35,0165
36,7602
2.981,72
New York Üniversitesi’nden Sophia Tintori liderliğindeki bir araştırma ekibi, Çernobil’in yasaklı bölgesinden Oschieus tipulae türü solucanlar topladı. Radyasyona maruz kalan bu solucanların genomları incelendiğinde, beklenen genetik mutasyonlara rastlanmadı.
Proceedings of the National Academy of Sciences adlı bilimsel dergide yayımlanan çalışmaya göre; araştırmacılar, 300’den fazla solucanı laboratuvar ortamında kültüre ederek 15 örneği genom dizilimi için seçti. Bu genomlar, Almanya, ABD, Filipinler, Mauritius ve Avustralya gibi farklı bölgelerden elde edilen aynı tür solucanların genomlarıyla karşılaştırıldı. Çernobil solucanlarının birbirine daha yakın genetik yapıda olduğu görülse de radyasyon kaynaklı DNA hasarı belirtileri bulunamadı.
Bilim insanları, büyük ölçekli kromozomal bozulma veya mutasyon oranının radyasyon seviyesiyle ilişkili olmadığını tespit etti. Solucanların soylarının DNA hasarına karşı dayanıklılık seviyeleri de radyasyona maruz kalma geçmişleriyle bağlantılı çıkmadı.
Tintori, bu keşfin kanser araştırmalarında önemli bir adım olabileceğini belirterek, “DNA hasarına daha dayanıklı olan solucan soyları üzerinde çalışarak, neden bazı bireylerin kanserojenlere daha duyarlı olduğunu anlayabiliriz” dedi.
Çernobil gibi yüksek radyasyonlu bir bölgede yaşayan solucanların dayanıklılığı, DNA onarım mekanizmaları üzerine yeni araştırmalar yapılmasına olanak sağlayabilir. Araştırmacılar, bu mekanizmaların insanlarda kanser riskini azaltmak için nasıl kullanılabileceğini incelemeyi planlıyor.
Araştırma, Çernobil felaketinin ardından bölgedeki ekosistemin nasıl evrildiğini anlamak açısından da kritik bir öneme sahip. Ancak bilim insanları, bu bulguların Çernobil’in güvenli bir yer olduğu anlamına gelmediğini, yalnızca bazı organizmaların olağanüstü adaptasyon yeteneği gösterdiğini vurguluyor.