34,6013
36,4238
2.926,97
Türkiye’de memur sendikalarına uygulanan baraj hamlelerine karşı gözler Anayasa Mahkemesi’ndeyken, memur sendikaları yüzde 2 baraj uygulamasına karşı bir hamle de Türkiye’nin 1932 yılından beri üyesi olduğu, Uluslararası Çalışma Örgütü’nden (ILO) bekliyor. Bilim Sağlık Haber Ajansı (BSHA) sendikaların ILO’ya yakın zamanda kitlesel olarak kamuoyu önünde çağrıda bulunacağı bilgisini alarak ILO Ankara’ya ulaştı. BSHA’nın bilgi ve görüş talebine henüz ILO Türkiye’den bir yanıt alınamadı. Konuyla ilgili olarak sosyal medya üzerinden ILO’ya çağrıda bulunan ve kısa bir süre önce de ABD’nin en büyük kayıtlı hemşire ve profesyonel birliği kuruluşlarından biri olan National Nurses United’a (NNU) bağlı Global Nurses United’a (GNU) resmen üye olan sendika HEP-SEN ile görüşen BSHA, Genel Başkan Yunus Şimşek’ten ‘Yüzde 2 barajı konusunda ILO’dan beklentiler’ ile ilgili bilgi aldı.
ILO’nun Sesizliği Kabul Edilebilir Değil!
Mayıs ayında sendika sayımları gerçekleştirildi ve yüzde 2 barajına takılan sendikalar haksızlığa karşı mücadele çağrıları yapmaya başladı. Sendikalar arasında birleşmeler gerçekleşti ve büyük çaplı birleşme çağrıları kamuoyuna yansıdı. Türkiye’nin de üyesi olduğu ILO’ya da sendikalardan çağrılar yapılmaya başlandı. Örgütlenme ve sendikalaşmada uygulanan ve haksız rekabete neden olan yüzde 2 barajına karşı, ILO’ya ‘ses ver’ çağrısı yapan sendikalardan biri olan Hemşireler ve Tüm Sağlık Profesyonelleri Sendikası’nın (HEP-SEN) Genel Başkanı Yunus Şimşek, BSHA’ya konuştu. Şimşek, ILO’nun sessizliğinin kabul edilebilir olmadığını belirterek, “sendikaların hak arayışını duyun, antidemokratik yüzde 2 barajı uygulamasına karşı istikrarlı sessizliğinizi bozun” çağrısı yaptı.
“ILO Türkiye Ofisini Sorumluluğa Davet Ediyoruz”
ILO’ya seslenen sendikalardan biri olan, HEP-SEN Genel Başkanı Yunus Şimşek açıklamasında, “Türkiye’de kamu sendikacılığına karşı anti demokratik uygulamalar var. ILO’nun, Türkiye’de taraf olduğu 87,98 ve 151 nolu sözleşmelerine direk müdahale ediliyor. Yüzde 2 baraj meselesi şu anda Anayasa Mahkemesi’nde karar aşamasındadır. Ancak ILO’nun da bu konuyla ilgili hiçbir açıklama ve yorum yapmaması sessiz kalması normal bir durum değildir. ILO’nun bu durum karşısında bu kadar pasif olmasını kabullenmiyoruz. HEP-SEN olarak ILO’nun Türkiye ofisini sorumluluğa davet ediyoruz. Birleşmiş Milletlere bağlı bir kuruluş olarak sürece müdahil olmasını ya da diyalog kapısını açmasını talep ediyoruz” dedi.
“ILO İstikrarlı Bir Sessizliğe Büründü!”
