34,6502
36,4292
2.951,75
31 Mart seçim sonuçlarını değerlendiren siyasal analizcilerin AKP’nin oy kaybetmesi nedenleri arasında ilk sıralarda andığı “kibir” olayı, kamu kurumlarında kadınlar üzerinde katmerli bir etki yaratıyor.
Cinsiyet ayrımcılığı yalnızca ücret eşitsizliği yaratmakla kalmıyor; kadına yönelik fiziki, ekonomik, psikolojik ve cinsel şiddetle toplumsal bir role bürünüyor.
Partili olma niteliği liyakatin önüne geçtiği durumlarda kurumsal bir kazanıma dönüşen “kibirli” olma hali, gücü elinde bulunduranlarda “istediğimi yaparım” duygusuna dönüşüyor.
Ticaret Bakanlığı Bilgi Teknolojileri Genel Müdürlüğü’nde Şube Müdürü olarak görev yapan Feyruz Bilek’in kurumuna verdiği şikayet dilekçesi, “kibrin” ve “kadına yönelik şiddetin” belgesi olmaya aday bir olay dizinini ortaya çıkarıyor.
32 yıldır kamu görevlisi olan Bilek’in “Bakanlık Makamına” sunduğu 3 Nisan 2024 tarihli şikayet dilekçesi, Ticaret Bakanlığı’nın resmi kayıtlarına (E-956400639 sayı ile) girdi.
ASANSÖRDE YÜKSELEN TARTIŞMA
Bilek şikayete konu olan olayı aynen şu cümlelerle naklediyor:
“Sabah 09.27’de görev yerime çıkmak üzere asansöre bindim, arkamdan takım elbiseli iki bey de bindi. Asansörde yaklaşık 6-7 kişi olduk. O iki bey kapının önünde arkaları bize dönük olarak durdular. Asansör 5. kata gelince ‘pardon’ diyerek müsaade istedim. Daha sonra iki bey kenara çekilerek orta kısmı açıp geçmem için yeterince bir alan olmadığından, aralarından sürtünerek geçmek zorunda kaldım. Asansörden inerken çok zorlandığım için sitemkar bir şekilde ‘Keşke yol verseydiniz’ dedim. Bir iki adım atmıştım ki arkamdan ‘Sen ne diyorsun terbiyesiz’ diye birinin bağırdığını duydum. Geri dönüp, ‘Bana terbiyesiz ve sen şeklinde hitap edemezsiniz’ dedim.”
Dilekçesinde, asansörde kendisine yol vermeyen beylerden birinin kibirli ve tehditkar bir üslupla “Nerede çalışıyorsun” diye sorduğunu vurgulan Bilek, tartışmanın devamını da ayrıntılarıyla aktarıyor.
Bilek asansörden indikten sonra taraflar arasındaki tartışma alevleniyor . Bulunduğu katta çalıştığını söyleyen Bilek “Adım Feyruz” diyor. Muhataplarına dönüp “Sizin adınız nedir, göreviniz nedir” diye soruyor, aldığı “Biz de aynı kattanız, Gümrükler Muhafaza Genel Müdürüyüm” yanıtı karşısında, “Ben size adımı söyledim siz neden söylemiyorsunuz” sözleriyle sorusunda ısrarcı oluyor.
“SEN NE BİÇİM KADINSIN DEDİLER”
Bu esnada tartışmaya diğer bey de katılıyor. Bilek, “İkiniz birden bir kadına neden saldırıyorsunuz” çıkışıyla birlikte seslerin yükseldiğini ve “Saldırmak ne demek biz köpek miyiz” diyen takım elbiseli beyin sözlerini çarpıttığını yazıyor.
Ardından gelen,“TERBİYESİZ KADIN, SEN DE KADIN OLACAKSIN GÜYA NE BİÇİM KADINSIN” cümlesi bardağı taşırıyor.
Tartıştığı şahıs bu sözü söylediği esnada asansörden çıkarak Bilek’in yanına gelmeye yelteniyor. Başaramıyor. Zira isminin sonradan A. olduğunu öğrendiği (üst düzey yöneticilerden biri) arkadaşı tarafından asansörden inmesinin engellediğini belirtiyor.
İnsanın aklına burada şu sorular gelmez mi; asansörden inebilseydi hakaret ettiği mesai arkadaşı kadını dövecek miydi? Hakaretlerini sıralamaya devam mı edecekti, yoksa zayıf bir ihtimal de olsa “kabalığından” dolayı özür mü dileyecekti?
“NÜFUZ VE MAKAM KULLANILIYOR”
Bir çok çalışanın yaptığı gibi uğradığı kötü muameleyi sineye çekmeyen Bilek, altına imzasını attığı şikayet dilekçesini şu cümlelerle tamamlıyor:
*Bir kadın ve Bakanlık çalışanı olarak; kurumsallık dışında kişisel bir olayda nüfuz ve makam yetkilerini kişisel güç olarak kullanmaları sonucu, üstelik iki erkek tarafından bu şekilde aşağılanmak ve hakarete uğramak son derece üzücüdür. Çalışma konuları haricinde makam gücü arkasına sığınarak, iki erkek tarafından bir yana, yapılan bu davranışların hiçbir haklı gerekçesi olamaz.
*Nitekim bu hakaret ve davranışlar sonucu sağlık sorunu yaşadım, tansiyonum çok (113-172) yükseldi. Bu durum doktor kontrol ve belgesi sonucu sabittir.
*Bu anlattığım olaylar A Blok 5. Kat asansörleri önünde gerçekleşmiş olup, o anda asansör içinde ve koridorda bulunan tanıkların yanı sıra 09.27-10.00saatleri arasındaki kamera kayıtlarından da izlenebilir. Talep edilmesi halinde tanık isimlerini de verebilirim.
ADALAET BAKANI YASA ISMARLADI!
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nda milletvekillerinin kadın cinayetlerine dikkat çekmeleri üzerine, “Özellikle cezasızlık algısının ortadan kaldırılması noktasında yasamadan da destek beklediğimizi ifade etmek istiyorum.” demiş.
Size yasa mı dayanıyor diye sormak istiyorum Sayın Bakan’a…
2012 yılında çıkarılan “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair 6284 Sayılı Kanun” un 2. maddesinde referans verildiği üzere, kanundaki esaslar büyük ölçüde İstanbul Sözleşmesi’ne göre oluştu.
İstanbul Sözleşmesi’nden yasama organı TBMM’de alınan bir kararla değil, 20 Mart 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı Kararı kararı ile imzasını çeken Türkiye’de hukukiliğin üzerini örten siyasi tercihler; gün geliyor güpegündüz sokak ortasında, gün geliyor aile ocağında, gün geliyor bir kamu kurumunda kadını yakalıyor; bedeni değilse ruhunu parçalıyor.