35,4533
36,4902
3.064,54
Uzmanlar, bunamanın evdeki sıcaklıkla ilişkisi olduğunu ortaya çıkardı. Soğuk havanın demansı tetiklediğini ifade eden uzmanlar ideal ev sıcaklığını açıkladı.
Harvard araştırmacıları, 65 yaş üstü onlarca kişiyi bir yıl boyunca takip ettikten sonra beyin sağlığını korumak için 20 ila 24 derece (68 ila 75 derece Fahrenheit) arasındaki sıcaklığın en iyi sıcaklık olduğunu buldu.
Bu aralığın dışındaki sıcaklı ayarı, her iki yönde 7 derecelik değişiminde dikkat güçlüğü yaşama olasılığı iki katına çıkıyor. Evleri ideal aralıkta olan özellikle yaşlıların evleri, daha sıcak ya da daha soğuk olanlara kıyasla konsantrasyon güçlüğü yaşadıklarını bildirme olasılıklarının daha düşük olduğunu söylediler.
İklim koşulları bilişsel yeteneklere zarar veriyor
Sonuçların iklimin değişmesiyle birlikte daha da anlamlı hale gelebileceğini söyleyen araştırmacılar, “Sonuçlarımız, mevcut iklim koşullarında bile yaşlı yetişkinlerin önemli bir kısmının bilişsel yeteneklerine zarar veren iç mekan sıcaklıklarıyla karşılaştığını gösteriyor” diye konuştu.
İklim değişikliğine de değinen araştırmacılar, özellikle düşük gelirli ve yeterince hizmet alamayan yaşlı yetişkinler için bu sorundan dolayı daha kötüleşebileceğini vurguladı. Bundan dolayı bu sağlık ve konut alanında özellikle savunmasız nüfusun olduğu yerlerde iklim dayanıklılığı oluşturmanın da önemli olacağını aktardılar.
Soğuk ev damarları daraltıyor
Bilim insanları, soğuk bir evde düşük sıcaklıkların kan damarlarının daralmasına neden olduğunu belirtti. Bunun da beyne giden kan akışını sınırladığını vurguladı.
Daha soğuk sıcaklıklar ayrıca vücut hücrelerinin sıcaklığını korumaya çalışırken daha fazla çalışmasına neden olabilir. Zamanla hücreler daha az verimli hale gelir bu da beyin hücreleri için daha az enerji olduğu anlamına gelir. Ekip, sıcak evlerde sıcaklığın aşırı terlemeye ve susuzluğa yol açabileceğini bunun da beyne zarar verebileceğini ve dolayısıyla bunama riskini artırabileceğini belirtiyor.
Diğer uzmanlar ise sıcak bir evin uykuyu da bozabileceğini öne sürüyor. Kötü uykunun demans için önemli bir risk faktörü olduğu iddia ediyor. Fakat, araştırmacılar, çalışmanın gözlemsel olduğunu ve ev sıcaklığındaki değişimlerin bilişsel gerilemeye doğrudan neden olup olmadığını kesin olarak kanıtlayamadığını kabul ettiler.
Araştırmanın bir diğer sınırlılığı ise bilişsel gerilemenin katılımcılar tarafından kendi kendine bildirilmiş olması ya da araştırmacılara söylenmiş olması.
47 yetişkin takip edildi
Harvard Üniversitesi Hinda ve Arthur Marcus Yaşlanma Araştırmaları Enstitüsü’nden araştırmacılar, çalışma kapsamında Massachusetts eyaletinin Boston kentinde 47 yetişkini takip etti. Her birinin, bir yıl boyunca ev sıcaklığını izlemek için evlerinde en çok zaman geçirdikleri odaya bir sensor yerleştirildi. Katılımcılardan ayrıca haftada birkaç kez konsantrasyon güçlüğü çekip çekmediklerine ilişkin anketleri doldurmaları da istendi.
Çalışmaya katılan yetişkinlerin ortalama yaşı 79’du ve büyük çoğunluğu yani yüzde 80’ı kadındı. Kadınlarda demans görülme riskinin de daha fazla olduğu aktarıldı.
Yaklaşık 3 yıl süren araştırmada, çıkan bulgulara göre, uykunun yaşlı yetişkinler için en verimli olduğu ve bunamayı önlemede önemli bir faktör olduğu ortaya çıktı. Ayrıca sıcaklıklar 68 ila 25 derece Fahrenheit arasındaydı.
Yakın zamanda her iki kişiden biri bunayacak
Beyin sağlığı uzmanı Dr. Amir Baniassadi, “Bulgularımız, iç mekan sıcaklığı gibi çevresel faktörlerin yaşlanan popülasyonlarda bilişsel sağlığı nasıl etkilediğinin önemini vurguluyor. Bu araştırma, yaşlı yetişkinler için iklim dayanıklılığını önceliklendiren kamu sağlığı müdahalelerine ve konut politikalarına olan ihtiyacı vurgulamaktadır. Küresel sıcaklıklar arttıkça, bilişsel iyilik hallerini korumak için sıcaklık kontrollü ortamlara erişimin sağlanması hayati önem taşıyacak” diye konuştu.
Her yıl yaklaşık 514.000 kişiye demans teşhisi konular ABD’de araştırmacılar, Amerika’nın giderek yaşlanan nüfusu nedeniyle bu sayının 2060 yılına kadar yılda 1 milyon kişiye çıkabileceğini tahmin ediyor.
Yakın zamanda yapılan bir araştırma da ise bunun her iki Amerikalıdan birinin hayatının bir noktasında bunama hastalığına yakalanması anlamına geldiğini ortaya koydu.