şekilde zarar verebilir. İçeriklerinin büyük kısmı beğeniyle karşılandığında bile, birkaç olumsuz yorum onların zihinsel durumunu olumsuz etkileyebilir. Aşırı durumlarda, siber zorbalık fenomenleri uç noktaya itebilir ve bazıları intiharı bir kaçış yolu olarak görebilir.
SÜREKLİ KARŞILAŞTIRMA BASKISI
Fenomenler sürekli bir karşılaştırma dünyasında yaşar. Kendilerini sürekli olarak diğer influencerlarla, ünlülerle ya da kendi geçmiş başarılarıyla kıyaslarlar. Bu bitmek bilmeyen karşılaştırma döngüsü, yetersizlik ve kaygı duygularını besleyebilir. Bir fenomenin gönderileri beklediği kadar ilgi görmediğinde ya da takipçi kaybettiğinde, özgüveni ciddi anlamda zedelenebilir.
Sosyal medya platformları, beğeni, yorum ve görüntülenme gibi metrikleri ön planda tutar, bu da influencerların izleyici kitlesinden gelen onaya odaklanmasına neden olabilir. Bu sayısal doğrulama takıntısı, kendileri ya da meslektaşlarıyla sürekli daha iyi olma zorunluluğunu doğurarak memnuniyetsizlik ve zihinsel sağlık sorunlarının kısır döngüsüne yol açabilir.
MAHREMİYET EKSİKLİĞİ VE SINIRLAR
Fenomenlerin karşılaştığı bir diğer zorluk, kişisel mahremiyetin aşınmasıdır. Kamuoyunun gözü önünde olmak, yaptıkları her şeyin takipçiler ve medya tarafından incelendiği anlamına gelir. Bazı fenomenler, her zaman izleniyor gibi hissettiklerini ve kamusal persona’larından kaçma fırsatlarının olmadığını ifade etmektedir.
Kişisel hayat ve kamusal imaj arasındaki sınır influencerlar için bulanıklaşır ve bu durum bunaltıcı olabilir. Birçok fenomen, gerçek ilişkiler kurmakta veya spot ışıklarından uzak kişisel zaman bulmakta zorlanır. Bu mahremiyet eksikliği, yalnızlık ve gerçek hayattan kopma hissine katkıda bulunarak zihinsel sağlık sorunlarını artırabilir.
RUH SAĞLIĞI DAMGALAMASI VE TOPLUMSAL BEKLENTİLER
Son yıllarda ruh sağlığı konusundaki tartışmalar daha fazla görünürlük kazansa da, özellikle rol model olarak görülen influencerlar için zayıflıklarını kabul etmekle ilgili hala bir damgalama vardır. Birçoğu, takipçilerini kaybetme veya marka imajlarına zarar verme korkusuyla mücadele ettiklerini itiraf etmekten çekinir.
Toplumsal beklentiler durumu daha da karmaşık hale getirir. Influencerlar, eleştirilere olumlu yanıt vermek, olumsuzluklardan etkilenmemek ve kusursuz bir imaj sergilemek zorunda gibi hissedebilir. Bu gerçek dışı beklentiler, influencerların gerçek duygularını ifade etmelerini ya da yardım aramalarını zorlaştırır.
FENOMENLER ARASINDA İNTİHARI ÖNLEME
Bu endişe verici trendin ele alınması için influencerlara yönelik ruh sağlığı desteğinin iyileştirilmesine odaklanmak önemlidir. Sosyal medya platformları, influencerları siber zorbalıktan ve çevrimiçi tacizden korumak için daha fazla çaba göstermelidir. Ayrıca, fenomenlerin içerik üretme baskısından uzaklaşabilmesi ve ruh sağlıkları için kaynaklara erişim sağlaması gerekmektedir.
Farkındalık ve eğitim de kritik önem taşır. Takipçiler ve hayranlar, çevrimiçi ortamda şefkatli ve nazik davranmaları konusunda teşvik edilmelidir. Fenomenlerin de herkes gibi zorluklar yaşadığı, insan oldukları anlaşılmalıdır. Ruh sağlığı üzerindeki damgayı azaltmak, influencerların yardıma ihtiyaç duyduklarında destek aramasını kolaylaştırabilir.