En kıymetli örneğimiz Peygamberimiz

O’nun (sav) gibi yaşamanın birçok yolu var. Tüm hayvanları büyük bir sevgiyle kucaklamak, ailemize sevgimizi göstermeyi ihmal etmemek, her zaman daha fazlasını istemek yerine kanaatkâr olmayı öğrenmek, elimizdekileri paylaşarak çoğaltmak ve güzel sözlerin kıymetini hiçbir zaman unutmamak… Bunlar takip edebileceğimiz yollardan yalnızca birkaç tanesi. Peygamber Efendimiz (sav) bizim en kıymetli örneğimiz. Hep birlikte O’nun (sav) öğütlerine kulak vereceğimiz renkli bir dünyanın içine giriyoruz. Birbirinden sıcak hikâyeler aracılığıyla O’nu (sav) daha yakından tanımaya hazır mısınız?

Hayatı, davranışları ve sözleriyle tüm insanlığa örnek olan Peygamber Efendimiz’in (sav) hadislerinden yola çıkılarak yazılan beş kitaptan oluşan “O’nun Gibi” serisi “Ketebe Çocuk” etiketiyle minik okurlarıyla buluştu. “O’nun Gibi” serisi; “Babamın Dükkânı”, “Kafam Çiçek Çiçek”, “Dünyayı Gezen Oyuncaklar”, “Kedi Müezza” ve “Güzel Sözler Koleksiyoncusu” olmak üzere beş kitaptan oluşuyor. Aziz Kadırga’nın “Babamın Dükkânı”, “Kafam Çiçek Çiçek” ve “Dünyayı Gezen Oyuncaklar” isimli üç kitabı yer alıyor. Aziz Kadırga “Babamın Dükkânı” kitabında paylaşmanın önemini ve bereketini anlatırken, “Kafam Çiçek Çiçek” kitabında Peygamber Efendimiz’in (sav) öğütlediği gibi insanların birbirlerine sevgisini rahatça ifade etmeleri gerektiğini anlatıyor. Kadırga, “Dünyayı Gezen Oyuncaklar” da ise hiçbir şeyin bizlere yetmediği bu tüketim ve doyumsuzluk çağında, çocukların daha az oyuncakla ve daha az eşyayla yetinmeyi öğrenmelerini öğütlüyor. Büşra Şen Altun ise “Kedi Müezza” isimli kitabında minik okurlara hayvan sevgisini öğretiyor.

Korkut Emre de “Güzel Sözler Koleksiyoncusu” isimli kitabında iletişimin zirvesinde olmamıza rağmen hemen herkesin yalnızlıktan kıvrandığı bu çağda insanlar arasındaki bağı kuvvetlendiren güzel sözleri çocuklara erken yaşta öğretiyor. Biz de “O’nun Gibi” serisinin yazarları Aziz Kadırga, Büşra Şen Altun ve Korkut Emre ile konuştuk.

Aziz Kadırga, “Babamın Dükkânı”, “Kafam Çiçek Çiçek” ve “Dünyayı Gezen Oyuncaklar” isimli kitapları kaleme almış. Kitap yazmaya birkaç yıl önce dört yaşında bir çocuğa Batman temalı doğum günü partisi düzenlendiğini görünce ilk tohumun atıldığını söyleyen Kadırga, “Kahramanlarımızın kimler olduğu bizi de belirleyen bir şey” diyor. Kaleme aldığı kitaplarla çok basit bir şekilde nasıl olunması gerektiğine dair birkaç hikâye anlatmak istediğini belirten Kadırga, “Bu hikâyelerdeki hakikati ise Efendimiz’den (sav) aldım” şeklinde açıklıyor. Aziz Kadırga, paylaşmanın önemini ve bereketini anlattığı “Babamın Dükkânı” kitabını şu cümlelerle anlatıyor. “Misketleriyle tek başına oynayan kahramanımız bir gün babasının dükkânında çorba içerken yanına birkaç kişinin geldiğini görür. Çorbanın kimseye yetmeyeceğini düşünen çocuk bir süre sonra bir tas çorbanın paylaşıldıkça çoğaldığını ve herkese yettiğini fark eder. Babasının içinde Peygamberimiz’in (sav) hadisi de olan şu cümlesi çocuğun kulağına küpe olur: ‘Ah yavrum,’ dedi babam bana, ‘Paylaşmak güzeldir, her gelen nasibiyle gelir. Hem de dinimizin dediğidir. Sakındığın yüktür, verdiğin senin olur.’ Verdikçe çoğalan bir şey kurguladım. Sakındığın yüktür, verdiğin senin olur. Bu zaten dinimizin dediğidir.”

