34,5310
36,2893
2.985,65
‘SORUMLULUK KENDİSİNE AİTTİR’
Uyar’ın yalanlamasına ise Doç. Dr. Çelik’ten açıklama geldi. Çelik, yanıtında Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin ara kararı sonucu tebligat alanlar kesinleşen yıldırma davamızın dosyasında yer alanların DEÜ Ceza Kurulu üyeleri olduğunu belirtti. Çelik, Uyar’ın iddialarına ilişkin, “Uyar açıklamasında mobbing davasına ilişkin kendisinin ilgisinin olmadığını iddia etmiştir. Bu külliyen yalandır, kesinleşmiş yargı kararlarına açıkça aykırı olan gerçek dışı bir bilgiyi kamuoyunu yanıltmaya yönelik olarak basın yoluyla paylaşmış olmasının ahlaki sorumluluğu şahsın kendisine aittir. Uyar lehime kesinleşmiş mobbing davalarının müdahili, dolayısıyla tarafıdır. Davalar lehime kesinleşmiştir. Üstelik DEÜ rektörlüğünün kesinleşen mobbing kararı sonrasında başta Uyar olmak üzere davanın müdahillerine açmış olduğu rücu davası gerçeği ortada iken bu inkarcı yaklaşımı sergilemiş olması ve yalan beyanda bulunmaktan çekinmemesi normal ve sağlıklı bir insan davranışı değildir” ifadelerini kullandı.
‘AÇIK HÜKÜM VARDIR’
Uyar’ın kendi akademik kariyerini itibarsızlaştırmaya çalıştığını iddia eden Çelik, “Uyar’ın bir akademisyenin birikimi ve kariyeri hakkında böylesine ulu orta ve pervasızca basına açıklama verme hakkını kendisinde nereden bulduğunu sormak gerekir. Yugoslavya’nın dağılması sürecine ilişkin kitabım hakkında ‘Yakınçağ tarihi ile ilgili değildir’ açıklaması bilimsel açıdan fecaattir” dedi. Doçentlik sürecine müdahale edildiğini ileri süren Çelik, “Doçentliğime müdahale edildiğine dair somut kanıtları mevcuttur. TÜBİTAK bursu almış olsaydım yargı sürecine de gerek kalmazdı. Mobbing kararında Berkeley görevlendirmesinin engellenmesi mobbing örnekleri arasında sayılmış olup yasalar yönetmelik ile sınırlandırılamaz şeklinde açık hüküm vardır. Berkeley’den davet almak söylediği gibi kolaysa kendisi de alabilir, ancak davet mektubu almak yetmez. Benim için önerdiği gibi maaşsız şekilde oraya gitmeyi de kabul etmesi gerekir” ifadelerini kullandı.