34,5929
36,3158
2.980,62
Kocaeli’nin Karamürsel ilçesinde devlet hastanesine 2017 yılında tıbbi sekreter olarak atanan B.A.’nın, hakkında yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv taramasının ardından ataması iptal edildi. B.A., iptal kararının hukuka aykırı olduğunu iddia ederek yerel mahkemeye başvurdu. Ancak önce yerel mahkeme, ardından da istinaf ‘aykırılık olmadığı gerekçesiyle davayı reddetti. B.A., kendisine atamasının iptal edilmesiyle ilgili gerekçe açıklanmadığı iddiasıyla ‘Adil yargılanma hakkı kapsamında gerekçeli karar hakkının’ ihlal edildiğini belirterek Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuruda bulundu. Başvuruyu değerlendiren AYM, oy birliğiyle başvurucunun ‘Adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının’ ihlal edildiğine karar vererek yeniden yargılama yapılmasına hükmetti.
Kamu Personeli Seçme Sınavı’na (KPSS) giren B.A., 2017 yılında Kocaeli’nin Karamürsel ilçesinde bulunan Karamürsel Devlet Hastanesi’ne tıbbi sekreter olarak atandı. Hakkında yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv taramasının olumsuz sonuçlanmasının ardından B.A.’nın göreve ataması gerçekleştirilmedi. B.A., hakkında herhangi bir adli ya da idari soruşturma bulunmadığını, kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının da olmadığını, hangi sebeple atamasının gerçekleştirilmediğini bilmediğini, işlemin hukuka aykırı olduğunu belirterek 2018 yılında Ankara 2’nci İdare Mahkemesi’nde iptal davası açtı. Mahkeme, güvenlik soruşturmasının olumsuz olması nedeniyle B.A.’nın atanmamasına ilişkin hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetti. B.A., daha sonra konuyu istinaf mahkemesine taşıdı.
“Mahkeme, içeriğe ilişkin herhangi bir bilgiye yer vermemiştir”
İstinaf mahkemesinin de davayı kesin olarak reddetmesinin ardından B.A. 2019 yılında ‘Adil yargılanma hakkı kapsamında gerekçeli karar hakkı’nın ihlal edildiğini belirterek AYM’ye başvuruda bulundu. Güvenlik soruşturmasında esas alınan bilgi, belge ve delillerin ne idari ne de yargısal süreçte kendisine açıklanmadığını belirten B.A., adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürdü. Başvuruyu ‘Gerekçeli karar hakkı’ kapsamında inceleyen AYM, değerlendirmesinde mahkemenin içeriğe ilişkin herhangi bir bilgiye yer vermediğini belirtti. AYM değerlendirmesinde, ‘Mahkeme kararında, başvurucu hakkında yapılan güvenlik soruşturması neticesinde başvurucunun devletin, milletin güvenliğine karşı faaliyette bulunan yapı ve oluşumlarla bağlantılı ve irtibatlı olduğunun değerlendirildiği ifade edilmiş; bu değerlendirmenin içeriğine ilişkin herhangi bir bilgiye yer verilmemiştir’ ifadelerine yer verdi.
“Keyfi ve ayrımcı uygulamaların gelişmesine sebep olabilecektir”
Daha önce alınan bir karara atıfta bulunan AYM heyeti, değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı:
“Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumlu sonuçlanması şartının aranmasının kuralı belli ölçüde muğlaklaştırdığı söylenebilir. Zira güvenlik soruşturmasının olumlu neticelenip neticelenmediği konusunda ulaşılacak sonucun atamaya yetkili konumda bulunan kişi veya kişilere bağlı olarak değişmesi riski bulunmaktadır. Bu da keyfi ve ayrımcı uygulamaların gelişmesine, dolayısıyla bireylerin devlete olan güvenlerinin zedelenmesine sebep olabilecektir.”
Gerekçeli karar hakkında da değerlendirmede bulunan AYM, “Gerekçeli karar hakkı hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerinin tesisinde önemli bir araç konumundadır. Zira kişiler ancak gerekçeli karar vasıtasıyla somut olayın hukuk kuralları karşısında nasıl konumlandırıldığını öğrenebilmekte ve buna karşı etkili bir savunma geliştirme imkanı bulabilmektedir” ifadelerine yer verdi.
“Detaylı şekilde gerekçelendirilmesi keyfiliğin önüne geçilebilmesi adına önemlidir”
AYM, değerlendirmesinde, “Güvenlik soruşturmasının olumsuz olmasına bağlı olarak atanmamaya dair tesis edilen işleme karşı açılan bir davada, davacının hangi sebeple güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandığının ve güvenlik soruşturması neticesinde elde edilen verinin kişinin yapacağı görevi neden olumsuz etkilediğinin açıkça ortaya konulması önemlidir. Bu kapsamda derece mahkemelerinden beklenen, güvenlik soruşturması sonucunda elde edilen bilgilerin neler olduğunu kararında belirtmesi; söz konusu bilgiyi, davacının yerleştirildiği kurumu ve alacağı görevi göz önünde bulundurarak değerlendirmesidir. Burada önemli olan husus güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlanmasını doğuran tespitlerin davacının şahsından kaynaklanması ya da davacının şahsıyla güncel ve kişisel bir bağlantıyı ortaya koyabilecek nitelikte olmasıdır. Yine bu noktada derece mahkemelerince söz konusu bağlantının nasıl kurulduğunun detaylı şekilde gerekçelendirilmesi keyfiliğin önüne geçilebilmesi adına önemlidir” ifadelerine yer verdi.
“Gerekçeli karar hakkı ihlal edildi”
Mahkeme kararında güvenlik soruşturmasının neden olumsuz kabul edildiğinin anlaşılmadığını belirten AYM, “Başvurucunun güvenlik soruşturmasının sonucuna ilişkin iddiaları açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu nedenle yargılama süreci bir bütün olarak değerlendirildiğinde başvurucunun gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır” dedi. Mahkeme, başvurucunun ‘Adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının’ ihlal edildiğine oy birliğiyle karar vererek yeniden yargılama yapılmasına hükmetti. (DHA)