34,5913
36,3070
2.920,27
Erkeklerde en sık görülen 5’inci, kadınlarda ise 7’nci kanser türü olan cilt kanserinin toplumda görülme sıklığı yüzde 2 olarak ifade ediliyor. Cilt kanserine bağlı ölümlerin yüzde 75’inin melanom yani kötü huylu tümörlerin yol açtığını belirten Medicana International İstanbul Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Öğretim Üyesi Dr. Şillan Naycı, tüm organlara yayılabilen melanomların, tüm cilt kanseri ölümlerinde çoğunluğu oluşturduğunu anlattı.
Cilt kanserinin en önemli belirtilerinin, deride yeni bir leke veya lekenin büyüklüğü, şekli veya rengindeki değişiklik gibi bulgular olduğunu söyleyen Naycı, “Cilt lekesinin ciltteki diğer lekelerden farklı gözükmesi de diğer önemli bir işaret. Ciltteki iyileşmeyen yaralar, şişlikler, mevcut benlerin yüzeyinde değişiklik, kaşıntı, hassasiyet de cilt kanseri belirtilerinden. Özellikle benler her zaman takip edilmeli. Benlerdeki kanama ve tümsekleşmeler de bir belirti olabiliyor” şeklinde konuştu.
Ayda bir kez kişilerin kendi kendine ben ve leke kontrolü yapmasının önemli olduğunu dile getiren Naycı, “Kendi kendine cilt muayenesi, iyi aydınlatılmış bir odada tüm vücudun gözlemlenebileceği bir boy aynasının karşısında yapılmalı. El aynası kullanarak sırt, kalça gibi noktaları boy aynasında görüntülemek kolay olur. Sırt, avuç içi, ayak tabanı, kafa derisi, gözler, genital bölge ve tırnaklar gibi vücudun tüm bölgeleri kontrol edilmeli. Bu kontrol ciltteki değişiklikleri kolayca tespit etmeye yarayabilir. Ayda bir kez kendi kendine yapılan kontroller erken teşhisi de sağlayabiliyor” ifadelerini kullandı. Olası bir sorunda dermatoloji uzmanına başvurulması gerektiğini hatırlatan Naycı, uzmanların dermatoskopiyle tüm leke ve şüpheli bölgeleri kontrol edebildiğini ifade etti.
UV ışınlarına maruz kalmanın cilt kanseri riskini artırdığına değinen Naycı, “Güneş ışığı ultraviyole ışınlarının başlıca kaynağı. Solaryumun da UV ışınının diğer bir kaynağı olduğu söylenebilir. Bu kaynaklardan fazla derecede UV ışınına maruz kalan kişilerde melanom dahil birçok cilt kanseri görülme riski artıyor. Ayrıca araştırmalara göre bronzlaşmak için sürekli solaryuma giren kişilerde melanom riskinin arttığı ifade ediliyor. Vücutta beni olan kişilerde, olmayanlara göre melanom riskinin daha fazla olduğu biliniyor. Beyaz tenli, mavi ya da yeşil renk gözlü, çilli kişilerde de cilt kanserlerinin daha sık görüldüğü düşünülürken, melanom daha çok 15-29 yaş arası gençlerde görülüyor. Akrabalarında melanom görülen kişilerde kanser riski daha yüksek olurken, melanom olan kişilerin yaklaşık yüzde 10’unda ailesinde aynı hastalık görülüyor” değerlendirmesi yaptı.
Saat 10.00 ila 16.00 arasında güneş ışınlarına maruziyetten kaçınılmasını tavsiye eden Naycı, şu ifadelere yer verdi: “Geniş spektrumlu güneş koruyucular sadece yaz mevsiminde değil, her mevsimde kullanılmalı. Eğer havuz ya da denize girilecekse güneş kremi iki saatte bir tazelenmeli. Ciltte yaşlanmayı engellemek için UVA ışınlarına karşı da korunma sağlanmalı. Çocukken ya da gençlik dönemlerinde şiddetli güneş yanığı geçirmek de cilt kanseri riskini artırabilirken, bağışıklık sisteminin zayıf olması da cilt kanseri riskini artıran faktörler arasında yer alıyor. Ayrıca antibiyotikler de dahil olmak üzere bazı yaygın reçeteli ve reçetesiz ilaçlar cildinizi güneş ışığına karşı daha hassas hale getirebiliyor. Bu nedenle de alınan ilaçların yan etkileri mutlaka araştırılarak önlem alınması gerekiyor.”