34,5791
36,3062
2.971,16
Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin (ÖSYM) düzenlediği Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) ilk oturumu Temel Yeterlilik Testi (TYT) yarın yapılacak.
Yurt genelinde lise son sınıf öğrencileri ve diğer adaylar sınava girecek.
Uzun yıllardır rehber öğretmenliği yapan Eski Eğitim-Sen Bolu Şube Başkanı Zehra Kulalı Gezici, yarın düzenlenecek sınava dair öğrencilere ve velilere önerilerde bulundu.
“AŞIRIYA KAÇMAYAN KAYGI NORMAL”
Sınava girerken öğrencilerin aşırıya kaçmayacak biçimde kaygı duymasının normal olduğunun altını çizen Gezici, “Bu stres sadece kişisel hazırlık süreçlerinden ziyade memlekette eğitim yoluyla yeni bir hayat kurmanın olanaklarıyla da ilgili. Velilerin ve aile çevresinin bu iki günlük süreci iyi yönetmesi önemli. Günlük rutini bozmadan ve değiştirmeden abartılı tepkiler vermeden bu iki günü geçirmeliler. Aile çevresinden gelen başarı dilekleri ve susmayan telefonlar da öğrenciyi baskı altında hissettirmemek adına uzak tutulmalı” dedi.
(Rehber Öğretmen Zehra Kulalı Gezici)
“ÇOCUKLARI SINAVA DAİR KONUŞMAYA ZORLAMAMALI”
Velilerin sınava dair çok heyecanlı ve beklenti içinde olmasının öğrencileri kaygıya sürüklediğine vurgu yapan Gezici, “Çocuklara beklenti ifade eden sözler söylemek yerine bu sınavın eğitim hayatının normal bir akışı olduğunu hissettirmek gerekiyor.
Çocuk sınava yalnız gitmeyi talep edebilir. Bu onlar için ciddi bir mesele, bizlerle konuştuklarında sınav esnasında ailelerinin dışarda beklemesi sebebiyle baskı hissettiklerini söylüyorlar. Bu sınav iki aşamalı, dolayısıyla ilk sınavın ardından çocukları sınava dair konuşmaya zorlamamak lazım” ifadelerini kullandı.
“SINAV SİSTEMİN MERKEZİ HALİNE GELDİ”
Gezici, “Çocukların dört yıllık performanslarının iki gün içinde ölçülmesi doğru bir yöntem değil” dedi ve şöyle devam etti:
“Eğitim sistemimiz sınavı araçsallaştırmak yerine sınavı sistemin merkezi haline getirmiş durumda. Bu sene sınava 5 milyonun üzerinde katılım beklenirken 3 milyon küsur katılım var. Bu rakamın beklenenin altında olması öğrencilerin eğitime ulaşabilme, yükseköğretime katılabilme ve sürdürebilme açısından umutsuz olduğunu gösteriyor.
Çok ciddi eşitsizlikler var. Eğitimin sosyal kapsayıcılığı açısından son sıralardayız. Aynı sosyoekonomik arka planı olmayan öğrencilerin aynı okulda okuma şansı yok, kastlaşmış bir durum var. Kamusal eğitimin tasfiyesinden söz edebiliriz. Merkezi sınav bu eşitsizlikleri meşrulaştırıyor. Bütün süreç eşitmiş gibi ortak sınav yapılması eşitsizliği derinleştiriyor ve görünmez kılıyor.”
“LİSE ÖĞRENCİSİNİN DERDİ BARINMA”
Öğrencilerin barınma kaygısı nedeniyle ailelerin yaşadığı kentlerdeki üniversiteleri hedeflediğini aktaran Gezici, “Öğrencilerimizin sınava motivasyonda sorun yaşadığını görüyoruz. Çocuklar üniversite kazansalar bile ailelerinin onları farklı bir kentte okutamayacağını düşünüyor. Geçtiğimiz yıllarda boş kalan kontenjanları gördük. Burada da ciddi bir plansızlık kamu kaynakları açısından bir israf var.
Bütün bunlar eğitim yoluyla bir gelecek hayalini kurmanın son derece sınıfsal olduğunu gösteriyor. Eğitim hayatının bu kadar sınıfsal olduğu başka bir dönem yaşamamıştık” diye konuştu.