35,1166
36,5340
2.964,43
Geçen cumartesi gününden aklımda kalan tek kare var…
Uzun yıllarca da kalacak sanırım.
Gazeteci arkadaşım Özlem Gürses’i, iki kadın polis arasında elleri kelepçeli yürürken gösteren o video ve kare…
Dijital arşivime özenli yerleştirdim o fotoğraf karesini…
Tahmin ediyorum ilerde bugünün tarihi yazılırken bir bölüme girecek o kelepçe…
1990’larda Cumhurbaşkanı Demirel’den gelen telefon
Cumartesi günü o fotoğrafı gördüğümde 1990’lı yılların sonlarına döndüm.
O günlerde Türkiye’de bazı iş insanları gözaltına alınıyordu.
Polis bunları kelepçeleyip götürürken çekilen fotoğraflarını ve görüntülerini yayınlıyorduk.
İşte o günlerde Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel aradı ve aynen şunu söyledi:
“Bu insanların elleri kelepçeli fotoğraflarını yayınlıyorsunuz. Kelepçe halkın gözünde suçluluk sembolüdür.
Bu insanlar hakkında henüz ne iddianame ne de karar var. Polisin bu uygulamaları doğru değil. Siz de bunu meşrulaştırıyorsunuz…”
Demirel meşruiyetçi bir Cumhurbaşkanıydı.
O gün bana “Bu fotoğrafları yayınlamayın” demedi.
Sadece gördüğü bir yanlışlığı aktardı.
O günden sonra buna dikkat etmeye çalıştım.
Gazeteci Özlem Gürses, 20 Aralık’ta Ankara’da gözaltına alındı ve 21 Aralık’ta İstanbul’a getirildi
O kareye bakarken Özlem’i değil, yanındaki iki kadın polisi düşündüm
Özlem’i o iki kadın emniyet görevlisi arasında yürürken görünce, nedense ondan çok o iki görevliyi düşündüm.
Özlem’in gocunacak hiçbir şeyi yok.
Bugün bağımsız yeni medyanın en başarılı insanlarından biri.
Her gün beni şaşırtacak biçimde hayranlık uyandıracak bir haber programı yapıyor YouTube kanalında.
Yerel seçim gecesi Fatih Altaylı ile birlikte bütün klasik haber programlarını dümdüz eden bir yayıncılık yaptılar ve Türkiye medya tarihine geçtiler.
Ellerindeki kelepçe onun alnına nokta kadar leke izi bırakma gücüne sahip değil.
Ama yanında yürüyen iki kadın polis memurun görünce üzüldüm.
Onlar adına da üzüldüm, hepimiz adına da…
Çünkü sanki o kelepçe onların ellerine takılmış gibi bir ifade ile yürüyorlardı.
Denizlerin ve nehirlerin tanrısı Proteus
Proteus’un ellerine vurulan ilk kelepçe ve bugünkü kaç yaşında?
Kelepçe…
Sadece polis değil, insanlık tarihin de ilginç sembollerinden biridir.
Sözlük anlamı şöyle:
“Bir bireyin bileklerini birbirine yakın tutmak için tasarlanmış kısıtlama cihazlarına verilen isim.”
Ellerin kelepçelenmesi çok daha eskilere, hatta Yunan mitolojisine kadar gidiyor. Denizlerin ve nehirlerin tanrısı Proteus bazı şeyleri önceden bilme yeteneğine sahipti.
Bunu önlemek isteyenlere karşı kendini çeşitli biçimlere sokup kurtulma kabiliyeti vardı.
Onun bu kabiliyetini önlemek için yakalanıp, elleri kelepçelenmişti.
Tarihte bilinen ilk kelepçe üreticisi firma “Hiatt Handcuff Company’dir…
İlk patentli kelepçe 1866’da Orson C. Phelps tarafından yapıldı.
Bugün de kullanılan modern kelepçe 1912 yılında Georges Carney adında bir Amerikalı tarafından bulundu ve bir dünya standardı haline geldi.
Özlemin ellerine neden kelepçe takıldı?
Polis bir insanın eline niye kelepçe takar?
Yakaladığı kişinin kaçmaması için değil mi…
Özlem kaçacak mıydı?
Niye kaçsın ki…
Suçu ne?
