35,6256
37,1476
3.151,62
İstanbul’da 2014 yılında İbrahim Ethem Ceyhun Ülker’e kalp damarlarında yüzde 85-90 oranında tıkanıklık tespit edilmesinin ardından bypass ameliyatı olması gerektiği söylendi.
Ülker, 2016 yılında iç hastalıkları ve kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Canan Karatay’a başvurdu. Hastaya ameliyata gerek olmadığını şeker hastası olduğunu söyleyen Karatay, tüm ilaçları bırakarak ‘bol tuz’ tüketmesini önerdi. Canan Karatay’ın tedavi önerisinin ardından, böbrek yetmezliği tanısı konularak böbrek nakli olmak zorunda kalan İbrahim Ethem Ceyhun Ülker’e daha sonra da kanser teşhisi konuldu.
8 Kasım 2024 tarihine kadar kanser tedavisi gören Ülker, hayatını kaybetti. Böbrek yetmezliği tanısı konulduğu sürede İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği dilekçede, Prof. Dr. Canan Karatay ve o dönem çalıştığı hastaneden suç duyurusunda bulundu.
Ünlü Profesör Karatay hakkında ‘meslekten men’ suçlamasıyla dava açıldı. Duruşma Anadolu 4. Tüketici Mahkemesi’nde görüldü. Ön inceleme duruşmasında davalı Canan Karatay ve taraf avukatları hazır bulundu.
‘ALKOL VE SİGARA KULLANIYORDU’
Duruşmada savunma yapan Canan Karatay, “Ben hastayı ilk kez 2016 yılında gördüm, 3-4 sene takip ettim. Muayene sırasında ve devamında hasta çok iyi oldu ve daha sonra geldi bana teşekkür etti. 2020 yılından sonra 4 yıl hastayı ben hiç görmedim, ben 4 yıldır görmediğim bir hasta yüzünden suçlanıyorum. Hasta şeker hastası olduğu için tansiyonu yüksektir, vücudu tuzsuz olduğu için de tansiyonu yüksekti, alkol ve sigara kullanıyordu. Bu da davacıların miras bırakanının sağlığını olumsuz yönde etkiliyordu. Hastaya diyabet beslenme listesi verildi ve Karatay diyet uygulanması önerildi. Alkol ve aşırı meyve kullanımının bırakılması önerildi. Hastaya 2016 yılına kadar şeker hastası olduğu söylenmemiş ancak 2005 teki kayıtlarında ürik asit yüksekliği vardı. Benim önerim ve tedavilerim sonucu ürik asit düşmeye başlamıştır. Kalbinde çarpıntı vardı, benim önerilerim ve tedavilerim sayesinde değerleri düzeldi. Diğer birçok risk faktörleri de benim tedavi ve önerilerim sayesinde düzelmiştir. Ben televizyonlardaki haberlerde gördüğüm kadarıyla ölüm sebebinin kanamadan olduğunu öğrendim. Ülkede tuz yürüyüşü, kırmızı et yürüyüşü ve yumurta yürüyüşü başlattım, avukatımın beyanlarına katılıyorumö dedi.
‘HASTANENİN HATASI BULUNMAMAKTADIR’
Davalı hastane avukatı, “Müvekkil hastanenin organizasyon hatası bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde belirtildiği üzere birçok hekim müteveffaya bypass ameliyatı olması yönünde öneride bulunmasına rağmen müteveffa diğer davalının yaşam tarzına yönelik tavsiye niteliğindeki öneri ve görüşlerine uymayı tercih etmiştir. Tanı ve teşhisi koyan diğer davalı değildir, davanın reddine karar verilmesini talep ederiz” dedi.
‘BİLİMSEL YÖNTEMLERDEN UZAKTIR’
Müşteki vekilleri, “Öncelikle hastane ve hekim bir bütün olarak ele alınır. Davalının bahsettiği yöntemler bilimsel yöntemlerden uzaktır, ayrıca davalı doktor cevap dilekçesinde beyan ettiği üzere modern tıp yöntemleri kısıtlanarak hastayı bir bütün olarak ele aldığını beyan etmiştir. Ayrıca müvekkilim de alkolik değildir, alkol kullandığına ilişkin bir tespit yoktur, buna ilişkin bir tedavide uygulanmamıştır. Dosyayı adli tıpa gönderilmesini talep ediyoruz” dedi.
‘TUZ YÜRÜYÜŞÜ ÇOK MEŞHURDUR’
Duruşma sonrası konuşan Canan Karatay, “Gandhiyi hatırlattım. Tuz yürüyüşü çok meşhurdur, sömürgeye karşıdır. Bende kendimi, halkımın tuzlanması gerekiyor. Yani tuz dediğimiz 84 mineral olursa kafa çalışır yoksa kafa çalışmaz bende onu söylüyorum. Bende tuz yürüyüşüne başladım efendim. Gandhi gibi. Halkım için çocuklarımız ve gençlerimizin geleceği için. 82 yaşındayım, 64 yıldır hekimin. Neler döndüğünü çok iyi biliyorum. Benim yaşadıklarımın hiçbirini bu genç hekimler bilmez, genç hakimlerde bilemez” şeklinde konuştu.
DURUŞMA ERTELENDİ
Mahkeme Hakimi, eksik hususların giderilmesi için duruşmayı 25 Nisan 2025 tarihine erteledi.