34,8731
36,6868
3.040,52
Ahmet el-Şaraa (eski adıyla Muhammed el Colani) liderliğindeki Hayat Tahrir el-Şam (HTŞ), Suriye’de hızlıca kontrolü ele geçirerek hükümet binalarına yerleşti ve geçici bir yönetim kurdu.
Şaraa, Beşar Esad’ın devrilmesinin ardından yaptığı açıklamalarda, “Azınlık grupları koruyacağız, inançlarına saygı duyacağız” dedi. Ancak, HTŞ’nin İdlib’den getirdiği yöneticilerle hükümeti şekillendirmesi, süreçteki kapsayıcılık hakkında endişelere yol açtı.
Eski Halep siyasi danışmanı Zekeriya Malahifji, “Suriye toplumu çok çeşitli. Bu, kaygı verici bir gelişme” değerlendirmesini yaptı.
İSLAMİ SERBEST PİYASA?
Ahmed Şaraa’nın Sky News’le yaptığı söyleşide, İsrail’le savaşa girmek istemediklerinin ve Batı’nın korkmasına gerek olmadığını söyledi. Şaraa, “Halk savaştan yoruldu, tükendi. Dolayısıyla ülke yeni savaşa hazır değil ve yeni bir savaşa girmeyecek” dedi.
Geçici Ekonomi Bakanı Basil Abdülaziz başkanlığındaki geçici hükümet heyetiyle görüştükten sonra konuşan Şam Ticaret Odaları Başkanı Basil Hamvi, “Rekabete dayalı serbest piyasa sistemi olacak” dedi. Hamwi, “Odalara kayıt yaptıran herkes, belirli bir sistem dahilinde istediği malı pazara sokabilecek” sözü aldıklarını aktardı.
Bu malların İslami değerlere göre bir kısıtlama alıp almayacağı, hala merak konusu.
HTŞ yetkilileri, Şam’daki bürokrasiyi yeniden yapılandırmaya ve maaşları artırmaya öncelik verdiklerini açıkladı. Muhammed Gazal, “Bu devlet çökmüş durumda. İlk hedefimiz temel hizmetleri geri getirmek,” dedi. Ancak Gazal’ın “Bu ülke zengin. Rejim parayı çalıyordu” sözleri de dikkatlerden kaçmadı.
TERÖR ÖRGÜTÜ MÜ, HÜKÜMET Mİ?
HTŞ, ABD ve Türkiye dahil birçok ülke tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılıyor. Yeni başbakan olarak Muhammed el-Beşir atandı. Ancak anayasa yapım sürecine ilişkin detaylar belirsizliğini koruyor.
Şaraa, Teknokratlardan oluşan bir hükümet kuracağını yineledi. Grubunun yaptığı açıklamaya göre mevcut geçiş hükümeti Mart 2025’e kadar görev yapacak.
Pentagon Çarşamba günü yaptığı açıklamada, ABD’nin isyancı liderin potansiyel kimyasal silah alanlarının güvenliğini sağlama konusundaki yorumlarını memnuniyetle karşıladığını ancak ne gibi adımlar atılacağını görmek için bekleyeceğini söyledi.
HTŞ’nin yönetimdeki baskın rolü, otoriter bir yapının ortaya çıkabileceği endişesini doğuruyor. Carnegie Orta Doğu Merkezi’nden Yezid Sayigh, “HTŞ’nin bu süreci kontrol altına alma çabası, risk taşıyor. Ancak Suriye’nin çeşitliliği, tek bir grubun hakimiyetini zorlaştırır,” dedi.
Her ne kadar HTŞ, liberal ve demokratik bir çizgiyi savunuyormuş gibi görünse de, Şaraa’nın bazı açıklamaları dikkat çekiyor. Şaraa, daha önce Suriye’nin Taliban yönetimindeki Afganistan gibi olmasını istediği söylemişti. Şeriatın hüküm sürdüğü Afganistan’da, kızların okula gitmesi yasaklandı.
Sosyal medyada ise bazı Suriye vatandaşları, HTŞ milislerinin kendilerini “kıyafetleri ve davranışları” konusunda uyarmaya başladıklarını ifade etti. Bu yorumlar henüz teyit edilebilmiş değil. Ancak, HTŞ militanlarının teslim olan Suriye Rejimi askerlerini infaz ettiği görüntüler, daha büyük soruları akla getirdi.
POLİS YETERLİ GELMİYOR
Polisler ve yöneticiler İdlib’den Şam’a taşınırken, şehirde güvenlik güçlerinin yetersiz olduğu bildirildi. HTŞ, diğer silahlı gruplarla olası çatışmaları önlemek için çalıştığını belirtti. Ancak sınır bölgelerinde silahlı grupların varlığı, istikrarı tehdit etmeye devam ediyor.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, geçiş sürecinin “kapsayıcı ve mezhepçi olmayan bir yönetim” ile sonuçlanması gerektiğini vurguladı. Blinken, HTŞ’nin liderlik iddialarını sınırlı tutması gerektiğini belirtti. ABD, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararını geçiş sürecinde rehber olarak görüyor.