34,5335
35,9418
3.001,95
Erzincan‘ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında 13 Şubat tarihinde toprak kayması meydana geldi ve milyonlarca metreküplük toprak geniş bir alana nehir gibi akarak yayıldı. İstanbul Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Kumral, Onhaber.net’da Arif Ekşi’nin konuğu oldu. Rektör Yardımcısı Kumral, maden sahasında meydana gelen toprak kaymasıyla gündeme gelen siyanür ve sülfürik asit Fırat Nehri’ne karıştı iddiaları ve olayda iş güvenliği ihmali gibi konularda değerlendirmelerde bulundu.
Prof. Dr. Mustafa Kumral, meydana gelen maden kazasının Altın madeni olarak çok nadir örnekleri olduğunu ancak bu tür kazaların açık işletmelerde, kömür madenlerinde yaşandığına dikkat çekti. Kumral, gerekli hesaplamalar yapılmadığında kazalara davetiye çıktığının altını çizdi.
“SİYANÜR HAVUZUNDA TAHRİBAT YOK”
Siyanür havuzu patladı iddialarına ilişkin konuşan Kumral, “Orada sadece siyanürden geçirilmiş olan, siyanür kullanılarak altını arındırmış olan toprağın yığıldığı bir bölgede kayma meydana geldi. Siyanür havuzunda herhangi bir tahribat yok.” sözleriyle iddiaların asılsız olduğunu vurguladı.
Siyanür havuzu
Siyanürün baraj gölüne karışacağından duyulan tedirginliklerin ardından yetkililerin gereken önlemleri alıp almadığı merak ediliyordu. Konuyla ilgili bilgi veren Rektör Yardımcısı Kumral, “Şu anda Devlet Su İşleri, gerekli önlemleri kısa vadede almış vaziyette. Orta ve uzun vadede de o etki tamamen kontrol altına alınacak. Barajdan alınan su örneklerinde herhangi bir sızma ve kirliliğin söz konusu değil.” ifadelerini kullandı.
MADENCİLİK ALANINDA TÜRKİYE HANGİ STANDARTLARDA?
İstanbul Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Kumral, Türkiye’nin madencilik faaliyetlerinde “işletme zafiyeti” olduğuna dikkat çekti. Kanun ve denetimlerin yapıldığını söyleyen Kumral, buna rağmen bazı işletmelerin ihmalleri nedeniyle kazaların yaşandığını ifade etti. Türkiye’nin, dünya standartlarına ulaşması için ise biraz daha zamanın olduğunu söyledi.
YENİ KAZALARIN YAŞANMAMASI İÇİN NE GİBİ ÖNLEMLER GEREKİYOR?
Prof. Dr. Kumral, denetimlerin bundan sonra çok daha sıkılaştırılması, cezaların artırılması gibi önlemler alınabileceğini aktardı. Türkiye’de bazı maden işletmelerinin çok başarılı olduğunu ve şirket ayrımı yapmadan herkesin mutlaka uzmanlar tarafından denetlenmesinin önemine değindi.
“MADEN SAHALARI İŞLETİLDİKTEN SONRA REHABİLİTASYONA TABİ TUTULUR”
Mustafa Kumral, bir çok madenin kapatıldıktan sonra çevresel etkileri azaltmak ve rehabilite edilerek doğaya kazandırıldığını anlattı. Maden sahasında kesilen ağaçların yerine çok daha fazla sayıda ağaç dikilmesi gibi şartların olduğu ve işlemlerin bittiği maden sahalarının kaderine terk edilmediğini söyledi.
“TÜRKİYE’DE 2 TRİLYON DOLAR DEĞERİNDE MADEN YATAĞI VAR”
Kumral, Türkiye’nin madencilik alanında, yer altı zenginlikleri anlamında çok zengin olduğu ve bunun milletin hizmetine sunulması gerektiğini kaydetti. Yer altındaki kaynağın tek başına bir anlam ifade etmediğini, ancak işletilmesi durumunda fayda sağlayacağına dikkat çekti.
Tam tedbirlerin alınması ve madenciliğin uygun olduğu şartlara göre yapılmasıyla kazaların önüne geçilebilecek. Hal böyleyken madencilik faaliyetleri de aksamayacak ve ülke ekonomisine katma değer kazandırmaya devam edecek.