Aziz Kadırga serinin bir başka kitabı olan “Kafam Çiçek Çiçek” de ise tıpkı Peygamber Efendimiz’in (sav) öğütlediği gibi insanların birbirlerine sevgisini rahatça ifade etmeleri gerektiğini anlatıyor. Kadırga, kitabın hikâyesini şu sözlerle anlatıyor: “Herkesin kafasının üzerinde bir çiçek gören bir çocuk bu çiçeklerin solgun olduğunu fark eder. Çocuk, biraz daha olayın içine girince çiçeklerin sadece insanlar birbirlerine sevgilerini ifade edince açmaya başladığını görür. Tıpkı Peygamber Efendimiz’in (sav) öğütlediği gibi insanların birbirlerine sevgisini rahatça ifade etmeleri gerektiğini anlatan hikâye, sevginin paylaşıldıkça çoğaldığını da söylüyor. Efendimiz (sav) buyuruyor, seven sevdiğini söylesin” diyor.

Kadırga’nın kaleme aldığı bir diğer kitap ise “Dünyayı Gezen Oyuncaklar.” Hiçbir şeyin bizlere yetmediği bu tüketim ve doyumsuzluk çağında, çocukların daha az oyuncakla ve daha az eşyayla yetinmeyi öğrenmelerini öğütleyen kitap, Peygamberimiz’in (sav) bu konudaki tavsiyesini hatırlatıyor. Sadece çocukların değil yetişkinlerin de önemli dersler alabileceği hikâye, tüm oyuncaklarını kamyonuna doldurup uçmak isteyen bir çocuğun fazla eşyalarından dolayı bunu yapamadığını, oyuncaklarının bir kısmını başka çocuklara verdiğinde nasıl rahatladığını anlatıyor.

“Kitap, bir sadelik çağrısı” diyen Kadırga, “Geleneğimizde bir lokma bir hırka neye karşılık gelir biliyoruz. Azla yetinmenin bir erdem olduğunu, asıl mutluluğun, huzurun sadelikte olduğunu ifade etmeye çalıştım hikâyemle. Bunları çocukların diline, onların muhayyile evrenine uygun birer kurgu olarak inşa etmek gerekiyordu. Mesaja götürecek hikâyenin ve çizimlerin de mesaja yakışacak düzeyde olması gerekiyordu, buna çaba gösterdik” şeklinde anlatıyor.

Büşra Şen Altun da “Kedi Müezza” isimli kitabında minik okurlara hayvan sevgisini öğretiyor. Altun, projeye başlamadan evvel aklındaki ilk fikrin Peygamber Efendimiz’in (sav) hayatını çocuklara sade bir dille anlatmak olduğunu söylüyor. Altun, bunu yaparken de ilk kriterinin muzip bir yaklaşım olduğunu dile getiriyor. Kitapta hayvanlara olan sevgiyi, merhameti mübalağalı bir şekilde kaleme aldığını söyleyen Altun,“Bu tarz kitapların, hedeflediğimiz yaş grubu okurların daha çok dikkatini çektiği aşikâr. Kitap gurmesi üç buçuk yaşında bir oğlum var. Değerler eğitimiyle ilgili kitaplar da hatırı sayılır derecede okuma listemizde yer alıyor. Açıkçası bu alandaki boşluğu fark etmemle beraber Kedi Müezza doğdu” ifadelerini kullanıyor ve kitabını şu sözlerle anlatıyor: “Peygamber Efendimiz’in (sav) kedisi Müezza ile adaş olan küçük kızın kedisi ailede el üstünde tutuluyor. Küçük kız kediye duyulan bu sevgi ve saygının kaynağını dinledikçe Peygamberimizin (sav) hayvan sevgisini de örneklerle öğreniyor. Çocukları hayvanları sevmeye ve korumaya teşvik etmesi açısından önemli olan kitap, yeryüzünde yaratılan tüm canlılara nasıl bakılması gerektiğini de gösteriyor.” Kitabı okuduktan sonra yolda karşılaştıkları kedilerin oğluna Müezza’yı hatırlattığını söyleyen Altun, “Müezza’yı hatırlayınca Peygamber Efendimiz’in hayvanlara karşı olan merhametini hatırlıyor. Böyle böyle O’nun gibi (sav) bir karaktere sahip olabilme fikri bile beni mutlu ediyor, heyecanlandırıyor” diyor.

