35,6446
37,1087
3.149,73
2024 senesi hem küresel olarak hem de Türkiye için kayıtlara geçen en sıcak yıl oldu. Dünya Meteoroloji Örgütü, 2015-2024 döneminin ‘en sıcak 10 yıl’ olduğunu açıkladı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü ise 2024’ün Türkiye için de ‘en sıcak yıl’ olduğunu duyurdu.
Küresel sıcaklıklar ilk defa sanayi öncesi ortalamanın yaklaşık 1,55 derece üzerinde kaydedildi. Küresel sıcaklıkları artıran El Niño etkisi 2023 yılı ortasında başladığında, iklim bilimciler bunun rekor sıcaklıklar anlamına geleceğini tahmin ediyordu. Ancak 2024 yılında kaydedilen sıcaklıklar, bütün öngörüleri geride bıraktı.
Türkiye’nin iklim değişiklikliğinden daha fazla etkilendiği bilinen Akdeniz Bölgesi’nde yer aldığına dikkat çeken İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi İklim Bilimi ve Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barış Önol, “En kötümser iklim değişikliği senaryosuna doğru ilerliyor olabiliriz. Bu sene Akdeniz Bölgesi’nde sıcaklıklar, normallerin üç derece üzerindeydi. Bu çok yüksek bir fark. Örneğin son buzul devrindeki küresel sıcaklık ortalaması 1850’lere kıyasla üç derece düşüktü. Özellikle batı bölgeleri büyük risk altında. Hem iklimsel hem de meteorolojik olarak gerekli hazırlıkların yapılması şart” dedi.
Detaylı hazırlık gerekiyor
“La Niña etkisi bitip El Niño etkisi başladığında, yani doğal değişkenlikle Pasifik’teki deniz suyu sıcaklıkları artarak ciddi seviyelere ulaştığında, bunun küresel olarak sıcaklıkları artıracağını ve rekor sıcaklıklar anlamına geleceğini biliyorduk,’’ diyen Önol, buna rağmen karşıya kalınan tablonun tüm öngörüleri aştığını vurguladı.
Dünyanın dört bir yanındaki bilim insanlarının, neler olup bittiğini anlamaya çalıştığını aktaran Önol, “En kötümser iklim değişikliği senaryosunun da en üst sınırına yakın bir gelecekle karşı karşıya olabiliriz. Sıcak hava dalgaları veya aşırı yağışlar gibi ekstrem hava olaylarını engelleme şansımız yok. Bu etkileri nasıl daha az zararla atlatabileceğimize dair çalışmalar yapmamız lazım. Yapılması gereken hazırlıklar; aşırı yağışlar, aşırı sıcaklık, uzun dönemli kuraklık gibi aşırı hava olaylarına çok daha detaylı bir şekilde hazırlanmayı da içeriyor” diye konuştu
Deniz suyu kış mevsiminde bile çok sıcak
Atlantik Okyanusu’nda, Japonya’nın kuzeydoğusunda deniz suyu sıcaklıklarının, normallerin 4-5 derece üzerinde olduğunu belirten Önol, “Bu değerler, özellikle kış mevsiminde, oldukça anormal. Türkiye’de aynı hat üzerinde Akdeniz ve Karadeniz var; her ikisi de normallerin üzerinde sıcak. Pasifik Okyanusu’na devam edecek olursak, orası da daha sıcak. Dolayısıyla bütün deniz suyu sıcaklıklarında ciddi bir artış var ve bu tabii ki küresel sıcaklık ortalamalarını da artırıyor” dedi.
Deniz ısındıkça şiddetli hava olayları artıyor
Deniz suyu sıcaklıklarındaki artışın şiddetli hava olaylarını da etkilediğini söyleyen İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi İklim Bilimi ve Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barış Önol, “Sıcaklıkların artmasıyla birlikte atmosferdeki nem de yükseliyor. Daha fazla nem, daha fazla aşırı yağış anlamına geliyor.
İspanya’daki gibi dünyanın çeşitli yerlerinde seller yaşanıyor. Deniz suyu sıcaklıkları oldukça önemli çünkü deniz suyu, ani ısınıp ani soğumaz. Yavaş soğur ve yavaş ısınır. Dolayısıyla deniz suyunun şu an hala sıcak olması, bu yüksek sıcaklıkları yaşamaya devam edeceğimiz anlamına geliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Hem iklimsel hem meteorolojik hazırlıklar yapılmalı
“Geçtiğimiz sene temmuz ayında ciddi bir sıcak hava dalgasının etkisine gireceğimize dair sosyal medyada önceden bir uyarıda bulunmuştum” diyen İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi İklim Bilimi ve Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barış Önol şöyle devam etti: “İklim sıcak hava dalgası sırasında, İzmir’de Covid’den beri en çok ölüm yaşanan gün gerçekleşti. Bu durumun sıcak hava dalgasıyla ilgili olduğu çok açık. Kısacası yalnızca iklimsel olarak değil, meteorolojik olarak da hazırlıklarımızı yapmıyoruz. Aşırı yağış, aşırı sıcaklık, uzun dönem kuraklık gibi aşırı hava olaylarının, her sektör için çok daha güvenli ve ayrıntılı şekilde yapılması gerekiyor.’’