35,1890
36,6977
2.971,28
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Bundan böyle yargı hiç kimsenin arka bahçesi olmayacak. Yargı milletin yargısı olmaya devam edecek.” dedi.
Bakan Tunç, TBMM Genel Kurulunda, Adalet Bakanlığının 2025 yılı bütçesine ilişkin sunum yaptı.
Türkiye’nin “Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde çok geri sıralarda olduğu” iddialarının gündeme getirildiğini anımsatan Tunç, buna göre, Türkiye’nin 117. sırada gösterildiğini hatırlattı.
Bakan Tunç, “Türkiye’nin üzerinde gösterilen ülkelere bir bakın, Türkiye’nin üzerinde gösterilen onlarca ülkede demokrasi bile yok. Serbest seçimler yok. Bu proje kimin projesi? Eski ABD Barolar Birliği Başkanının kurduğu bir dernek. Bunu fonlayanlar var. Bağış yapanlarla listede ilk sırada olanlar aynı. Ne kadar bağış yaparsan listede o kadar yukarı çıkıyorsun. Ama bizim bütçemizde bu bağışa ilişkin bir bütçe konulmadı. 2025’te böyle bir rakam söz konusu değil.” diye konuştu.
OECD 2023 raporlarının eleştiri konusu yapıldığını ancak raporda yer alan olumlu hususun gündeme getirilmediğini belirten Tunç, “Türkiye, yargıyla ilgili ‘erişebilir, yanıt veren ve kaliteli adalet’ konusunda en çok gelişme gösteren ülkeler arasında. Yine aynı raporda, ‘Yargıda kadın/erkek eşitliği konusunda 10 yılda 13 puan arttı.’ diyor. Kürsüde görev yapan kadın hakim sayısı yüzde 40’a ulaştı. Avrupa Konseyi Adaletin Etkinliği Komisyonunun olumlu değerlendirdiği raporlar da var. Onlar niye hiç gündeme gelmiyor? Gidiyorsunuz, masa başında hazırlanan, objektif kriterlere dayanmayan, gerçek Türkiye’yi yansıtmayan raporları burada dile getiriyorsunuz.” değerlendirmelerinde bulundu.
“Yargı milletin yargısı olmaya devam edecek”
Adalet Bakanı Tunç, yargı kararlarının eleştirilebileceğini, 2024 yılında verilen 12 milyonu aşkın dosyada karar verildiğini, birkaç dosyanın gündeme getirildiğini söyledi.
İstisna olan birkaç dosya gündeme getirilerek 12 milyon dosyanın göz ardı edilmesiyle yargı teşkilatına haksızlık yapıldığını vurgulayan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’de yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığıyla ilgili olarak eleştiri sınırlarını aşanlara şunu ifade etmek istiyorum. Bugün eleştirdiğiniz bu yargı sistemi eğer 1961’de 27 Mayıs’ta iş başında olsaydı Adnan Menderes ve arkadaşları asılmazdı, dar ağacına gitmezdi. Beğenmediğiniz bugünkü yargı sistemi 12 Eylül 1980’de iş başında olsaydı, ‘bir sağdan bir soldan’ diye gençlerin yaşı büyütülerek dar ağacına gönderilmezdi. Hesap sorulması bugüne kalmazdı.
Bağımsız ve tarafsız olmamakla suçladığınız bugünkü yargı sistemi 28 Şubat’ta iş başında olsaydı, o üniversite birincisi başörtülü kızlarımızı kürsülerden ağızları kapatılarak yaka paça atmaya kimse cesaret edemezdi. Vesayetçilerin, darbecilerin koruyucu ve kollayıcısı olan 27 Mayıs’ta merhum Menderes’e ‘Seni buraya tıkan kuvvet böyle istiyor.’ diyen, 28 Şubat’ta adeta cübbelerini darbecilerin önüne seren yargı anlayışı eğer 15 Temmuz’da işbaşında olsaydı bugün hiçbirimiz burada olamazdık. İyi ki bugünkü yargı sistemi var, iyi ki 15 Temmuz’da iş başındalarmış. İyi ki darbecilere karşı milletiyle beraber dik durdular, adeta savaştılar. Demokratik hukuk devletinin, milli iradenin yanında oldular. Bundan böyle yargı hiç kimsenin arka bahçesi olmayacak. Yargı, milletin yargısı olmaya devam edecek.”
Adalet Bakanı Tunç, 2025 yılında Bakanlığına 280 milyar 275 milyon 802 bin lira bütçe öngörüldüğünü belirtti.
(Bitti)