34,6418
36,4841
2.924,25
Karadeniz’in kirliliğe karşı korunması amacıyla 1992’de imzalanan Bükreş Sözleşmesi’nin, aralarında Türkiye’nin de olduğu taraf ülkeleri, 1996’da aldıkları kararla 31 Ekim tarihini “Uluslararası Karadeniz Günü” ilan etti.
Birçok çevresel faktörün tehdit ettiği Karadeniz’de, iklim değişikliği ve kirlilikten kaynaklı, hidrojen sülfürün deniz dibinden yüzeye doğru çıkma tehlikesi bulunuyor. Denizde bulunan büyük hidrojen sülfür rezervinden, bilinen tüm yakıtlar içerisinde birim kütle başına en yüksek enerjiyi barındıran yeşil hidrojen elde etmek ve ekosistemin sağlığına katkıda bulunmak ise bazı bilim insanlarına göre mümkün.
Konuya ilişkin açıklamada bulunan Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Dinçer, “Periyodik tablonun ilk elementi olan hidrojen, en hafif, evrende serbest halde olmadan hemen hemen her şeyde en çok bulunan ve yüksek oranda yanıcı bir maddedir. Hidrojen sülfürü ise hidrojen ve kükürtten oluşan, renksiz, çürük yumurtaya benzer kokuya sahip, zehirli, yanıcı bir bileşiktir. Karadeniz’in derinlerindeki hidrojen sülfür, deniz yüzeyine giderek yaklaştı ve ilerleyen süreçte denizin tamamen hidrojen sülfüre dönüşme problemi bulunuyor” dedi.
Bir enerji türünün yeşil enerji olması için fosil yakıt kullanılmadan ve emisyon yaymadan üretilmesi gerektiğini, yeşil hidrojen elde etmede elektroliz, ısıl, katalitik ve fotokatalitik yöntemler bulunduğunu anlatan Dinçer, “Bu yöntemlerle hidrojen sülfür ayrıştırılarak hem hidrojen hem de sülfür elde etmek mümkün. Emisyon oluşturmayacak bu çalışmalar, Karadeniz’in sağlığı açısından önem taşıyor. Karadeniz’i rehabilite edeceksiniz, ekosistemi iyileştireceksiniz, biyoçeşitliliği artıracaksınız, bu bulunmaz bir imkan ve fırsat” diye konuştu.
Karadeniz’deki hidrojen sülfürden elde edilebilecek yeşil hidrojen ve sülfür miktarlarına ilişkin bilgi veren Dinçer, “Bir hesap yaptık, elektroliz yöntemlerle ayrıştırırsak 270 milyon ton yeşil hidrojen, 4,3 milyar ton sülfür elde etme potansiyeli var. Dünyanın şu anda hidrojen tüketimi 118 milyon ton, sülfür tüketimi ise 85-90 milyon ton. Yani Karadeniz, dünyanın neredeyse 50 yıllık sülfür ihtiyacını karşılayabilecek durumda” ifadelerinde bulundu.
“Daha az enerji harcamamızı gerektiriyor”
Karadeniz’deki 4,5 milyar tonluk hidrojen sülfür rezervi olduğunu ve bu rezervden elde edilebilecek yeşil hidrojenin büyük bir değer yaratacağını vurgulayan Gazi Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Sözen de “Hidrojen sülfürden elde edilen yeşil hidrojeni, sudan elde edilen yeşil hidrojenle karıştırmamak gerekiyor.
Sudan 1 mol hidrojen üretmek için 66 vatsaatlik enerji harcarken, hidrojen sülfürden hidrojen üretmek için 20 vatsaatlik bir enerji harcıyoruz. Suya göre hidrojen sülfürden hidrojen elde etmek için daha az enerjiye ihtiyaç duyuluyor. Saatte 100 kilogram hidrojen sülfür işlediğinizde 5,8 kilogram hidrojen üretebiliyorsunuz, bunun içinde de gerekli enerji miktarı 75 kilovatsaat. Karadeniz’deki potansiyelden hidrojen üretebilirseniz bu enerji, 851 milyon ton petrole, 766 milyon ton doğal gaza eş değer oluyor, büyük bir enerji kaynağı var” bilgisini verdi.
Açığa çıkan sülfürün depolanması lazım
Yeşil hidrojen üretiminin Karadeniz’in sağlığı için çok faydalı olacağını dile getiren Sözen, “Hidrojen sülfürlü alanlarda canlılar çok fazla yaşamıyor. Burada sadece sorun, hidrojen sülfürden hidrojeni aldıktan sonra açığa çıkan sülfürü de güvenli bir şekilde ayrıştırmak. Depolamak gerekir ve bu da sanayide yaygın şekilde kullanılabilir” diye konuştu.