Pazar günleri aile günü

Erich Fromm Sahip Olmak ya da Olmak isimli kitabında, “Modern pazar günleri eğlenme çabası, tüketim ve insanların kendinden kaçma uğraşısı ile geçer” diyor. Pazar günlerinin tatil olması, modern zamanın sonuçlarından biri olarak kabul edilir. Bu tatili kimimiz iple çekerken kimimiz de rutinimiz bozulduğu için pazardan sıkılır. Peki haftanın yedi günü çalışanlar için pazar günü ne ifade eder? İşte bunlar üzerine düşünmek için bu hafta Esenler Belediye Başkanı M. Tevfik Göksu’nun kapısını çalıyoruz.

Göksu’ya ilk önce “Pazar günlerini sever misiniz?” diye soruyoruz. Bize şunları anlatıyor: “Pazar günlerinin en sevmediğim tarafı arkadaşlarımı mesaiye çağırmak zorunda kalmamdır. Özellikle son 5 yıldır İstanbul Büyükşehir Belediyesi AK Parti grup başkanvekilliği görevini yürüttüğümüzden ötürü sorumluluğumuz daha da arttı. Bu nedenle Pazar günlerim de tıpkı diğer günler gibi komisyon toplantılarıyla geçiyor. Özellikle Esenler’e olan mesaimi azaltmamak adına pazar günleri büyükşehir çalışmalarına daha fazla yoğunlaşıyorum.”

Hafta içi gidip görmesi gereken proje alanlarını hafta sonları daha rahat incelediğini belirten Göksu, “Özetle benim için pazar günlerini farklı kılan şey evden biraz daha geç çıkmam ve çocuklarımla birlikte kahvaltı yapmam diyebilirim.” diyor ve ardından şunları ekliyor: “Sosyal ilişkiler açısından bakacak olursak yine pazar günleri çok sayıda nikâh törenine katılıyorum. Peş peşe 5-6 nikâha gittiğimiz günler oluyor. Taziye ziyaretlerine de hafta içi vakit ayıramadığımızdan pazar günleri bunları gerçekleştiriyoruz. Bir de ben sporumu hafta sonları değil hafta içi yaparım.”

Peki Göksu’nun pazar günlerine ait bir rutini var mı? Bu soruyu sorduğumuzda da önce “Ben her sabah evden heyecanla çıkarım. Prof. Dr. Sadettin Ökten Hocamızın dediği gibi Allah’ın o gün karşımıza hangi güzel tecelliler çıkaracağını merak ederim” ifadelerini kullanıyor. Sonra da şunları ekliyor: “Günün heyecanı benim için sabah namazına kalktığım an başlar. Pazar günleri ayrıca hafta içi yapacağım işleri planlarım. Aklımda hep o hafta neler yapacağımı kurgularım. Pazar günleri için özel ritüellerim yok.”

Gelelim kültüre, sanata… “Acaba pazar günleri için film öneriniz var mı?” diyoruz. Göksu, “Özellikle ayda bir ya da iki film izleme imkânım oluyor.” diyerek başlıyor cevap vermeye ve şu yanıtı veriyor: “Filmleri de genellikle pazar günleri evden geç çıkacağım için cumartesi geceleri izlerim. 13 yaşındaki oğlum Yusuf ile siyasi ve entelektüel konuşmalar yaparız. Oğlum her gün bana tarih dersi verir. İzlediğimiz filmler tarih temalı ise tüm filmin kritiğini Yusuf ile yaparız. Bir taraftan filmi izler, bir taraftan kritik yaparız.”

Göksu pazarları da dahil her gün çalıştığı için evde az zaman geçiriyormuş. Nadiren evde olduğu günleri de ev halkı garipsiyormuş. Göksu evde olduğu bir güne dair anısını gülümseyerek şu cümlelerle aktarıyor: “Bir keresinde bayramın ikinci günü sabah saat 10.00’da evdeydim. Oğlum büyük bir şaşkınlıkla ‘Baba hâlâ evdesin’ dedi. ‘Evet oğlum, bugün bayramın ikinci günü, tatil dedim’ Şaşkınlığı devam eden oğlum, ‘Baba bir yanlışlık yok değil mi?’ demişti.”

Gelelim pazarların favori mekânına… Göksu acaba pazar günleri nereye gitmekten hoşlanıyor? Kendisine bunu sorduğumuzda ilk olarak Esenler’deki “15 Temmuz Millet Bahçesi” diyor ve bunu şu cümlelerle açıklıyor: “15 Temmuz Millet Bahçemizde bulunan Prof. Dr. Sadettin Ökten Şehir Düşünce Merkezi, favori mekânım. Pazar günleri, işlerimizle ilgili planlama çalışmalarını genellikle burada yürütürüm. Burada bulunan kütüphanemizde vakit geçiririm. Doğayla iç içe bir yaşam alanı sunan bahçemize hafta sonları çok sayıda vatandaşımız geliyor. Burada vakit geçiriyorlar. Ben de hem vatandaşlarımızla burada görüşüyorum hem de düzenlediğimiz etkinlikleri yerinde gözlemleme fırsatı yakalıyorum. Çocuklarımız için düzenlediğimiz etkinliklere katılıyorum. Onlarla vakit geçirmek bana ayrıca huzur veriyor.”

Ve son soru; Pazar günleri bir insan olsaydı, nasıl biri olurdu? Tevfik Göksu’nun cevabı şöyle: “Pazar günü benim için aile kavramıyla örtüşüyor. Annem hayattayken pazar günleri mutlaka onunla vakit geçirirdim. Normalde her akşam uğrardım ama pazar günleri daha çok vakit geçirirdik. Bütün kardeşlerimle pazar günleri kahvaltıda buluşurduk. Pazar günlerini daha çok toplayıcı, bütünleştirici bir gün olarak görüyorum. Pazar günleri benim için annedir. Çünkü aileyi toplayan da annedir, eştir.”