34,5498
35,9966
3.002,20
T24 Haber Merkezi
CHP Sözcüsü Deniz Yücel, MYK gündemiyle ilgili basın toplantısı sonrası açıklamalarda bulunuyor.
Yücel’in açıklamalarından satır başları şöyle:
“Albert Camus’nün ‘Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın’ sözünün kulaklarımızda çınladığı bir hafta geçirdik.
Geçen hafta İzmir’deki sağanak yağışta 2 vatandaşımızı trajik bir şekilde kaybettik. 21’inci yüzyılda böyle bir ölümü, elbette hiçbir vatandaşımız hak etmiyor. Hepimizi kahreden bu olayın meydana gelmesinde kusuru yada ihmali olanlar titizlikle araştırılmalı ve yargı önünde hesap vermeleri sağlanmalıdır. Hayatını kaybeden vatandaşlarımızın ailelerine sözümüz var, ucu nereye dokunursa dokunsun adli ve idari soruşturmaların sonuna kadar takipçisi olacağız.
Her ne kadar, kaybettiğimiz iki vatandaşımızı geri getirmeyecek olsa da, sorumluların en ağır cezayı alması, bu tip olayların bir daha yaşanmasını önleyecek, en azından caydırıcı olacaktır. Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay‘a bir kez daha Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır diliyorum.
Yine Pazartesi günü Çeşme’de çıkan yangında hayatını kaybeden, Mesut Coşkunöz, Hilmi Coşkunöz ve Mine Elmas’a Allah’tan rahmet, ailelerine baş sağlığı ve sabır diliyoruz.
“Birilerinin sınırsız iktidar hırsı TSK’da Emniyet’te, Adliye’de, Milli Eğitim’de ağır bir tahribata ve travmaya neden oldu”
Türkiye’nin demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçen 15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden tam 8 sene geçti. O gece; devletin silahları FETÖ’cü hainler tarafından vatandaşlarımıza doğrultuldu. Devletin uçakları, tankları, milletimizin üzerine, TBMM’ye bombalar yağdırdı… 251 vatandaşımız FETÖ’cü hainler tarafından şehit edildi, 2 bin 194 vatandaşımız gazi oldu.
Birilerinin sınırsız iktidar hırsı Türk Silahlı Kuvvetlerinde, Emniyet Teşkilatında, Adliye’de, Milli Eğitimde ve devletin daha birçok kurumunda ağır bir tahribata ve toplumda on yıllar boyu tamir edilmesi mümkün olmayan ağır bir travmaya neden oldu.
“15 Temmuz’a göz yumanlar ve zemin hazırlayanlar da suçlu”
Vatandaşlarımızın canına, milletimizin egemenliğine, demokrasimize ve anayasal düzenimize kast ederek darbe girişiminde bulunan hainler kadar, o hainlerin devletin kılcal damarlarında yuvalanmasına izin vererek 15 Temmuz’a göz yumanlar ve zemin hazırlayanlar da suçludur. ‘Ne istediler de vermedik’, ‘Dön artık bitsin bu hasret’, ’15 Temmuz Allah’ın bir lütfudur’ diyenleri unutmadık. Fetullah Gülen’i ‘Bu ülkenin yetiştirdiği değerli bir kıymettir’ diyerek TBMM kürsüsünden övenleri unutmadık. Gazetecileri, siyasileri, akademisyenleri, bu ülkenin aydınlarını, Türk Silahlı Kuvvetlerinin onurlu şerefli, haysiyetli, vatansever ve Atatürkçü subaylarını Silivri zindanlarına mahkûm eden Ergenekon, Balyoz, Askeri casusluk gibi kumpas davalarına alkış tutanları unutmadık.
“Darbecilerle mücadele için çıkarılan her KHK, muhalif düşünen herkesi darbeci diye yaftalayan bir cadı avına dönüştü”
Darbeye giden yolu AKP iktidarı açmıştır ve bu kimse için sır değil. 15 Temmuz hain darbe girişimi başta milletimizin, TSK’nın ve Emniyet teşkilatımızın Atatürkçü ve vatansever mensuplarının ve siyasilerin kararlı duruşu sayesinde başarıya ulaşamadı ancak 20 Temmuz’da demokrasimize karşı bir sivil darbe gerçekleştirildi ve ne yazık ki o darbe amacına ulaştı, istediğini elde etti.
Darbe girişiminin hemen ardından, 20 Temmuz 2016’da ilan edilen, 7 kez uzatılan, tam 2 sene süren OHAL süreci başladı. OHAL sürecinde Türkiye’de büyük bir hukuk katliamı yaşandı. Darbecilerle mücadele için çıkarılan her KHK, muhalif düşünen herkesi darbeci diye yaftalayan bir cadı avına dönüştü. Üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen devletin en önemli kurumlarının başında hala FETÖ bağlantısı olan kişilerin olduğunu, on binlerce masum insanı günah keçisi yapan AKP iktidarının, bu süreci hukuk dışı yönettiğini bir kez daha görüyoruz.
Başta Cumhuriyet Halk Partisi, olmak üzere bu yanlışa yanlış diyen herkes, darbeyle ve darbecilerle mücadeleye karşı olmakla suçlandı. Daha da ileri gidildi, darbeci olmakla suçlandı. OHAL boyunca, iki yılda toplam 36 KHK yayınlandı. Çıkarılan KHK’lar darbe ile mücadeleden o kadar uzaktı ki evlilik programları bu KHK’lar ile yasaklandı, kış lastiğine dair düzenlemeler bu KHK’lar ile yapıldı. Milletvekilimiz Enis Berberoğlu işte bu dönemde tutuklandı. Selahattin Demirtaş OHAL döneminde tutuklandı. Kayyım süreçleri OHAL döneminde başladı. Cezaevindeki gazeteci sayısında Türkiye, dünyada bir numaraya yükseldi. Cezaevlerinde yaşanan işkence ve kötü muamele olaylarını tüm dünya duydu. 130 binden fazla kişi, çıkarılan KHK’larla kamudaki görevlerinden ihraç edildi…”
Güncellenecek…