Şimşek açıklamalarında sendikal süreçte baraj hamlelerinin geçmişe dönük bilgilerini vererek devam etti ve ILO’ya seslendi: “Son iki yılda baraj hamleleri gerçekleştirilerek önce yüzde 1 barajı getirildi. Danıştay tarafından iptal edildi. Sendikal baraj hamleleri getirilmesiyle adil ve özgürlükçü sendikal faaliyetler ortadan kaldırılmak istenmektedir. Bu noktada Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) Türkiye’de taraf olduğu sözleşmelerine bir müdahale vardır. Anayasamızın 90’ıncı maddesi açıktır ve uluslararası sözleşmeleri Anayasanın da üzerindedir. Ancak bu söz konusu uluslararası sözleşmeler ihlal edilirken ILO’nun ne Türkiye ofisi ne de Genel Merkezi herhangi bir yorum dahi yapmaktan kaçındı. İstikrarlı bir sessizliğe büründü. Baraj süreçleri yaşanırken ILO Genel Merkezi bilgilendirildi. Ardından Danıştay’ın yüzde 1 barajını hem Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na hem de uluslararası hukuktan doğan anlaşmalara aykırı olması nedeniyle iptal etti. Kısa bir süre sonra bu sefer 375 Sayılı Kanunda bir değişiklik yapılarak TBMM’den kanunsuz kanun geçirildi ve yüzde 1’lük baraj yüzde2’ye çıkarıldı. Adil eşit bir örgütlenme önünde barajlar konulamaz bu demokratik değildir. Bir kişinin örgütlenme özgürlüğü varsa örgütlenmeme özgürlüğü de vardır. Bu durum kişinin sendikalı olmama özgürlüğü de kısıtlayan bir durumdur. Çünkü siz 3 ayda bir bir ikramiye vererek aslında kişinin örgütlenmeme özgürlüğü de engelliyorsunuz. Kişiyi cezalandırıyorsunuz. Yüzde 2’nin üzerinde kalan sendikalara 3 ayda bir 900 küsur TL, altında kalan sendikalara da yaklaşık 250-300 TL bir rakam vererek yeni kurulan sendikaları cezalandırıyorsunuz. Adil, eşit bir zeminde örgütlenmeme gerçekleşiyor. Bunun yanında askerler, polisler, yargı mensupları devlet memuru oldukları halde sendikalara üye olamıyorlar. Bun meslek grupları da ayrıca sendikalara üye olma hakkından mahrum bırakılıyor.”
ILO’nun 3’lü Mekanizmasına Müdahale Var!
Hem Anayasa’nın hem de ILO ile imzalanan uluslararası sözleşmelerin çiğnendiğini belirten Yunus Şimşek, twitter üzerinden etkinlik gerçekleştirerek ILO’ya seslerini duyurmaya çalıştıklarını ancak geçmişte olduğu gibi bugün de hala bir yanıt alamadıklarını söyledi. Genel Başkan Şimşek sözlerini şöyle sürdürdü: “ILO’nun 87,98 ve 151 nolu sözleşmelerine direk müdahale ediliyor. Yüzde 2 baraj meselesi şu anda Anayasa Mahkemesi’nde karar aşamasındadır. Ancak ILO’nun da bu konuyla ilgili hiçbir açıklama ve yorum yapmaması sessiz kalması normal bir durum değildir. ILO’nun üçlü bir mekanizması söz konusudur. Bu üçlü mekanizma nedir? İşçi, işveren ve hükümet. ILO’nun temel aldığı bu üçlü mekanizmanın işçi kanadını vuran bir durum söz konusudur. Ve bu üçlü mekanizma çökmüş durumdadır. ILO’nun bu üçlü mekanizmanın bir tarafında antidemokratik bir müdahale varken, sessiz kalması anlaşılır gibi değildir. Biz HEP-SEN olarak bu sessizliğin nedenini kendilerine de sorduk ve sormaya devam edeceğiz. Burada yine ILO baştaki sessizliğini sürdürdü ancak bu tavır ILO’nın varoluş amacına da aykırı kanaatindeyiz. HEP-SEN olarak ILO’nun Türkiye ofisini sorumluluğa davet ediyoruz. Birleşmiş Milletlere bağlı bir kuruluş olarak sürece müdahil olmasını, sessiz kalmamasını ve diyalog kapısını açmasını talep ediyoruz.”
ILO’nun Pasif Kalmasını Kabullenemiyoruz!
“ILO’dan taleplerimiz beklenen düzeyde cevaplanmadı sadece ILO raporlarında geçeceği belirtildi. Ancak biz ILO’nun bu durum karşısında bu kadar pasif olmasını kabullenmiyoruz” diyerek açıklamasına devam eden Şimşek, “Hükümetlerle görüşme yapabilen bir kuruluş, bu konuda hükümetlerden bilgilendirme talep edebilir, görüş sunabilir ya da yargı sürecinde olan bir durumun daha kısa sürede sonlanmasını talep edebilir. Bu kadar antidemokratik uygulama meydana gelirken ILO’nun bu sessizliği anlaşılır gibi değildir. ILO Genel Merkezine de başvurular bir takım sendikalar tarafından gerçekleştirildi. Yine de herhangi bir cevap alamadık ancak bizlerin de üyesi olduğumuz uluslararası kuruluşlar var. Bu kuruluşlarda ayrıca bu antidemokratik uygulama hakkında tarafımızdan bilgilendirilmiştir” dedi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)