35,1576
36,6222
2.981,73
(ANKARA) – Ankara Tabip Odası (ATO) ve 14 sağlık meslek örgütü Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği’ne karşı Ankara İl Sağlık Müdürlüğü önünde eylem yaptı. Yapılan açıklamada, “Haksızlığınıza, hukuksuzluğunuza asla boyun eğmiyoruz. Mesleki onurumuzu hiçe saymanıza, mesleki görevlerimizi tanımlamayarak her yeni günde belirsizlik ve kaygı ile başlamamıza sebep olmanıza rağmen vazgeçmiyoruz” denildi.
Aralarında; Ankara Tabip Odası (ATO) Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF), Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Ankara Aile Hekimleri Derneği (ANKAHED), Aile Sağlığı Çalışanları Ebe ve Hemşire Dernekleri Federasyonu (ASEF) ve Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası’nın (DEV SAĞLIK-İŞ) da olduğu 14 sağlık meslek örgütü, yeni Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği’ne karşı Ankara İl Sağlık Müdürlüğü önünde ortak basın açıklaması yaptı. Ortak açıklamayı Aile Sağlığı Çalışanları Ebe ve Hemşire Dernekleri Federasyonu ASEF’ten Canan Şahin okudu. Şahin, şunları söyledi:
“Aile sağlığı ebe-hemşirelerinin mali kayıplarının en büyük sebebi olan 5258 Sayılı Aile Hekimliği Kanun’da yer alan Aile Sağlığı Çalışanı Sözleşmeli Tavan Ücreti’nin 1.5 katından 3 katına şeklinde güncellenmesi elzemdir. Aksi taktirde hak edişlerimiz tavana takılmakta ve emeğimizin karşılığını almamız mümkün olmamaktadır.
Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği’nde görevlendirmelerde yüzde 25 ibaresinin yüzde 50 olarak iyileştirilmesi yine tavan kat sayısı 1.5 olduğunda tavana takılmakta ve pozitif gibi görülen değişiklik de askıda kalmaktadır.
Görev yetki ve sorumluluklarımız dışında kalan işlerden yüzde 0.5 – 4 arasında değişen oranlarla teşvik ödemesi kabul edilebilir durum değildir. Kamuya pozitif bir gelişme olarak duyurulan aile hekimliği tavan nüfuslarının 3 bin 500’e düşürülmesi, kişi katsayı oranlarının değiştirilmemesi sebebiyle bizleri hak kaybına uğratmaktadır.
Entegre Aile Hekimliği Çalışanları kendi hak edişini eksizsiz alabilmek için ihtiyaç olmadığı halde nöbet tutmaya zorlanmakta, nöbet izni kullandırılmamakta ve nöbet ertesi mesaiye devam etmeye zorlanmaktadır. Aksi halde yine ücret kesintisine maruz kalmaktadırlar. Yaşanan aşı tedariki ve lojistik sorunların faturasının performans sistemiyle ebe ve hemşirelere kesilmesi hakkaniyetli değildir. Olmayan aşılar, reddedilen aşılar, sorumluluk yüklenmeyen aileler yüzünden sahada emek veren insanların hak edişinden kesinti yapmak ne insani ne de ahlaki normlara uymamaktadır.
“İş güvencemiz olmadan çalışmak istemiyoruz”
Beyaz reformun yaşanan sağlıkta şiddet olaylarının önlenmesinde bir etkisinin olmadığı apaçık ortadayken, can güvenliğimizin sağlanmadığı, hiçbir güvenlik önleminin alınmadığı ortamlarda çalışmak istemiyoruz. Şiddete uğramak korkusuyla birlikte, ‘zulüm yönetmeliğiyle’ getirilen sözleşme feshi tokadını sürekli ensemizde hissederek, iş güvencemiz olmadan çalışmak istemiyoruz.
“Bu gemi yürümez”
Profesyonel bir meslek olan ebe ve hemşirelerin adının bile anılmadığı sistemde ‘eleman’ ya da ‘çalışan’ denilerek küçümsenmeyi reddediyoruz. Bakanlığımızın, varlığımızdan şüphe ettirecek kadar bizi yok saymasını kabul etmiyoruz. Haksızlığınıza, hukuksuzluğunuza asla boyun eğmiyoruz. Mesleki onurumuzu hiçe saymanıza, mesleki görevlerimizi tanımlamayarak her yeni günde belirsizlik ve kaygı ile başlamamıza sebep olmanıza, pür dikkat çalışmamız gerekirken emeğimizi işimize değil kaygılara boğmanıza, her felakette aklınıza gelen ilk birimler olmamıza rağmen iş mali hesaplara gelince aklınızın kırıntısında bile olamamıza rağmen vazgeçmiyoruz.
Kendi görev tanımımız dışında kalan ve yapılması mümkün olmayan işlerin faturasının bizlere kesilmesi alenen kölelik sistemi kurmak istemeniz köle olarak da bizleri seçmenizdendir. Bu gemi yürümez.”