35,1924
36,7932
2.978,55
İki bin yılı aşkın süredir tıbbi faydalarıyla bilinen Avrupa ökse otu (Viscum album), geleneksel tıpta ağrı, iltihap, diyabet, düzensiz kalp atışları ve yüksek tansiyon gibi sorunları tedavi etmek için kullanılmıştır. Günümüzde de bazı bölgelerde bu geleneksel tedavi yöntemleri uygulanmaya devam ediyor.
Galway Üniversitesi Stokes Glikosiyens Profesörü Lokesh Joshi, “ökse otunun tıbbi gücü, içeriğinde bulunan proteinlere, özellikle lektinlere dayanıyor” diyor. Lektinler, hücreler arasındaki iletişimi desteklerken bağışıklık sistemini düzenlemekte önemli bir rol oynar. Ancak ökse otunun kanser araştırmalarında öne çıkmasının asıl sebebi, lektinlerin belirli kanser hücreleri üzerinde yarattığı etkidir.
Kanser biyolojisinde, galektin adı verilen bir lektin türü, çift yönlü bir etkiye sahiptir. İnsan vücudunda bağışıklık sistemini düzenlemek gibi yararlı görevleri olsa da, bazı galektinler kanser hücrelerinin büyümesini ve bağışıklık sisteminden kaçmasını destekler. Bu noktada ökse otu devreye giriyor: Bilim insanları, ökse otu özlerinin bağışıklık sistemini harekete geçirerek kanser hücrelerini tanımasını ve yok etmesini sağladığını keşfettiler.
Ökse otunun bir diğer önemli özelliği, kanser hücrelerini apoptoza (programlanmış hücre ölümü) yönlendirme kabiliyetidir. Kanser hücreleri genellikle bu mekanizmadan kaçar, bu da kontrolsüz büyümelerine yol açar. Ökse otu, sağlıklı hücrelere zarar vermeden kanser hücrelerini hedef alarak bu süreci başlatır.
Avrupa’da ökse otu özleri, neredeyse bir asırdır tamamlayıcı kanser tedavilerinde kullanılmaktadır. Özellikle immünoterapi gibi modern tedavi yöntemleriyle birlikte uygulanma potansiyeli, ökse otunu daha da cazip bir seçenek haline getiriyor. Bu birleşim, doğanın sunduğu şifayı modern tıbbın yenilikçi yaklaşımlarıyla birleştirerek kanserle mücadelede yeni umutlar doğurabilir.