34,5929
36,3158
2.980,62
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmeden sonra 28 Şubat davasında hükümlü komutanların da tahliye edilmesinden memnuniyet duyduğunu söyledi, Gerçek bir normalleşme için en acil adımın “Gezi” konusunda atılması gerektiğini söyleyen Özel, Bahçeli ile görüşmesi ve DEM Parti’nin normalleşme eleştirilerine ilişkin olarak da, “
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Gazete Duvar Genel Yayın Yönetmeni Barış Avşar, Ankara Temsilcisi Nergis Demirkaya ve Parlamento Muhabiri Ceren Bayar’ın gündemdeki konulara dair sorularına yanıt verdi. Özel’in yanıtlarından bazıları şu şekilde:
“Normalleşmenin ilk adımı 31 Aralık’ta atıldı, 28 Şubat’ın hallolmasından memnunum, Kobani’yi eleştirdim”
Özel, “normalleşme” adımları ile DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan‘ın normalleşme tartışması yapılırken Kobani davası kararlarını işaret ederek ‘Normalleşme Kürtler hariç gerçekleşiyor’ değerlendirmesine iişkin şunları söyledi:
“Böyle bir soru ya da tespit gayet meşru ama muhatabı ben değilim. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi eğer Kobani davasına sessiz kalıp 28 Şubat davasına memnun olsaydı o zaman bu tespit yapılırken eleştiriye açık alanda biz de duruyor olurduk. Ama biz Kobani davasını 10 milletvekiliyle takip ettik. Kararın hukuksuz olduğunu vurguladık. Meseleyi yakından takip ediyoruz. 5 Kasım Kurultayı’ndan sonra biz 31 Aralık günü bütün liderleri aradık. Kurultaydan sonra tebrik için AK Parti’den Abdullah Güler Grup Başkanı olarak aradığı için ben de Abdullah Bey’i aradım, “Grubunuzun yeni yılını kutluyorum” dedim. Yani normalleşme dedikleri meselenin ilk adımı 31 Mart’tan sonra 1 Nisan’da değil 31 Aralık’ta atıldı.
Ama 1 Nisan’da şöyle bir şey çıktı ortaya; Cumhuriyet Halk Partisi birinci parti olma sorumluluğuyla artık eski tartışmaları tamamen bir kenara bıraktı. Bayramda bütün liderleri aradım, Cumhuriyet Halk Partisi’nden sonra en çok oyu almış olan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin genel başkanından randevu talep ettik. Diğer siyasi partilerin liderleriyle görüşmelere başladık. Çünkü biz artık birinci partiyiz. Dünyada en yüksek oyu alan, en büyük sosyal demokrat partiyiz. Bize bir sorumluluk düşüyordu ve biz o adımı attık. Biz o adımı herkese atıyoruz. Ve bu adımın gerekçesi de birilerinin dediği gibi yumuşama falan değil. Normal bu zaten. Olması gereken bu. Yani siyaset diyalog kurmadan, merhabalaşmadan, birbirine küserek yapılamaz. Ben gidip görüştüğümde Sayın Erdoğan’la neler konuştuğumu kamuoyuna açıkladım. O görüşmenin maddelerinden biri olan 28 Şubat meselesinin hallolmasından memnuniyet duydum. ‘Doğru bir karar’ dedim. Ama Kobani meselesini de eleştirdim. Eleştirmeye de devam ederiz.
‘Normalleşmede en acil konu Gezi”
Özel, “Gerçek bir normalleşme için atılmasını beklediğiniz en acil adım ne? Ve başka hangi adımları bekliyorsunuz?” sorusuna da şu yanıtı verdi:
“Gezi. Gezi meselesi Türkiye’yi hem içeride hem dışarıda çok ciddi sıkıntıya sokuyor. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’ne gittim. Meclis’in Türk delegasyonunu ziyaret ettim. Başkanı da Sayın Türkeş (AK Parti Milletvekili Tuğrul Türkeş). Tam bir mutabakat içinde geçti görüşmemiz. Zaten kendisinin de süreci ortada. O yüzden Türkiye’nin hem dış politikada bu kadar zora girmemesi hem de bu büyük haksızlığın bir an önce ortadan kalkması için yakından ve umutla takip ediyorum.”
“DEM’den önce Bahçeli ile görüşmemi önerdiler, ‘Asla’ dedim”
Özel, “Normalleşme süreci için MHP’nin bir fren, bir takoz işlevi gördüğü yorumlarına ne diyorsunuz? MHP normalleşmeyi engellemek mi istiyor?” sorusunu da şöyle yanıtladı:
“Birincisi siyasetin normalleşmesi hepimizin görevi. Devlet Bahçeli de randevu talebimizi olumlu karşılayarak gerekli adımı attı. Çünkü geçmişte Meclis Başkanı DEM’le görüşüyor diye randevu vermiyordu. Bize DEM’den önce Bahçeli’yi ziyaret etmemizi önerenler oldu. ‘Asla’ dedim. Böyle bir şey doğru değil. Bu sadece DEM’e oy verenlere değil Sayın Bahçeli’ye de büyük bir saygısızlık olur. Bir kandırma olur. Herkes normalleşmede gereğini yapacaktır muhakkak. Yapmayan da başka bir ayrışma içine girecektir. Sayın Bahçeli randevu vererek ve çok sağlıklı bir müzakere yürüterek üzerine düşeni yaptı. Bu siyasetin normalleşmesi. Ama Türkiye normalleşmeye o kadar aç ve talepkar ki her şeyin normalleşmesini istiyor insanlar haklı olarak. Adaletsizliklerin normalleşmesini istiyorlar, ekonominin normalleşmesini istiyorlar. Devlet – vatandaş ilişkilerinin normalleşmesini istiyorlar.”
Binali Yıldırım’dan OHAL telefonu: “Kemal Bey’in hakkını teslim edelim”
Şunu da hatırlatayım; Yenikapı ruhu hatırlatmasıyla Cumhurbaşkanı, Kemal Bey‘i eleştirmiş. Ama 15 Temmuz’dan sonraki 15 günde yapılanlara bakarsan 7’nci günde OHAL ilan etti. Şimdi Kemal Bey’in hakkını teslim edelim. Dönemin Başbakanı Binali Bey telefon açtı Kemal Bey’e. Tesadüfen yanındaydım ve OHAL ilanı ile ilgili şu sözü kulaklarımla duydum; ‘Biz destek veremeyiz. Müsaade edin Sayın Başbakan birileri de demokrasiyi savunsun’ dedi ve OHAL ilanına CHP karşı çıktı. Ne oldu sonra? ‘Üç ay bile sürmeyecek’ dedikleri OHAL yıllarca sürdü. OHAL döneminde bir referandum, bir genel seçim yaptılar. Yani OHAL şartlarında genel seçim yapmaya tenezzül ettiler. Bunları not etmeden de ‘Yenikapı ruhu’ndan Kemal Bey ayrıldı, Özgür Bey olsa kalırdı’ denemez. Yani OHAL düzeninde anayasa değişikliği olsa Özgür Özel seninle birlikte konuşabilir miydi bunu?