Korkut Emre’nin kaleme aldığı “Güzel Sözler Koleksiyoncusu” ise Peygamber Efendimiz’in (sav) “Güzel söz sadakadır” hadisinden yola çıkılarak kurgulanan bir hikâye. Emre, kitabı yazma kararının çocuklara yönelik bir hikâye anlatma arzusu ve günlük hayatta gözlemlediği güzellikleri paylaşma isteğiyle ortaya çıktığını söylüyor. Bu konuda Peygamber Efendimiz’in (sav) yaşantısına başvurduğunu ifade eden Emre, “O’nun hayatı bize yol göstersin istedim. Kitap aslında O’nun, ‘Güzel söz sadakadır’ hadisinden yola çıkarak şekillendi. Hepimiz günlük yaşamın koşturmacasında birbirimize nazik olmayı, güzel ilişkiler kurmayı ihmal edebiliyoruz. Bu kitapla birlikte insan ilişkilerini, sevgiyi ve pozitif etkileşimleri vurgulamak istedim. Yazma sürecine başlamadan önce, çevremdeki güzel anıları ve duygusal bağları düşündüm. Bazen geçmişe; çocukluğuma indim. Annemle birlikte dışarı çıktığımızda, annemin bir kedinin başını okşamasını, ona verdiği değeri bugün bile hatırlayabiliyorum. Bunun gibi örneklerin hafızamda yer etmiş olması, kurulan bağların, ‘güzel sözlerin’ bir çocuk için ne kadar değerli olduğunu gösteriyor aslında” şeklinde dile getiriyor. Emre, Güzel Sözler Koleksiyoncusu kitabının temelde paylaşımın, sevginin ve olumlu etkileşimlerin değerini vurguladığını ifade ediyor.

Yirmi senedir çocuklarla en sevilen oyunları buluşturan Zorlu Çocuk Tiyatrosu, “Bir Hayal Bir Oyun” yarışmasının 2020 yılı kazananı Elif Sude Dobra’nın kaleme aldığı ‘Acayip Teknolojik Masallar’ hikayesinden sahneye uyarlanan Kusursuz Dünya Müzikali’yle bu sene de her yaştan izleyiciyle buluşuyor. Başrolünde Pınar Altuğ Atacan, Yağmur Topçu ve Yarkın Ünsal yer aldığı, oyun 28 Ocak’ta Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi’nde.

Kusursuz Dünya Müzikali’nde Kiraz, kendini “Kusursuz Dünya” bilgisayar oyununa kaptırmış bir çocuktur. Tek isteği tüm bölümleri geçip yenilmez komutan Torumar’ın baş askeri olmaktır. Annesi; Nejla ile babası; Cemal çözüm olarak bilgisayarı, tableti ve telefonu yasaklar. Ancak Kusursuz Dünya, Kiraz’ı bırakmaz. Kusursuz Dünya’nın Yenilmez Komutanı Torumar, Kiraz’a hayır diyemeyeceği bir teklif sunar. Onu sanal dünyanın sonsuzluğuna davet eder ve Pinokyo eşliğinde bir maceraya çıkarır. Hansel ile Gratel, Kırmızı Başlıklı Kız, gibi birçok masalın içine dahil olan Kiraz, sonunda Torumar’ın baş askeri olabilecek midir? Kusursuz Dünya Müzikali sizi gerçek, sanal ve masal arasında bir yolculuğa çıkarıyor. Biletler, passo.com.tr’de satışta!

Borusan Contemporary, çocuklar için farklı yaş gruplarına özel eğlenceli ve öğretici atölyelerine devam ediyor. Bugün saat 13.00’te 8-12 yaş grubuna yönelik düzenlenecek Hareket Halinde atölyesi, Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’ndan derlenmiş bir seçkiden oluşan “Dijital Mitolojiler” sergi turuyla başlayacak. Atölyede sergide yer alan video çalışmaları incelenecek. Atölyenin üretim aşamasında ise ‘‘hareketli imaj’’ ve ‘‘durağan imaj’’ kavramlarından yola çıkarak her çocuk, kendisine verilen kutu içerisinde dönerek hareket eden sinema perdesini oluşturacak ve kendi yaratıcı eserini üretecek.

23 Aralık Cumartesi günü saat 11.00’da 5-7 yaş grubuna yönelik düzenlenecek Perili Köşkten Boğaz Peyzajları atölyesi, “Dijital Mitolojiler” ve “Mat Collishaw: Aritmi” sergileri turu ile başlayacak. Bu gezi sırasında Perili Köşk’ün sekiz katında, küçük pencerelerden görünen İstanbul Boğazı’nın bir eskizi yapılacak. Bu eskizden yola çıkılarak eşsiz Boğaz manzarası asetat ve akriliklerle yeniden yorumlanacak.