34,5379
36,3588
2.916,31
Yusuf Özkan
Lahey
Hollanda Temsilciler Meclisi’ndeki siyasi partiler, Lahey’de Cumartesi akşamı Eritreli göçmenlerin çıkardığı olaylara ilişkin açıklama istiyor.
Aşırı sağ ve liberal partiler, olaylara katılanların Hollanda vatandaşlığı ve oturma izninin iptal edilmesini öneriyor.
Siyasi parti temsilcileri, olayları başlattığı belirtilen Eritre rejimine muhalif “Nhamedu Tugayı” adlı örgütün yasaklanmasını istiyor.
Eritreli hükümet yanlıları tarafından Cumartesi akşamı Lahey’deki Opera Kongre Merkezi’nde düzenlenen etkinliğin, rejim muhalifi Nhamedu Tugayı üyeleri tarafından basılması sonucu ciddi olaylar meydana gelmişti.
Saatlerce süren olaylar sırasında çok sayıda bina ve araç hasar gördü. Polis araçları ateşe verildi. 8 polis memuru yaralandı.
Lahey Belediyesi, kentte olağanüstü durum ilan etti. Polis, isyancılara tazyikli su göz yaşartıcı gazla müdahale etti.
Yaklaşık 25 bin Eritreli sığınmacının yaşadığı Hollanda’da, daha önce de benzer olayların yaşanması nedeniyle, siyasi partiler harekete geçti.
Temsilciler Meclisi’ndeki siyasi partiler, hükümetten, Lahey’deki olaylara ilişkin açıklama istedi.
Hollanda Güvenlik ve Adalet Bakanı Dilan Yeşilgöz, polis memurları ve acil müdahale ekiplerine yönelik ağır saldırıları “kesinlikle kabul edilemez” diye değerlendirdi.
Şiddet olaylarına göz yummayacaklarını belirten Yeşilgöz, bu tür sosyal olmayan ve suç teşkil eden davranışların cezasız kalmaması gerektiğini vurguladı.
Yeşilgöz’ün lideri olduğu Özgürlük ve Demokrasi İçin Halk Partisi (VVD), yazılı soru önergesiyle, konuyu parlamento gündemine taşıdı.
Hollanda’da yayımlanan De Telegraaf gazetesine göre, liberal sağ eğilimli VVD grubu, bu tür olaylara karışanlara karşı, “kalıcı oturma izninin iptali veya Hollanda vatandaşlığının geri alınması” gibi ağır yaptırım talebinde bulundu.
Merkez sağcı Yeni Sosyal Sözleşme Partisi (NSC) de, diğer Avrupa ülkelerinde de benzer olaylar yaşandığına işaret ederek, Eritrelilere karşı Avrupa Birliği (AB) genelinde ortak önlem önerisinde bulundu.
‘Olaylara karışanlar sınır dışı edilsin’
Hollanda Temsilciler Meclisi’nin en büyük partisi olan Geert Wilders liderliğindeki aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV) ise isyancıların “tutuklanması ve sınır dışı edilmesini” istedi.
PVV lideri Wilders, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:
“Hollanda bundan gerçekten bıktı. Neden dünyanın yarısının ülkemizi yerle bir etmesine, karşılıklı kavgalara girişmesine, polis memurlarına taş atmasına ve arabalarını ateşe vermesine izin veriliyor? Sonunda işleri düzene koyan bir başbakan olmak istiyorum.”
Meclisteki partilerin hemen henen tamamı, Lahey’deki olayları başlattığı belirtilen Eritreli muhaliflerin bağlı olduğu Nhamedu Tugayı adlı örgüt hakkında araştırma istiyor.
“Yurt dışından gerginlik ve şiddet ithal eden ve bunları Hollanda’da sürdüren grupların hoş karşılanmayacağını” belirten Hristiyan Demokrat Partisi’nin (CDA) araştırma önerisi, diğer sağ ve sol partiler tarafından da destekleniyor.
Meclisteki üçüncü büyük parti olan NSC, hükümetten, Nhamedu Tugayı’nın faaliyetlerinin yasaklanıp da yasaklanmayacağını sordu.
Yeşilgöz’ün lideri olduğu VVD de, Eritreli muhalif örgütün faliyetlerinin araştırılması ve gerekirse müdahale edilmesini istiyor.
