34,5824
36,2696
2.981,72
Hem dünya medyasında hem de bizde Galler Prensesi Kate Middleton’ın akibetine ilişkin çok sayıda haber yapılıyor, malumunuz. Çok popüler bir kraliyet figürünün haberlere konu olmasında şaşılacak bir şey olmadığı için manşetlerde Kate’in yer almasında da garipsenecek bir taraf yok aslında. Bu hep yapılır çünkü.
Okurlarımızdan bazıları hem benim geçen gün yazdığım yazıya hem de Halk tv’de yer alan konuya ilişkin haberlere, “bize ne bundan?“ ya da “başka haber mi bulamadınız?“ sorularıyla tepki gösterdi. Haklı olmakla beraber kimi haberlere herkesin onlar gibi bakmasını beklemeleri doğru değil, öncelikle. Her haberin alıcısı vardır ayrıca, her Kate haberine ilgi duyan da gözünü, kulağını dünyanın geri kalanına kapatıyor değil.
Kate ile ilgili gelişmelerin başlı başına bir haber olduğu gerçeği inkar edilemez. Sosyal, siyasal sonuçları bile olabilecek bir haberdir bu. Geleceğin Britanya Kraliçesi’nin başına gelenler hükümet için mutlaka planların, projelerin hazırlanmasını gerektiren önemdedir. Kate’in henüz ne olduğu bilinmeyen akıbetine, var olduğu ileri sürülen sorunlarına milyonlarca insanın ilgi göstermesine bakıp, bu davranış biçimine neyin yol açtığını inceleyen psikologlar, sosyal bilimciler var, unutmayalım. Gerçekten de monarşiye karşı olanın da savunanın da günlerdir Galler Prensesi Kate ile ilgili haberlere kulak kabartmasının nedeninin ne olabileceği merak konusudur.
Bu Kate çılgınlığının (uydurulan komplo teorilerinin çeşitliliğine bakıldığında gerçekten çılgınlık bu) kendimce çıkardığım bir kaç nedeni var. İlki, Kraliyet’in de olan bitene ilişkin bilgi verneyip sessizliğe gömülmesinin yarattığı uygun ortamın ortaya çıkardığı komplo teorileri. En ilgisiz olanın bile kulak kabartacağı bu teoriler arasında neler yok ki? Karın bölgesinden geçirdiği operasyon sonucu estetik kaygılarla ortaya çıkamayacak durumda olduğundan, sarayı terk ettiğinden, intihar girişiminde bulunduğundan, hatta aslında öldüğünden, iddiaymış gibi söz eden o kadar çok yazı, makale var ki, şaşırıyor insan. Bunların hepsinin seslendiği bir pazar var. Hepsinin aynı anda doğru olamayacağı bilinmesine rağmen bayılıyor insanlar bunları okumaya. Kolay değil, Arthur Conan Doyle’dan, Agatha Christie’ye kadar polisiye edebiyatın en büyüklerinin anavatanıdır İngiltere. Bu tür gizemli, bol komplolu haberler hep ilgi çeker bu yüzden.
Bu bir kesim içim böyledir elbette. Meseleye daha ciddi bakanlar da var. Onlar için de durum şu; Kraliyet ailesinin konu edildiği Crown dizisini izleyenler, hükümdarlığının ilk dönemlerinde halka hayli uzak olan Kraliçe Elizabeth’in yapılan uyarılar sonucu Kraliyet’teki “insani“ gelişmeleri halka da açıklamaya başladığı günden bu yana alışılmış bir şeffaflık var ülkede. Kral Charles’ın hastalığı bile saklanmayıp hemen duyurulmuşken, Kate konusundaki sessizlik, monarşi yanlılarının nefret ettikleri o kapalı saray günlerine dönüldüğü endişesini yarattı. Monarşiye tapan bu kesimler kendilerini de bir parçası yaparak mutlu oldukları saray oyunlarının dışında kaldıklarını düşünüyorlar bu gizlilik yüzünden. Ayrıca, şeffaflıkla beraber kraliyete erişilebilirliğin ortadan kalkmış olabileceğinden de endişeleniyorlar. Günlerdir Kate haberleriyle yatıp kalkmalarının nedeni bu.
Karşı da olsa savunsa da kraliyette herşeyin yolunda gitmediğini düşünerek tasalanan bir kesim de var. Onlar da Kate ile ilgili haberleri elbette kaçırmıyorlar. Kraliyet ailesinin dürüstlüğüne olan inançlarını yitirmiş olmaları da pek mümkün.
Galler Prensesi ile ilgili hiçbir haberi kaçırmayan bir başka kesim de monarşi karşıtları. Onlar için Kate’le ilgili her haber, Kraliyet ailesinin rezilliklerinin yeni bir örneği. Monarşiyi küçümsemeleri için harika bir fırsat doğdu onlara. İlgiyle, sevinçle takip etmelerinin nedeni bu.
Hem kraliyet yanlılarının hem de karşıtlarının Kate olayı nedeniyle kraliyetin yeniden gizliliğe döndüğü konusunda ortak endişeye sahip olmaları da son derece ilginç.
Sonuçta bu gizlilik, bu kapalı olma hali monarşinin modern toplumda oynadığı sanılan rolü hakkında kuşkular da yaratıyor. Her kesimden Kate olayına ilginin çok olmasının bence nedenleri bunlar.
Ama nedenleri farklı olsa da her kesimden kraliyete ilgi hep büyük olmuştur. Her zaman hem de. Prensler doğduklarında acaba ilk ne zaman işeyecekler diye bahis oyunları bile başlamıştı İngiltere‘de, anımsıyorum.
Kafasına pisliğin ne zaman damlayacağını merak eden halk Kate haberlerine kayıtsız kalır mı?