34,5586
36,1944
2.998,12
Şimdi yardımın ne kadar sürede geleceği ve bunun Rusları durdurmaya yetip yetmeyeceği tartışılıyor. Fakat Ukrayna, Rusya ile ABD arasındaki çatışmanın sadece bir alanı. Bir başkası Moldova. Bir diğeri ise Gürcistan. Hem Gürcistan hem de Ermenistan’daki gelişmeler, Kafkasya’da kazanın kaynamaya başladığını, Rusya’ya güneyden cephe açma çabasının hızlandığını gösteriyor.
Gürcistan’da geçen yıldan beri hükümetin yurtdışından parasal yardım alan sivil toplum kuruluşlarına (STK) inceleme yapılmasını öngören yasa tasarısı gündemde. Tasarı, gelirlerinin yüzde 20’den fazlası yurtdışından gelen STK’lere inceleme yapılmasını öngörüyor. Yani Soros’un STK’leri ve Batı’dan yardım alan diğer STK’ler inceleme altında olacak. Batı yanlısı çizgide bulunan Gürcü muhalefeti, bu yasanın Gürcistan’ı Rusya’ya dönüştüreceğini söyleyerek sokaklara döküldü. Mesele bununla kalsa yine “Gürcistan’ın iç işi” denirdi. Ama AB ve ABD, arka arkaya Gürcistan’ı “uyaran” açıklamalar yaparak varlıklarını ortaya koydular. AB’ye göre Gürcistan’ın yurtdışından para alan kuruluşlara inceleme yapması, Gürcistan’ın AB üyeliğini tehlikeye sokarmış. ABD’nin (önceden doğrudan CIA’nın) yayın organı olan Radio Free Europe’daki uzmanlar da “Gürcü hükümeti ateşle oynuyor” diyerek aba altından sopayı göstermeye başladılar.
Peki yabancı STK’ler konusu neden bu kadar hassas ve Batı’nın, Gürcistan’a bu özel ilgisi niye?
Hatırlayalım, Gürcistan’da 2003 yılında, ABD’nin ve ABD’li milyarder Soros’un vakıflarının açık destek verdiği bir ihtilal gerçekleşmiş ve Mihail Saakaşvili’nin cumhurbaşkanlığı koltuğuna geldiği “Gül Devrimi” yaşanmıştı. Saakaşvili de ihtilalin ardından, Gürcistan’daki Soros Vakfı temsilcisini, eğitim bakanı yaparak yani ülkenin milli eğitimini Soros’a emanet ederek ona teşekkür etmişti. Saakaşvili’nin 10 yıllık iktidarında ülke, ABD’nin diğer eski Sovyet ülkelerine gösterdiği model ülke haline geldi. Şimdiki Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili de o dönemde Fransa’dan transfer edildi: Kendisi Gürcü kökenli bir Fransızdı ve Fransa’nın Tiflis Büyükelçisi idi. Ama Batılıların telkiniyle Gürcü vatandaşlığı verilip Gürcistan Dışişleri Bakanı yapıldı. Şimdi de Gürcü yönetiminde yabancı STK yasasına en çok o direniyor.
2013’ten beri iktidarda olan Gürcü Hayali Partisi ise Rusya’yla denge politikası kurmaya çalışıyor. Gürcistan, Rusya’ya karşı yaptırımlara katılmadı. Oysa ki Gürcistan, hem Rusya’nın dibinde hem de Batı’yı Orta Asya’ya bağlayan koridor üzerinde bulunuyor. Burasının Batı’nın çizgisi dışında kalması istenmiyor. O nedenle hükümet, bu tasarı vesilesiyle Batı’nın ve muhalefetin kıskacında kaldı. Olaylar büyüyebilir. Dahası bu sonbaharda Gürcistan’da hem parlamento hem de cumhurbaşkanlığı seçimleri var. ABD’nin bu seçimlere ilgisiz kalacağını sanmak gerçekçi olmaz.
Rusya’yla ABD arasında güç mücadelesinin arenasına dönüşmüş eski Sovyet ülkelerindeki siyasi krizleri sadece dış güçlerle açıklamak, iç nedenleri görmezden gelmek yanlış olur. Ama dış nedenleri görmezden gelerek açıklamak da gerçek dışı olacaktır