VVD Milletvekili Bente Becker, muhalif grupların yanı sıra, “Eritre hükümetinin uzun kolunun” da gözardı edilmemesi gerektiğini savunuyor.
Liberal sağcı milletvekili, “Buradaki Eritrelilere diaspora vergileri ödemeleri konusunda baskı yapılıyor ve oradaki hükümet tarafından tehdit ediliyorsa, bunu da ele almalıyız” diyor.
Yurtdışındaki Eritreli rejim muhalifi gençler tarafından kurulan Nhamedu Tugayı, Hollanda’nın yanı sıra geçen yaz İsrail, İsveç ve Almanya’da meydana gelen olaylarla da adını duyurdu.
Örgüt tarafından İsrail’deki Eritre Büyükelçiliği’nin düzenlediği bir etkinliğe karşı gerçekleştirilen gösterinin kontrolden çıkması üzerine İsrail polisi ateş açtı ve 100’den fazla kişi yaralandı.
Geçen yıl Temmuz ayında, Almanya’nın Frankfurt kenti yakınlarındaki Giessen’de düzenlenen Eritre etkinliğinde yaşanan şiddet olayları nedeniyle 26 polis memuru yaralandı ve en az yüz kişi gözaltına alındı.
Ağustos ayında İsveç’in başkenti Stockholm’de Eritrelilerin düzenlediği bir kültür festivaline müdahale nedeniyle çıkan olaylarda çok sayıda kişi yaralandı. İsveç polisi yaklaşık 180 kişiyi gözaltına aldı.
Mayıs ayında da Hollanda’nın Lahey kentine bağlı Rijswijk ilçesinde de, Eritreliler arasında çıkan büyük kavgada çok sayıda kişi yaralandı.
Örgüt, Kanada ve ABD’de Eritreliler arasında meydana gelen olaylarla da ilişkilendiriliyor.
Eritre toplumunda büyük bölünmeye yol açtığı gerekçesiyle Nhamedu Tugayı’nın yasaklanması için internette bir kampanya başlatıldı.
İnternette dolaşan dilekçede, “bu hareketin dünyanın dört bir yanındaki Eritre topluluklarını kiliselerini, mülklerini veya Eritre vatandaşlarının sahip olduğu işletmeleri yakarak terörize ettiği” savunuluyor.
Nhamedu Tugayı’nın amacı ne?
Nhamedu Tugayı, Eritre’de 1993 yılından bu yana iktidarda bulunan Isaias Afewerki rejiminden kaçan muhalif gençler tarafından 2022’de kuruldu.
Örgüt, Batılı hükümetlerden, Eritre rejimi yanlılarının festival ve toplantılarını yasaklamasını ve bunlara karşı çok daha katı bir tutum sergilemesini istiyor.
Nhamedu Tugayı üyelerine göre, Batı ülkelerinde düzenlenen bu festivaller, “savaşı yüceltmek ve Eritre’deki tek adam yönetiminin adını temize çıkarmak için acımasız diktatörlüğü teşvik ediyor.”
Belçikalı kamu yayıncısı VRT’ye göre, Nhamedu Tugayı’nın, yakın zamanda Etiyopya’nın kuzeyinde, Eritre sınırındaki Tigray’a yerleştiği söyleniyor.
Örgütün lideri Kibreab Kiros, Addis Standard gazetesine, nihai hedefinin “baskıcı Eritre rejimini ortadan kaldırmak ve halkının ve ülkenin güvenliğini sağlamak” olduğunu söyledi.
Dünyanın en yoksul ülkelerinden biri olan yaklaşık 6 milyon nüfuslu Eritre’de, 1993 yılından bu yana Devlet Başkanı Isaias Afewerki’nin lideri olduğu Adalet ve Demokrasi İçin HalkCephesi (PFDJ) iktidarda.
Marksist bir direniş lideri olarak adını duyuran Afewerki, Etiyopya İmparatoru Haile Selassie’yi devirmeyi başardı.
Eritre 1993’te yapılan referandumun ardından bağımsızlığını ilan etti.
Uluslarası medyaya göre, birçok insan hakları örgütü, Afewerki’nin demokratik vaatlerinin kısa sürede boşa çıktığını söylüyor.
Rusya ve Çin ile bağları olan Afewerki yönetimi, Batılı kuruluşlar tarafından “zorunlu askerlik hizmetinin olduğu ve ifade özgürlüğünün neredeyse hiç bulunmadığı bir diktatörlük” olarak görülüyor.