Bazı iktidar yanlısı trol kafalılar gibi, “Silahlanıyoruz. Komşularımızın evlerini işaretliyoruz. Kafa kaldırmaya kalkarlarsa tepelerine bineceğiz” diyerek birini tehdit mi etti…
Atatürk Havalimanını bombalayıp yüzlerce insanı mı öldürdü…
Öyleyse niye…
Bunun cevabını beklerken geriye, 10 yıl önceye döndüreyim sizi…
Eskişehir merkezli 6 ilde “FETÖ” iddiasıyla düzenlenen 2015 tarihli operasyonda, Manisa’da gözaltına alınan kadınlar
Kasım 2015… Bir ‘bayanın’ eli kelepçeli fotoğrafı
Kasım 2015…
Polis, Manisa’da Gülen örgütüne karşı operasyonlar yapıyor.
O günlerde Manisa’da başörtülü bir kadın da FETÖ iddiasıyla yakalanıyor ve ellerine kelepçe takılarak götürülüyor.
Bu fotoğraflar sosyal medyada yayınlanmaya başladıktan sonra ne oldu biliyor musunuz?
Anlatayım da öğrenin…
Kelepçeli ‘bayan’ fotoğrafının yayınlandığı gece neler oldu?
(*) BİR: O gün Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık koltuğunda AKP’li Ahmet Davutoğlu oturuyordu.
AKP’li Başbakan Davutoğlu hemen o akşam başörtülü kadının ellerine kelepçe takanlar hakkında soruşturma başlattı.
(*) İKİ: Daha o gece Manisa Emniyet Müdürü Tayfur Erdal geçici olarak açığa alındı.
(*) ÜÇ: Daha o gece Manisa Valiliği şu açıklamayı yaptı:
“Hukuki süreçte suçluluğu sabit olmayan hiç kimsenin, hele de toplumda çok olumlu bir imajla algılanan başörtülü bayanların, şartları oluşmadan böyle bir işleme tabi tutulmaları her kademede üzüntüyle karşılanmıştır.”
Demek ki ‘başıörtülü bayana’ kelepçe takmak yanlışmış
Açıklamadaki anahtar kelimelere dikkat:
“Hukuki süreçte suçluluğu sabit olmayan…”
“Toplumda olumlu bir imajla algılanan başörtülü bayan…”
‘Başı açık kadının’ kelepçeli karesi üzerinden 72 saat geçti
Özlem Gürses’in eli kelepçeli fotoğrafının yayınlanmasının üzerinden 72 saat geçti…
Hadi bugün Başbakanlık makamı yok…
İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı bir soruşturma açtı mı
İstanbul Emniyet Müdürü geçici alarak açığa alındı mı…
İstanbul Valiliği böyle bir açıklama yaptı mı…
Demek ki söz konusu olan başı açık bir kadınsa, “Şartlar hukuki şartlar oluşmamışsa” bile kelepçe takmanın bir mahsuru yokmuş.
İstanbul Valisi Davut Gül’ün eşi Gülten Gül’ün bu konudaki görüşünü de merak ederdim…
10 yıl sonra başı açık bir kadın gazeteci neden kelepçelendi?
Manisa’daki FETÖ olayının üzerinden 10 yıl geçti…
Türk polis ve adalet sistemi mi daha geri gitti…
Özlem Gürses’in dil sürçmesi mi FETÖ iddialarından daha tehlikeliydi…
Yoksa bu ülkenin iktidarı, polisi, yargısı, başörtülü “bayanların” iffetli; başı açık “kadınların” ise iffetsiz olduğuna mı inanıyor…
Aradan 10 yıl geçti.
Bu 10 yıla bir 15 Temmuz darbe girişimi de girdi.
“Kelepçe” ve “onur” ilişkisi hala aynı mı yani gözünüzde…
Bu fotoğrafı önce başı açık o iki kadın polise anlatın
Öyle mi düşünüyorsunuz gerçekten…
Öyleyse Özlem Gürses’i elleri kelepçeli götürmek üzere niye başı açık iki görevli kadın polis memurunu görevlendirdiniz…
Hadi bizim gazeteci arkadaşlarımıza iyi gözle bakmıyorsunuz, o iki kadın görevlinizi korumak için bir açıklama yapsaydınız bari…
Fotoğrafta biraz sıkıntılı görünüyorlardı…
Başı açık iki kadın görevli olarak belki de 10 yıl önceki o “elleri kelepçeli onurlu bayan” olayını hatırlamışlardır.
Eminim onlar da bir açıklama bekliyordur İstanbul Valiliğinden…
Kızıl Goncalar kamera arkası: Cüneyd, Hasna, Sadi Hüdayi Güneş ve Müyesser konuştu! |