CUMA HUTBESİ | 1 Eylül Cuma hutbesi yayınlandı! Cuma hutbesinin konusu ne? Diyanet…

0

BEĞENDİM

0

CUMA HUTBESİ KONUSU – Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 1 Eylül Cuma tarihli hutbesi resmi internet sitesinden yayınlanarak erişime açıldı. Cuma namazına gidecek olan vatandaşlar, arama motorlarında “Cuma hutbesinin konusu ne?” ve “1 Eylül Cuma hutbesi konusu” gibi cümleleri araştırıyor. Pekala, 1 Eylül Cuma hutbesinin konusu ne? İşte ” Sakın İncitme Bir Cânı” başlığıyla yayımlanan Cuma hutbesinin ayrıntıları…

SAKIN İNCİTME BİR CANI

Muhterem Müslümanlar!

Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in müezzini olma erdemine nail olmuş Bilâl-i Habeşî (r.a) ile sahabenin önde gelenlerinden Ebû Zer (r.a) bir seferinde tartışmışlardı. Ebû Zer (r.a), bu tartışma esnasında Hz. Bilâl’e “Siyah bayanın oğlu” demişti. Yaşanan bu hadiseden haberdâr olan Allah Resûlü (s.a.s), Ebû Zer’i şöyle uyardı: “Ebû Zer! Annesinin siyahi olmasından ötürü Bilâl’i küçümsüyor ve ayıplıyor musun? Demek ki sen, kendisinde hâlâ cahiliye izleri olan bir kimsesin.”

Aziz Müminler!

Yüce dinimiz İslam’a nazaran lisanı, ırkı, rengi, cinsiyeti, mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun her insan kıymetlidir, hürmete layıktır. İnsan, eşref-i mahlûkattır; haysiyetine yakışır bir biçimde yaşamayı hak etmektedir. Her insanın canı, malı ve onuru saygındır, dokunulmazdır. Takvamız yani Rabbimize karşı gelmekten sakınmamız, buyruklarına itaat edip O’nun hoşnutluğunu kazanmamız dışında birbirimize üstünlüğümüz yoktur. Gerçekten hutbeme başlarken okuduğum ayet-i kerimede Cenâb-ı Hak bu hakikati bizlere şöyle haber vermektedir: “Ey insanlar! Kuşku yok ki, biz sizi bir erkek ve bir bayandan yarattık ve birbirinizle tanışasınız diye sizi uzunluklara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en kıymetli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Elbet Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdâr olandır.” Hutbeme başlarken okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) tüm insanlara şöyle seslenmektedir: “Ey insanlar! Dikkat edin; Rabbiniz birdir, atanız da birdir. Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap’a; beyazın siyaha, siyahın beyaza takva dışında bir üstünlüğü yoktur.”

Kıymetli Müslümanlar!

Bizler, insanların ayaklarına dolanan bir taşı bulunduğu yerden kaldırmayı imanın modülü gören İslam medeniyetinin temsilcileriyiz. İnsanların onur ve haysiyetini ayaklar altına alacak tavır ve davranışlar bize asla yakışmaz. Bizler, merhameti, adaleti, sevgiyi, saygıyı ve birlikte yaşama ahlakını dünyaya hâkim kılmış aziz bir milletin evlatlarıyız. Ayrıştırmak, ötekileştirmek, dışlamak, hor görüp ayıplamak hayatımızın hiçbir alanında yer bulamaz. Bizler, nebevi ahlakı kuşanan Anadolu irfanının temsilcileriyiz. Rabbimizin nazargâhı olan bir kalbi kırmak, bir gönlü incitmek, Müslüman kimliğimizle asla uyuşmaz. Cenâb-ı Hak Kur’an’da beş kez وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ اُخْرٰىۚ“Hiçbir günahkâr bir oburunun günahını yüklenmez.” buyurmaktadır. Kur’an-ı Kerim’i kendisine rehber edinen bir mümin, kabahatin kişiselliği unsurunu unutmaz. Aile, etnik köken, inanç ve mezhep üzere aidiyetleri kötülük işleyenle bir tutmaz. İşlenilen hatası genelleştirerek hiçbir saf cana kıymaz.

Değerli Müminler!

Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz (s.a.s) bizleri şöyle uyarmaktadır: لاَ تَحَاسَدُوا ، وَلاَ تَدَابَرُوا ، وَلاَ تَبَاغَضُوا ، وَكُونُوا عِبَادَ اللّٰهِ إِخْوَانًا“Birbirinize haset etmeyin. Birbirinize sırtınızı dönmeyin. Birbirinize kin ve nefret beslemeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun!” O halde birbirimizin hak ve hukukuna hürmet gösterelim. Farklılıklarımızı en büyük zenginliğimiz bilelim. Ülfet ve muhabbet bağıyla birbirimize bağlanalım. اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ فَاَصْلِحُوا بَيْنَ اَخَوَيْكُمْ“Müminler fakat kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin ortasını düzeltin.” ayetinde buyrulduğu üzere yıkıcı değil, yapan olalım. Ayrıştırıcı değil, birleştirici olalım. “Sakın incitme bir cânı, yıkarsın arş-ı Rahmân’ı” hassasiyetiyle her beşere, canlı cansız tüm mahlûkata sevgi ve şefkatle muamele edelim. Birlik ve beraberliğimizi, toplumsal barış ve huzurumuzu zedeleyecek her türlü kelam, tavır ve davranışla topyekün çaba edelim. Unutmayalım ki, birlik, beraberlik ve kardeşliğimizi koruduğumuz surece aşamayacağımız hiçbir pürüz, üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir badire yoktur.